Endülüslü filozof ve hekim: İbn Tufeyl
İbn Tufeyl, 12. yüzyılda Müslümanların hüküm sürdüğü Endülüs'te doğdu ve yaşadı. Tıp ve felsefe alanında eğitim aldı; iyi bir cerrah ve tabip olmasının yanında felsefi tartışmaların da aranan ismi oldu. İlgi alanı oldukça geniş olan İbn Tufeyl, Hz. Osman mushafının Kurtuba'ya intikalini de bir öyküyle kaleme aldı. İbn Tufeyl, "ıssız bir adada yaşam" konusunun ilk kez işlendiği, uykulu çocukluk evresinden bilgiye ve bu bilgiyle karakterin dünyayı ve etrafındaki her şeyi kavramasını ele alan Hayy bin Yakzan'ın müellifi olarak pek çok eserin ilham kaynağı oldu.
Ebû Ya'kûb, otoritesini kabule yanaşmayan Kafsa şehrini fethettiği sırada maiyetinde İbn Tufeyl de vardı. Zaferden sonra ülkenin her yanına gönderilen fetihnâmeye İbn Tufeyl'in yazdığı bir kaside de eklenmişti.
Bu kasidenin yazılışından 10 yıl önce de Ebû Ya'kûb, Hristiyanlara karşı topyekûn cihad çağrısında bulunurken çoğunluğu Kays kabilesine mensup Arapların orduya katılmasını temin etmek üzere İbn Tufeyl'den bir kaside yazmasını istemiş, filozof da bu isteği yerine getirmişti. İbn Tufeyl, İslam tıp literatüründe kendi türünün en uzun manzum eserini (urcûze) kaleme almıştır.
Nitekim İbn Rüşd ile filozofun el-Külliyyât fi't-tıb adlı eseri etrafında müzakerelerde bulunduğu kaydedilir. Öte yandan ilim tarihçileri, İbn Tufeyl'in astronomideki yetişmişliğinin tıptan daha ileride olduğu kanaatindedir.
Bunun sebebi, Batlamyus astronomi teorisine yöneltilen eleştirilerin Endülüs'teki öncülerinden biri olmasıdır.
Bitrûcî de astronomi üzerine olan eserinin mukaddimesinde İbn Tufeyl'in kendisine bu yeni sistemden söz ettiğini, gök cisimlerinin hareketlerini merkez dışı yörüngeler ve episiklüs modeline ihtiyaç duymadan açıkladığını belirtmiştir.
Makkarî, İbn Tufeyl'in torununun oğlu olan Vezir Ebû Zekeriyyâ Yahyâ'nın elindeki bir metinden bu mushafın Emevî geleneğindeki hikâyesini aktarmıştır. Ancak İbn Tufeyl'in ilmî şahsiyetinin en önemli unsurunu filozofluğu oluşturur.
Nitekim Merrâküşî de her şeyden önce onun bir Müslüman filozof oluşuna, felsefî çalışmalarının yöneldiği alan ve fikirlere temas etmektedir. İbn Tufeyl, Ebû Ya'kûb Yûsuf'un 1184 yılındaki ölümü üzerine yerine geçen oğlu Ebû Yûsuf el-Mansûr tarafından da himaye edildi ve Ebû Ya'kûb'un ölümünden bir yıl sonra Merakeş'te vefat etti.
Birçok Doğu ve Batı diline çevrilen bu eser, Ahmet Hamdi Tanpınar tarafından "Müslüman âleminin tek romanı" olarak tanımlanır. Eserde Hayy karakterinin uykulu çocukluk evresinden bilgiye ve nihai bilgiye geçmesini ve bu bilgiyle dünyayı ve etrafındaki her şeyi kavramasını ele alır.
Hikâyenin başında bir prenses, Hayy'ı gizlice doğurur ve ekvatorda bir adanın sahiline terk eder; burada bir dişi geyik tarafından emzirilen Hayy, hayatının ilk 50 yılını insan yüzü görmeden geçirir. "Issız bir adada yaşam" konusunun işlendiği bu eser birçok yapıta ilham olmuştur.