Bir kahraman düşleyin denilse hiç kuşkusuz aklımıza gelen ilk figür; Batı’nın zihin kodlarımıza işlediği kendilerine has kostümleri ve pelerinleriyle “süper kahramanlar” olur. Oysa Sezai Karakoç, Yitik Cennet isimli kitabında “medeniyet kahramanı” olarak insanlığın dirilişini sağlayacak peygamberleri karşımıza çıkarıyor. Ve ardından bize şu soruyu yöneltiyor: “Batı’nın soluğu bize ne zaman ulaştı? Bu soluk geldiği için mi değişmeye başladı yüzümüz?”  Altı çizili satırlar serimize Sezai Karakoç’un Yitik Cennet eserinin tahliliyle devam ediyoruz…

Yayınlanma Tarihi: Haziran 17, 2021 09:13 Güncelleme Tarihi: Haziran 17, 2022 15:59

Bir kahraman düşleyin denilse hiç kuşkusuz aklımıza gelen ilk figür; Batı’nın zihin kodlarımıza işlediği kendilerine has kostümleri ve pelerinleriyle “süper kahramanlar” olur. Oysa Sezai Karakoç, Yitik Cennet isimli kitabında “medeniyet kahramanı” olarak insanlığın dirilişini sağlayacak peygamberleri karşımıza çıkarıyor. Ve ardından bize şu soruyu yöneltiyor: “Batı’nın soluğu bize ne zaman ulaştı? Bu soluk geldiği için mi değişmeye başladı yüzümüz?”  Altı çizili satırlar serimize Sezai Karakoç’un Yitik Cennet eserinin tahliliyle devam ediyoruz…

Altı çizili satırlar - Sezai Karakoç’un diriliş mucizesi: Yitik Cennet

SEZAİ KARAKOÇ VE DİRİLİŞ FİKRİ

🔶 Sezai Karakoç, şair, yazar ve mütefekkir yönüyle edebiyatımıza önemli katkılar sunmuş şahsiyetlerdendir. Yüreğimize dokunan dizelerinden aşina olduğumuz Karakoç, düz yazılarında güncel sorunlara, kültür ve tarihimizin önemli konularına, İslam medeniyeti ve inanç gibi meselelere değinir. Bilhassa İslam aleminin meselelerini kendi oluşturduğu "diriliş" felsefesiyle açıklayan Karakoç'un, güçlü bir mütefekkir yönü vardır.

🔶 Karakoç'a göre Batı hegemonyası karşısında İslam medeniyeti yara almıştır. Karakoç, Batı kültür ve medeniyeti karşısında can çekişen toplumların yok olmasını engellemek amacıyla diriliş idealini ortaya atar. Bu sebeple bütün İslam toplumlarını diriliş direnişine çağıran Karakoç'un düşünce dünyasında bu ideal; "Herkesin konuştuğu dilden mahrum, ama yepyeni bir dil konuşmanın sevinci"dir.

🔎Sezai Karakoç kimdir?

BİR DİRİLİŞ İNŞASI: YİTİK CENNET

Kitabın içeriği

🔶 Karakoç'un diriliş düşüncesini inşa ettiği eserlerden biri Yitik Cennet'tir. Diriliş idealini gerçekleştirecek olan nesil, kendisine medeniyet kahramanları olan peygamberleri örnek almalıdır.

🔶Yitik Cennet, Karakoç'un peygamber tasavvurunu ortaya koyduğu, şiirsel diliyle okuru peygamber kıssalarına ve medeniyetimizin derinliklerine dahil eden bir eserdir.

Sezai Karakoç'un 'Yitik Cennet'inden 25 unutulmaz alıntı

🔶Karakoç, eserinde Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. Süleyman, Hz. Yahya, Hz. İsa ve yeniden bulunmuş cennet yani Hz. Muhammed'in hayatları üzerinden medeniyet fikrini yeniden yorumlar. Sekiz peygamber cennetin sekiz kapısını temsil ederken dokuzuncu bölüm yani Efendimiz cennetin ta kendisi olarak ifade edilmiştir.

"O bir cennetin kapısı değil, Cennet'in ta kendisidir."

🔶 Karakoç eserinde peygamberlerin kurduğu medeniyet algısı içinde yitirilmiş cenneti yeniden bulmanın kapılarını aralar.

