10 soruda çocuk edebiyatının usta kalemi Kemalettin Tuğcu
Pek çok kuşağa okuma alışkanlığı kazandıran, Türkiye'nin en çok okunan ve tartışılan yazarları arasına giren Kemalettin Tuğcu, çocuk edebiyatının en önemli simalarından biriydi. Yaşamına sığdırdığı 300'ün üzerinde eseriyle en üretken yazarlar arasındaki yerini aldı. Peki, Kemalettin Tuğcu neden okula gidemedi, babasına karşı hissettiği büyük kırgınlık neydi? Yazar, çocuk edebiyatı çerçevesinden bakıldığında hangi noktalarda eleştirilere tabi tutuldu? Doğum yıl dönümü anısına Kemalettin Tuğcu'nun yaşamına ve edebi kişiliğine dair 10 soru ve cevabı derledik…
📌Türk edebiyatının roman türünde en fazla eser veren yazarlarından biri olan Kemalettin Tuğcu'nun, eserlerinde "çocuğu" temel özne olarak ele alması yönüyle, çağdaşları arasında ayrı bir yeri vardır.
📌Tuğcu, eserlerinde çocuğu konu edinmiş, temel özne olarak çocuğu seçmiştir. Bu nedenle eserleri dönem itibarıyla çocuklar tarafından olduğu kadar yetişkinler tarafından da ilgiyle takip edilmiş ve okunmuştur.
📌Bu sebeple 300'ün üzerinde yazdığı romanla Türk edebiyatının en üretken yazarlarından biri olan Kemalettin Tuğcu'yu yalnızca çocuk edebiyatı yazarı olarak sınırlandırmak da doğru değildir.
"İnsan ölünceye kadar çalışmalı, rahat yatağında değil, iş başında veya yolda ölmeli."
📌Kemaletttin Tuğcu'nun yazarlık yönünün gelişmesinde ve şekillenmesinde çocukluk çağının izleri vardır. Maddi sıkıntılardan öte, manen yaşadığı acılar ve bedensel engelinden ötürü yıpranan psikolojisi, yazarın üslubunu ve konu seçimini doğrudan etkiledi. Eserini besleyen ana kaynak çocukluğundan beri çektiği sıkıntılardı.
📌Her şeye rağmen eserlerinin umut dolu olmasına özen gösterdi. Nitekim bu durumu da "Yazdıklarım hep güzel biter, umut verir. Yazdıklarımda hiç kimseyi öldürmemişimdir. Çocuklar cinayetten hoşlanmazlar." ifadeleriyle belirtti.
"Allah çeşit çeşit insan yaratır. Kimi kazandığı ile yetinir, kimi elin fukarasını yarı aç çalıştırıp onların sırtından para kazanır."
📌Yazar edebiyatımızın en önemli isimlerinden biri olmasına rağmen birtakım eleştirilerin de odağı oldu. Eserlerine getirilen eleştirilerin altında yatan sebep pedagojik kaygılardı.
📌Seçtiği konular ile konunun ele alınış biçimi, dil ve üslubu en sık eleştirilen noktalardandı. Yoksulluğun insan ruhunu yaralayıcı yönü eserdeki melankoliyi arttırıyordu. Bu husus da Tuğcu'nun eleştirilmesine sebebiyet verdi. Çocuk psikolojisini olumsuz yönde etkileyeceği düşünülen ölüm, şiddet, yalnızlık, üvey anne ve baba figürleri Tuğcu tarafından sıklıkla işlendi.
Bu eleştirilere ise Tuğcu "Ben yazdığım kadar yaşarım. Bana tesir eden küçük bir olayla içimden geldiği gibi yazmaya başlarım. Heyecanım süresince yazarım. Edebi, ilmi, politik bir iddiam yoktur. Kimseye yazdıklarımı beğendirmek istemedim. Yazarken ne yazacağımı bilmem. Hazırlıksız bir konuşma gibi kelimeler birbirini izler. Esaslı bir konum yoktur" şeklinde cevap verdi.
"İnsan kusurunu bilirse kendi kendisini yener, ahlâkını düzeltir."
📌Kemalettin Tuğcu'nun eserleri sinema ve televizyon dünyasında da kendisine büyük bir yer edindi.
📌Türk sinemasında çocuk yıldızların rol aldığı filmlerin ilki olan Ayşecik'in senaryosunu kaleme aldı. "Baba Evi" adlı romanı, aynı adlı televizyon dizisine ilham verdi.
📌1990'lı yılların sonlarında aynı adlı kitaplarından uyarlanarak yayınlanan Üvey Baba, Küçük Besleme, Mercan Kolye, Babamın Günahı ve Altın Saçlı Kız filmleri ile dizileri büyük başarı kazandı.
📌"Ayşecik", "Kolsuz Bebek", "Yüz Karası" ile "Üvey Baba" gibi birçok eseri sinemaya ve televizyon dizilerine uyarlanan yazar, 1995 Tüyap Kitap Fuarı'nda çocuk edebiyatı alanında ödül kazandı.
"Zaten okuyacaksak hakkıyla okumak gerekli. Dört yıllık fakülteyi altı yılda bitirmek işi sürüncemede bırakmak doğru değil."