Hareket felsefesini Anadolu'yla buluşturan mütefekkir: Nurettin Topçu
Anadolu ve İslam medeniyeti sentezi için çabalayan, "Hareket" dergisinin kurucusu, sosyolog, felsefeci, yazar ve öğretmen Nurettin Topçu, 20'nci yüzyıl Türkiyesi'nin mütefekkiri, Cumhuriyet dönemi Türkiyesi'nin kalbi ve ruhuydu. Hareket felsefesine, Maurice Blondel'in penceresinden baktı. Topçu'ya göre isyanın da bir ahlakı vardı. 1975 Nisan'ı pek de iyi haberler getirmedi. Pankreas kanserine yakalandı. Aynı yılın 10 Temmuz'unda vefat etti.
"Unutmak denilen o müthiş hem de kurtarıcı musibet, daha yaşarken hayat yolunda adım adım öldüğümüzü göstermiyor mu?"
Yunus Emre ve Mevlana Celaleddin Rumi'nin düşüncelerinden de etkilenen Topçu, Sorbon'da başladığı Bergson üzerine çalışmasıyla doçent unvanı almasına ve İstanbul Üniversitesi'nde iki yıl eylemsiz doçent olarak çalışmasına rağmen kendisine üniversitede kadro verilmedi.
Türkiye'ye döndükten sonra Galatasaray Lisesi başta olmak üzere farklı liselerde öğretmenlik görevi yürüttü. Toplam 40 yıl boyunca öğretmenlik yapan Topçu, 1960 ihtilaline kadar Robert Koleji'nde tarih, İstanbul İmam Hatip Okulu'nda psikoloji, felsefe ve dinler tarihi dersleri verdi.
3 kavram akla gelirdi Nurettin Topçu denildiğinde: İSYAN, HAREKET VE İRADE... Hareket felsefesine, Maurice Blondel'in penceresinden baktı.
Hareket felsefesinden esinlenerek 1939'da "Hareket" dergisini çıkarmaya başlayan Topçu, bir ekol oluşturdu ve hareket felsefesini Türk okurlarına tanıttı. Topçu, eğitim ve öğretime katkısını öğretmenlikte bırakmayıp felsefe, sosyoloji, psikoloji, mantık ve ahlak dersleri için ders kitapları da yazdı.
Usta yazar, Anadolu coğrafyasında yaşayan herkesi merkeze koyan "Anadoluculuk" düşünce hareketini savundu, kadim İslam ve Türk tarihini, tasavvufu ve modern dönemdeki sosyolojik gerçekliği eserlerinde de tahlil etti.
İsyan ahlakı neferi Nurettin Topçu'nun hafızalardan silinmeyen sözleri
"İnsanlar, hakikate ulaştıran imana sahip olmadıkları için hukuk sistemlerini icat ettiler; din yerine mecburiyeti koydular."
Aynı zamanda Anadolu toprağına ve Türk tarihine sıkı sıkıya bağlı bir milliyetçilik anlayışı geliştiren Topçu, milliyetçiliğin "devirlerin tahakküm sermayesi olan siyasi hezeyanlardan sıyrılması" gerektiğini savunurken, "Hareket, Allah'la insanın terkibidir" sözünü ölçü alarak eğitimden ekonomiye, ahlaktan politikaya, felsefeden bilime, insanı ilgilendiren her alanda yazılar yazdı.
"İsyan" bir başkaldırı değildi onun için Allah'a doğru yükselmeyi ifade ediyordu. Topçu'ya göre isyanın da bir ahlakı vardı. Bunu hatırlattı eserlerinde…
Topçu, Medeniyeti "İnsanlığın muayyen tarihi devirlerinde bir zümre cemiyetin benimsediği vasıtalarla çalışarak ortaya koyduğu ve yaşattığı teknik eserlerin ve yaşayış şekillerinin bütünü", kültürü ise "Bir cemiyetin kendi tarihi içinde meydana getirdiği değer hükümlerinin bütünü" olarak tanımladı.
"İsyan"ı da "insanı Allah'a götürecek yolları tıkayan her şeye başkaldırı" olarak tanımlayan Topçu, Batıcılığın ve Batılılaşma çabalarının taklitten öteye gidemeyişinin nedenini kültür ile medeniyetin birbirine karıştırılmasında gördü.
"Sizi dört taraftan çeviren düşmanları tanımak istiyor musunuz? Bunların çoğu sizin hayatınıza girmiş, sizin dilinizle konuşuyor ve bazan da sizin kalbinizde barınıyorlar."
Nurettin Topçu, ilk yazılarından itibaren bütünlüğü olan çok taraflı bir fikir mücadelesi yürüttü, bir taraftan da Osmanlı-Cumhuriyet modernleşmesini hesaba katıp onu aşmayı hedefleyerek tenkitçi bir bakış açısıyla "yeni bir insan", "millet", "devlet modeli" keşif ve inşa etmeye çalıştı.