"Cenneti bulmak için yitirmek gerekiyordu"

Yitik Cennet kitabını incelemek ve satın almak için tıklayınız

SEZAİ KARAKOÇ'UN PEYGAMBER TASAVVURU

🔶 Karakoç eserinde peygamber tasavvurunu, medeniyetlerin dirilişi bağlamında ele alır. Hz. Adem ilk insan, ilk peygamber ve ilk medeniyetin kurucusudur. Bu bağlamda insanın varoluş hakikatini peygamber, medeniyet ve diriliş kavramı ekseninde irdelemiştir.

🔶 Karakoç'a göre İslam medeniyetinin dirilişi, peygamberlerin asırlar boyunca kurdukları medeniyet tasavvuru bağlamında gerçekleşecektir.

🔶 Peygamberler Karakoç'a göre ilahi sözü duyan ve onu insanlara duyurma misyonunu yüklenen üstün insanlardır. Allah tarafından verilen bu kutsal vazifeyi hakkıyla yerini getirirler. Peygamberler yalnızca bir inancın kahramanı değil aynı zamanda iyiliği kuran ve kötülüğü yıkan bir medeniyetin de en cesur kurucularıdırlar. Karakoç'a göre kutsal çileler çeken peygamberlerin hayatı başlı başına bir medeniyetin yazgısı gibidir.

"Peygamber hayatı, baştan aşağı bir medeniyettir. Hakikat medeniyetidir. Hakikat medeniyetini bir ağaca benzetirsek o ağacın çekirdeği gibidir peygamber hayatı. Medeniyet bu hayatın açılımından ibarettir."

Sezai Karakoç'un Hızırla yolculuğu: "Hızırla Kırk Saat"

BATI'NIN SOLUĞU BİZE NE ZAMAN GELDİ?

MEDENİYETİN ÖZÜ: HZ. ADEM

🔶 "Andolsun onların kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır." Yûsuf Suresi - 111.ayetinde geçtiği üzere Karakoç, okura peygamberler kıssaları ekseninde günümüze ibret olacak yaklaşımlar sunar.

🔇Yûsuf Suresi - 111 . ayeti dinlemek için tıklayınız

🔇İbrahim Sadri'nin sesinden Yûsuf Suresi - 111 . ayetin mealini dinlemek için tıklayınız

📖Yûsuf Suresi - 111 . ayetin tefsirini okumak için tıklayınız

🔶 Yitik Cennet'te ele alınan ilk peygamber Hz. Adem'dir. Kitap okuru meraka sürükleyen şu cümlelerle başlar:

"Adem'le Havva'nın Cennette öncesiz sonrasızmışçasına mutlu bir hayatı yaşadıkları zaman gibiydi hayatımız Batı'nın soluğu bize gelmeden önce…"

Hz. Adem kimdir? Hz. Adem'in hayatı: Hz. Adem kıssası…

🔶Karakoç, medeniyetimize Batı'nın soluğunun henüz gelmediği zamanları Adem ile Havva'nın cennette mutlu mesut yaşadıkları zaman dilimine benzetir. "Öncesiz" ve "sonrasız" gibi hissedilen bu saadet zamanları, bir müddet sonra "yabancı" bir gölgenin varlığıyla sekteye uğrar. Batı'nın soluğu medeniyetimizi yitirilmiş bir cennete sürüklemiştir.

Sezai Karakoç'un İslam milleti

🔶Karakoç, "Bu soluk bize ne zaman geldi?" sorgulamasına girişir kitabında. Batı'nın medeniyetimizi bir kanser hücresi gibi sarmasını bir "kültür alerjisinden fazlası" olarak gören Karakoç'un zihninde Batı imgesi, bir şeytanı çağrıştırmaktadır.

"Ben bunu Adem'le Havva'nın Cennette şeytanla ilk karşılaştıkları an imajıyla düşünüyorum. Şeytan içeriden mi gelmişti dışarıdan mı? Bence daha önemlisi şeytanın çağırısını dinleyen bir kulağın hemen içeride hazır oluşuydu."

🔶 Karakoç, gerek fikir yazılarında gerekse şiirlerinde önemli meselelerimizden biri olan Batı ve modernizm eleştirisi üzerinde durmuştur. Şairin sanat ve fikir hayatında bu mesele, geniş bir yelpaze ile okuyucunun karşısına çıkar.

Sezai Karakoç şiirinde Batı ve modernizm eleştirisi

🔶 Karakoç, Doğu-Batı tartışmalarında her iki medeniyeti tarihi, felsefi, dini, milli ve ideolojik kimliği içerisinde en iyi analiz edip konumlandıran isimlerden biri olmuştur.

