YÖK, yapay zeka alanında etik kuralları ve yeni programları masaya yatırdı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar:
"Hiç şüphe yok ki yükseköğretimde, gerek eğitimde, gerekse araştırmalarda kullanımının yanı sıra yapay zekayı üretmekle alakalı Türkiye'de üniversitelerin önünde çok önemli bir ödev bulunmaktadır"
"YAPAY ZEKANIN KULLANIMINA İLİŞKİN EN ÖNEMLİ TARTIŞMALAR ALANDA MEYDANA GELECEK"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar toplantıda şunları dile getirdi:
"Sadece Türkiye'de değil, diğer bütün dünya yükseköğretim sistemlerinde de yapay zekanın kullanımına ilişkin en önemli tartışmalar 'etik' ve 'hukuki' alanda meydana gelecek"
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye'de üniversitelerin yapay zekayı eğitimde, araştırmalarda kullanmada ve yapay zeka araçlarının üretilmesinde çok önemli ödevlerinin bulunduğunu söyledi.
YÖK tarafından ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi'nde tüm gün süren Yükseköğretimde Üretken Yapay Zeka: Fırsatlar ve Tehditler Çalıştayı'nda söz alan tüm akademisyenleri dinleyen ve notlar alan Özvar, çalıştayın kapanış konuşmasını yaptı. Özvar, bundan sonra da bu toplantıları devam ettireceklerini söyledi.
Türkiye'de yükseköğretimde yapay zekanın ortaya çıkardığı etkilerin, sorunların, avantaj ve tehditleri ile beraber ilk defa bu kadar geniş kapsamlı bir toplantıda ele alındığını vurgulayan Özvar, toplantıda, akademisyenlerden önemli teklifler ve eleştiriler aldıklarını söyledi.
"TOPLANTI SONUÇLARINI DEĞERLENDİRECEĞİZ"
Bunların hepsini kaydettiklerini belirten Özvar, "Toplantının sonuçlarını YÖK'te değerlendireceğiz ve bunun üzerine alacağımız yeni yolu tespit etmeye çalışacağız." dedi.
Toplantıda, mühendislik bölümlerinin yanı sıra güzel sanatlardan hukuka, tıptan iletişime, iktisattan tarihe kadar farklı alanlardaki akademisyenlerin katkılarını aldıklarını anlatan Özvar, yapay zeka konusunun çok geniş kapsamlı olması ve eğitimde pek çok tarafı ilgilendirmesi nedeniyle bu çeşitliliğin önemine işaret etti.
Yapay zeka araçlarının eğitimcilere ve öğrencilere büyük kolaylıklar sağladığından yükseköğretimde yaygınlık kazanmaya başladığını ifade eden Özvar, "Bu büyük bir motivasyon. İnsanoğlunun yapabildiklerinin ötesinde ürünlere kavuşabilmesi onun teknolojiye olan isteğini kamçılıyor." diye konuştu.
"YAPAY ZEKA, FIRSAT SUNARKEN ETİK VE HUKUKİ SORUNLAR DOĞURABİLİYOR"
Erol Özvar, yükseköğretim hayatında akademik başarının; sorumluluk, gayret, çaba ve kapasite ile mümkün olabildiğine işaret ederek, yapay zeka araçlarının fırsatlar sunarken etik ve hukuki sorunlar da doğurabildiğini vurguladı.
Kendisine ait olmayan bir fikrin, bir ürünün sahiplenilmesinin bu alandaki sorunların en başında geldiğini vurgulayan Özvar, şunları söyledi:
"YÖK ve hocalar olarak inanıyoruz ki, yapay zeka kullanım alanında, yani uygulama itibarıyla belirli ahlaki veya hukuki ilkelere sadık kalmak kaydıyla insanların üretkenliklerini artırabilir. Önemli olan bu üretkenliği kendi ortaya koyduğu çabasıyla beraber kurallara uyarak, prensiplere sadık kalarak yapabilmesidir. Sadece Türkiye'de değil, diğer bütün dünya yükseköğretim sistemlerinde de yapay zekanın kullanımına ilişkin en önemli tartışmalar 'etik' ve 'hukuki' alanda meydana gelecektir."
"KAPASİTEYİ GENİŞLETMEK EN ÖNEMLİ MİSYONLARIMIZ ARASINDA"
Erol Özvar, üniversitelerin yapay zeka çalışmaları konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hiç şüphe yok ki yükseköğretimde, gerek eğitimde, gerekse araştırmalarda kullanımının yanı sıra yapay zekayı üretmekle alakalı Türkiye'de üniversitelerin önünde çok önemli bir ödev bulunmaktadır. Türkiye bugün, Milli Teknoloji Hamlesi'ne başlamış ve milli teknolojileri geliştirme noktasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde önemli adımlar atmış; yapay zeka alanında da hiç şüphe yok ki dünya ile paralel, onlarla iletişim içerisinde kendi yapay zeka araçlarını kullanabilecek kapasitede bir ülkedir. YÖK olarak bu kapasiteyi genişletmeye vesile olmak, rehberlik etmek, teşvik etmek bizim en önemi misyonlarımız arasında bulunmaktadır.
YENİ PROGRAMLAR İSTİŞARE İLE ELE ALINACAK
"Üniversitelerdeki geleneksel programların yanı sıra özellikle yazılıma ve yapay zekaya dayalı yeni programları istişareler yaparak ele alacağız. Mevcut programlara yapay zeka uygulamaları ile alakalı bir kısım dersleri entegre edeceğiz. İktisattan işletmeye, sosyolojiden felsefeye hatta ilahiyat programlarına kadar bu yeni alanın, öğrencilerimiz tarafından öğrenilmesinin yükseköğretimdeki programların modernizasyonu açısından önemli bir adım olacağına inanıyoruz."
Özvar, yapay zeka konusundaki planlamanın, sadece metin bazlı yapay zeka uygulamaları şeklinde değil, görüntülemeden müziğe, tasarımdan resme kadar tüm alanların bütün olarak düşünülerek yapılması gerektiğine işaret etti.
"İnşallah 2024 itibarıyla bu temalar, yükseköğretim kurumlarımızın programları içine yavaş yavaş yerleştirilmeye başlanacak ve yazılım ve iletişim temelli programları üniversitelerimizle buluşturacağız." diye konuştu.
YAPAY ZEKA PROGRAM BİRİMİ KURULACAK
Özvar, YÖK'te "yapay zeka program danışma birimi"nin kurulacağını da bildirdi.