14'üncü yüzyılın ünlü İslam bilgini, düşünür ve bilim insanı İbn-i Haldun'un henüz 19 yaşındayken yazdığı ilk eserinin nüshası İspanya'da bulundu. Eserin İbn-i Haldun'un kendi el yazması olduğu tahmin ediliyor.
HENÜZ 19 YAŞINDAYKEN YAZDI
Ortadoğu ve İslam konusundaki uzmanlığı ile bilinen Londra Üniversitesi SOAS araştırmacılarından Üveys İkbal (Uwais Iqbal) yaptığı açıklamada, İspanya'da bir manastırda İbn-i Haldun'a ait el yazması bir eserin bulunduğunu söyledi. Bugüne dek bilinmeyen ve İbn-i Haldun'un ilk eseri olduğu tahmin edilen yazmanın tarihi 1351 olarak belirlendi.
İbn-i Haldun'un daha 19 yaşındayken yazdığı tahmin edilen bu eserin, bugüne kadar varlığı biliniyordu; ancak hiçbir kopyası kalmadığı için kayıp olduğunu düşünülüyordu.
"İBN-İ HALDUN'UN KENDİ EL YAZISI"
Eşsiz eseri İspanya'daki El Escorial Manastırı'nın kütüphanesinde bulduğunu belirten İkbal, yazmanın bizzat İbn-i Haldun'un elinden çıktığının altını da çizdi.
İkbal'in iddiası, İslam tarihçileri arasında büyük bir ilgiyle karşılandı. Birçok araştırmacının İspanya'daki 668 yıllık yazmayı incelemek için çalışmalara başladığı bildirildi.
SİYASİ ORTAM İLMİ KİŞİLİĞİNİ ETKİLEDİ
1332 yılında Tunus'ta doğan İbn-i Haldun'un ilmi kişiliğinin oluşumunda yetiştiği siyasi ortam büyük önem taşıyor. Hayatının ilk yirmi yılını Tunus'ta, yirmi altı yılını Cezayir, Fas ve Endülüs'te, dört yılını yine Tunus'ta, son yirmi dört yılını da Kahire'de geçiren İbn-i Haldun iyi bir eğitim görmüş, küçük yaştan itibaren ilim ve fikir hayatına ilgi duymuş ve siyasetin içinde yer almıştı.
Onun döneminde Tunus'ta Hafsîler, Fas'ta Merînîler, Tilimsân'da Abdülvâdîler, Endülüs'te Nasrîler (Benî Ahmer), Mısır'da Memlükler hüküm sürüyordu. Kuzey Afrika ve Endülüs'teki devletler hem birbiriyle mücadele ediyor, hem de kendi içlerinde sık sık taht kavgalarına girişiyorlardı.
İbn-i Haldun 16 yaşında iken, Merînî Hükümdarı Sultan Ebü'l-Hasan, Tunus'u işgal etti. 1347 yılında, Endülüs'ten Fas'a göç etmek zorunda kalan âlimlerin bir kısmını da beraberinde Tunus'a getirdi. Tunus'a gelen bu âlimlerin ilminden faydalanan İbn-i Haldun, Abdülmüheymin'den hadis ve siyer, Zevâvî'den kıraat, Sattî'den fıkıh, Âbilî'den fıkıh usulü, kelâm, mantık, felsefe ve matematik dersleri aldı. Fahreddin er-Râzî'nin kelâm ilmindeki usulünü öğrendi.
7 ASIRLIK EL YAZMASI NASIL BİR ORTAMDA YAZILDI?
İbn-i Haldun, 1348'de veba salgınında anne babasını ve hocalarının bir kısmını kaybetti. Bu sırada Tunus'u işgal etmiş olan Sultan Ebü'l-Hasan Fas'a dönmek zorunda kaldı. Beraberinde getirdiği âlimler de onunla birlikte Fas'a döndü. Hocalarıyla beraber Fas'a gidip öğrenimine orada devam etmeye karar veren İbn-i Haldun'u ağabeyi Muhammed bu fikirden vazgeçirdi.
Sultan Ebu'l-Hasan Tunus'tan ayrıldıktan sonra Hafsîler Tunus'ta tekrar iktidarı ele geçirdiler. Hafsî Sultanı II. Ebu İshak'ı vesayeti altına alıp bütün yetkileri elinde toplayan Vezir İbn Tafragîn, İbn-i Haldun'u sultanın "alâmet kâtipliği" görevine getirdi.
İLİM MECLİSİNİ OLUŞTURAN ÂLİMLER ARASINDAYDI
Hafsîler'in Kostantîne Emîri İbn Umâre Tunus üzerine yürüyünce sultanın ordusu, 1353'te Merre-Mâcenne'de yapılan savaşta bozguna uğradı. Savaşa katılmış olan İbn-i Haldun Biskre'ye kaçtı. Kışı burada geçirdikten sonra Tilimsân'a gitti. Tilimsân'da, babası Ebu'l-Hasan'ı tahttan uzaklaştırarak yerine geçen Merînî Sultanı Ebû İnân ve veziri Hasan b. Ömer'le görüştü. Vezirle birlikte geldiği Bicâye'de kışı geçirip Ebû İnân'ın daveti üzerine 1354'te Merînîler'in başşehri Fas'a gitti.
Kendisine yakın ilgi gösteren sultan, onu ilim meclisini oluşturan âlimler arasına aldı. Bir yıl sonra da kâtiplik ve mühürdarlık görevine getirdi. İbn-i Haldun bu sırada Fas'taki kütüphanelerde çalışmalar yaptı. Endülüs'ten buraya göç eden âlimlerden de faydalanarak bilgisini genişletti. Üveys İkbal'in İspanya'da bir manastırda bulduğu el yazması eser de, bu çalkantılı devirde ortaya çıkmıştı.