"Dirilten yağmurlar olduğu gibi çürüten yağmurlar da vardır. Şeytanın bu meydan okuyuşu incelenmeğe muhtaçtır. Eğer bir iççağrımız olmasaydı şeytan ne yapacaktı? İçimize girebilecek miydi? Şeytan bütün gücünü bizden alıyor, farkında değil. "

YENİDEN DİRİLİŞ: NUH TUFANI

🔶 İnsanlık Hz. Adem ile varoluşui Hz. Nuh ile sürdürebilmeyi tanımış ve medeniyetlerde de olduğu gibi önce varoluş ardından medeniyeti sürdürme problemlerine tanık olmuştur.

"İnsanlık varoluş imtihanını Hz. Adem'le verdi. Sürebilme imtihanını, hayat imtihanını da Hz. Nuh'la."

🔶Karakoç'a göre Nuh'un gemisi her zaman inanmış olanlar topluluğunu sembolize etmiştir. Şair, ,nananların her daim bir araya gelmesi ve yol gösterici etrafında toplanması gerektiğini düşünür.

"Bir medeniyet de batış çanlarını çaldı mı, onun gerçek sahipleri durumu bütün acılığıyla görmeli ve hemen bir "diriliş noktası" etrafında toplanmalıdırlar ki, inanç, düşünce, sanat, edebiyat, ahlak ve davranışlardaki olağanüstü medeniyet oluşumu duraklamaya yüz tutmuşsa, o tohum gibi olan noktadan yeniden yüz göstersin, boy versin, neşvünema bulsun"

🔶Nuh'un gemisi tufanda bir yok oluş değil gelecek zamana doğru yol olan bir diriliştir.

🔶 Karakoç'a göre hakikate kapısını kapamamış bütün medeniyetler için yeniden var olma ve kurtuluş ümidi vardır. Yeter ki dirilişlerini ortaya koyabilecek hakikat mayalarını yitirmemiş olsunlar…

"Kötünün ekilip biçilmesi sonucu insanlık alınyazısının kara tarlası haline gelmiş yeryüzünü arıtıcı suya boğup güneşe yakın el değmemiş yerlerde yeniden hakikat medeniyetinin ocağını tüttürmek için, her diri özden bir parça alınarak oluşturulmuş bir hayat mayasını tutturmak için insanlığın diriliş kırkları kurtuluş gemisinde yol alıyor."

Hz. Nuh kimdir? Nuh Tufanı nasıl gerçekleşti?

İNANCIN TEMELLENMESİNDE ÖNCÜ: HZ İBRAHİM

🔶 Karakoç'a göre Hz. İbrahim ile inancın temellenmesine öncülük edilmiş; inanmışlar milleti ve toplumu kurulmuştur.

"Hz. İbrahim'in hayatı, hakikat medeniyetini yaşatıcı özlerin sembollerini toplayan kutlu bir dergidir. Mağara dönemi, metafiziğin temellendirilişi dönemi. Ateş üstünde imtihanı, iradenin olgunlaşma çağı, uygarlık kişisinin ortaya çıkışı. Kabe'nin yapılışı toplumun, milletin doğuşu ve böylece medeniyet yapısının her yönden bütünlenişi dönem veya çağı. Kuş parçalarının tepelerden çağrılarak kuşun dirilişini görüş ise sarsılan, yıkılışa yüz tutan bir uygarlığın dirilişine ışık tutmaktır."

Hz. İbrahim kimdir? Hz. İbrahim'in hayatı ve mucizeleri nelerdir?

HZ. YUSUF'A DÜŞEN DEVLET KURMA ÖDEVİ

🔶Karakoç, devlet düşüncesi ve ilkelerinin Hz. Yusuf ile gerçekleştiğini düşünmüştür. Söz gelimi hakikat medeniyetinde devlet kurma ödevi kendisine verilmiştir.

"Devlet Yitik Cennet'ti. Hazreti Yusuf onu yeniden bulup insanları ona çağırdı. Bu dünyada öteki dünyanın kokusunu aldırdı onlara."

Hz. Yusuf kimdir? Hz. Yusuf'un hayatı: Hz. Yusuf kıssası…

HZ. İBRAHİM VE HZ. YUSUF'UN TOPLUMDA DİRİLİŞİ: HZ. MUSA

🔶 Sezai Karakoç Hz. Musa'yı yeni bir insan, diriliş insanı olarak tanıtmıştır.

"Hazreti Musa bir dirilişti. Hazreti İbrahim ve Hz. Yusuf'un toplumda dirilişi. Toplumu kurtararak dirilişiydi o mucize sultanı."

