Abdülkerim Kuşeyri kimdir? Kuşeyri tefsiri Letaifu'l İşarat...
Abdülkerim Kuşeyri, mutasavvıf, kelâm, tefsir ve hadis âlimi olarak, İslam literatürüne pek çok kıymetli eser bırakan bir isim. Güzel hitabeti ve etkili vaazları ile yaşadığı dönemde ün kazanmış; ondan söz ederken "taşa hitap etse onu bile eriteceği" söylenmişti. 27 yıl boyunca hadis dersleri veren Kuşeyri, tasavvuf, kelâm, hadis, fıkıh, tefsir, gramer, lügat ve edebiyat gibi ilim dallarında geniş bilgiye sahipti. Fikriyat Yayınevi'nin ilk eseri olan Kuşeyri'nin Kur'an-ı Kerim tefsiri, kıymetli yazarımız Ekrem Demirli'nin çevirisi ile "İlahi Kelam'ın Sırları" adıyla raflarda yerini aldı. Bu vesileyle eserin müellifi Abdülkerim Kuşeyri'nin yaşamını ve gelecek nesillere miras bıraktığı eserlerini derledik.
Sübkî onun Bağdat'tan ayrılınca hacca gittiğini, Kündürî'nin baskısı sebebiyle memleketlerini terk etmek zorunda kalan 400 kadar Hanefî ve Şâfiî kadısı ile orada buluştuğunu, kadılar adına veziri kınayan bir konuşma yaptığını kaydeder.
Bedîüzzaman Fürûzanfer, Kuşeyrî'nin halifenin desteğini aldıktan sonra Nîşâbur'a döndüğü şeklindeki rivayetin daha doğru olduğu görüşündedir. On yıl Amîdülmülk Kündürî'nin baskısı altında sıkıntılı bir ömür süren Kuşeyrî, 1064'te vezirin Alparslan tarafından idam edilmesi ve yerine Nizâmülmülk'ün getirilmesiyle rahata kavuştu.
Kuşeyri, Nîşâbur'daki medresesinde ders vermeye ve vaaz etmeye devam etti. 1045'te başladığı hadis derslerini ölümüne kadar 27 yıl boyunca sürdürdü. Bu arada Tûs, Ebîverd ve Merv gibi Horasan şehirlerini ziyaret etti.
Son yıllarını refah içinde geçirdikten sonra 30 Aralık 1072'de Nîşâbur'da vefat etti. Mürşidi ve kayınpederi Ebû Ali ed-Dekkâk'ın medresesinin hazîresine gömüldü. Kabri günümüze kadar ziyaret edilegelmiştir.
Tasavvuf, kelâm, hadis, fıkıh, tefsir, gramer, lügat ve edebiyat gibi ilim dallarında geniş bilgisi olan Kuşeyrî, daha çok mutasavvıf olarak tanınır.
İmâmü'l-Haremeyn el-Cüveynî ve en seçkin öğrencilerinden Ebû Ali el-Fârmedî vasıtasıyla Gazzâlî'yi etkileyen Kuşeyrî, tasavvufu Sünnî bir çerçeve içine almak istemiştir.
Melâmet akımının doğduğu bölgede yetişmesine rağmen er-Risâle'sinde melâmet bahsine yer vermemesi, sûfîlerin Eş'ariyye akîdelerine aykırı gördüğü sözlerini zikretmemeye gayret etmesi, uzun süre Nîşâbur'da kalan ve burada semâ meclisleri kuran Ebû Saîd-i Ebü'l-Hayr'dan hiç bahsetmemesi onun bu tavrıyla ilgilidir.
Kuşeyrî, şathiyeleriyle ünlü Bâyezîd-i Bistâmî'yi takdir etmiş, Hallâc-ı Mansûr'dan yararlanmış, semâı savunmuş ve zâviyesinde mürid ve tâliplerle tasavvufî sohbetler düzenlemiştir.
er-Risâle: Tasavvuf tarihinin en önemli kaynaklarından sayılan eserde Kuşeyrî, tasavvufun temeli olan konuların Sünnî akîdeye tam anlamıyla uyduğunu ortaya koyarak sûfîlerin Sünnî çevrelerde uğradıkları eleştirilere cevap vermek, ayrıca onların bu çerçeve dışına çıkmalarını önlemek istemiştir.
et-Tahbîr fi't-tezkîr: Esmâ-ül hüsnâyı şerhettiği bu eserinde Kuşeyrî tasavvufî görüşlere geniş yer vermiştir. Kitap bu alanda yazılan ilk tasavvufî şerh olup bu tür şerhlere örnek olması bakımından önemlidir.