Hz. Musa kimdir? Hz. Musa'nın mucizeleri nelerdir?

HAKİKAT MEDENİYETİNİN MİMARI: HZ. SÜLEYMAN

🔶 Karakoç'un bahsettiği hakikat medeniyetinin devlet formülünün aslına ise Hz. Süleyman ile ulaşılmıştır. Hz. Yusuf'un attığı tohum Hz. Süleyman ile tutmuştur. Karakoç, Hz. Süleyman'ı ilahi mucizenin sembolü olarak tanımlamıştır.

"Süleyman'ın Meselleri olduğu gibi Süleyman da Süleyman'ın çağı da anlayan, bilen, duyan, kavrayan, sezen, fark eden, insan ve uygarlık ruhu için, mutlak bir meseldir. Baharın bir gün biteceğini , günün döneceğini hiç unutmaması için insanın ve uygarlığın…"

Hz. Süleyman'a verilen mucizeler nelerdir? Hz. Süleyman kıssası ve hayatı...

RUHLARA İNEN KAMÇI VE HAKİKATİN KILICI: HZ.YAHYA

🔶 Karakoç, Zekeriya, Meryem ve Yahya'lar olduğu sürece dirilişin her zaman gerçekleşeceğini ifade eder. Şayet kalbimizde bir mihrap ışığı yanarsa ölen ruhlar bu isimler vasıtasıyla dirilecektir.

"Yahya ruhlara inen kamçıydı. Hakikatın kılıcıydı. Zahiren mermerde, Roma somaki mermerlerinde kırıldı."

Hz. Yahya kimdir? Hz. Yahya nasıl öldürüldü?

DİRİLİŞ MUCİZESİ: HZ. İSA

🔶 Karakoç Hz. İsa'nın insanlara getirdiği mesajı bayatlaşan hayatta tazelik veren bir aşı gibi insanların ruhlarına akacak balözü olarak tanımlamıştır. Karakoç'a göre yitirdikten sonra yeniden buluşun mesajını veren peygamber Hz. İsa'dır.

"Roma'dan dondurup kalıplaştırdığı ruhu, zincirlerinden kurtarıp özgürlüğe kavuşturan bir Peygamber, Hazreti İsa, diriliş mucizesiyle geldiği gibi Uygarlık da aklın yönetimindeki donuşa karşı, gönlün buzları çözücü aşk ve merhamet ateşini, Hazreti İsa hararetini tutmasını bilmelidir."

Hz. İsa kimdir ve ne zaman doğmuştur? Hz. İsa hayatı ve mucizeleri...

YENİDEN BULUNMUŞ CENNET: HZ. MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V)

🔶 Karakoç'a göre bahsi geçen bu 8 peygamber cennetin sekiz kapısıyla ilişkilidir. Bütün peygamberlerin kurtuluş kapısı ise cennetin ta kendisi olan Hz. Muhammed'e açılmaktadır.

🔶 Karakoç'a göre asıl kurtuluş gemisi O'nun getirdiği İslam'dı. Hz. İbrahim O'nun milletini kurmuş, Hz. Yusuf O'nun hükümranlığını inşa etmiş, Hz. Musa O'nun toplum kuruculuğunun bir müjdecisi olmuş, Hz. Süleyman O'nun devletini nakşetmiş, Hz. İsa ise O'nu muştulamıştı.

Peygamber Efendimiz'in hayatını okumak için tıklayınız

"Bütün peygamberler O'nun bir cephesiydi. Bütün cepheler O'nda tamam oldu."

"Bir medeniyetin alın yazısı, dramı veya trajedisi, Yitik Cennet - Yeniden Bulunmuş Cennet karşılığında gizliydi. Bu gizli, O'nun getirdiği Uygarlık Bütünlüğü'nde açığa çıkıyor, aydınlanıyordu."

🔶 Sezai Karakoç, Yitik Cennet'te peygamber kıssaları vasıtasıyla asıl medeniyet kahramanlarımızı bizlere sunuyor. Yazımızı kitabın son cümleleriyle tamamlayalım:

"Medeniyetini yitirmiş aydınlar yad uygarlıkların taklit cehenneminden kavrulup dururken, bir diriliş esintisiyle aralarında sıyrılacak olanlar, bu satırlarda, belli belirsiz, yeni bir mayalanmanın ilk çizgilerini sezer gibi olurlarsa, görevin yapılmış olması mutluluğundan bir serinlik ilk sabah çiğlerini düşürmüş olacaktır gecede alev alev yanan ruhumuza kuşkusuz. "

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz.
Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
>