Japonya'yı İslam ile tanıştıran alim; Abdürreşid İbrahim
Mehmet Akif'in ünlü 'Süleymaniye Kürsüsünde' şiirindeki Türkistanlı düşünürün Abdürreşid İbrahim olduğunu biliyor muydunuz? Japonya'yı İslam ile tanıştıran Abdürreşid İbrahim, burada bir de cami inşa ettirdi. Yazdığı eserlerle İslam dünyası ve Japonya arasında köprü oluşturdu. Bir sürede Tokyo'da kalan, Japonca öğrenen ve İmparatorluk ailesiyle dostluğunu sürdüren İbrahim, üst düzey bazı devlet adamlarının Müslüman olmasına da vesile oldu. Dini tebliğ etmeye ömrünü adayan seyyah, İslam'ı yaymayı mukaddes vazife sayan, Kazanlı Müslüman bir alimdi.
Sultan II. Abdülhamid'e mektup yazan Abdürreşid İbrahim, Japonya'ya Müslüman bir heyet gönderilmesi talebini içeren bir mektup yazdı. Abdürreşid İbrahim, Sultan II. Abdülhamid'e gönderdiği mektupta şunları yazdı:
"Her ne kadar bizim Müslümanlar arasında, 'Japonya'da İslamiyet' adı altında rüya âleminin levhalarında anlatılan havadis pek çok duyulmuşsa da, asıl ve esası olmadığı tahakkuk etmiştir. Fakat bundan sonra İslamiyet'in Japonya'da intişar edeceği şüphesizdir. Zira Japon milleti, yaratılış bakımından İslamiyet'e yakın bir millettir. İslami kaidelerden olan pek çok güzel ahlak, Japonlarda fıtraten mevcuttur. Temizlik, hayâ, sadakat, emniyet, hususan cömertlikle şecaat, Japonlarda adeta bir huy olmuştur."
Abdülhamid için İbrahim, Japonya'da "İslamiyet'i yaymayı mukaddes vazife sayan", "Kazanlı Müslüman alim"di.
İslam âlemindeki ahalinin düştüğü durumdan kurtulması için büyük gayret gösterdi. Gittiği her ülkede, Müslümanları uyandırmaya çalıştı. Vaaz, makale ve eserleriyle Müslümanlara yol gösterdi.
Tara'ya geriye döndüğünde "Mirat" adlı ilk dergisini yayın hayatına sokarak Rusya'daki Müslümanların meselelerini yeniden ele aldı.
1905 yılında Müslümanlar arasında birlik fikrini yaygınlaştırmak için "Ülfet" ve "Tilmiz" adlı gazeteleri yayınlamaya başladı.
"Rusya Müslümanlarının ilk siyasi temsilcisi" olan Abdürreşid İbrahim, 1905 Rus ihtilâlinden sonra belli başlı merkezlerdeki Müslümanların ileri gelenlerini bir araya topladı ve ortak kararlar alınmasını sağladı.
Oka Nehri üzerinde bir gemide yapılan toplantıda, Rusya Müslümanlarının bir ittifak kurmaları fikri kabul edildi.
Rus hükumeti tarafından gazeteleri ve dergileri kapatılan Abdürreşid İbrahim, bu ülkeden ayrılarak ikinci büyük seyahatine çıktı.
1907 sonlarında Batı Türkistan, Buhara, Semerkant, Yedisu ve civarını içine alan bir yıllık geziden sonra tekrar Tara'ya gelerek ailesini Kazan'a yerleştirdi. 1908 Eylülünde Sibirya, Moğolistan, Mançurya, Japonya, Kore, Çin, Hindistan, Hicaz ve Ortadoğu üzerinden İstanbul'da son bulan seyahatini tamamladı.
Bu seyahatiyle ilgili anılarını "Alem-i İslam" adıyla kitaplaştırdı ve İstanbul'da dağıtılan Sırat-i Müstakim dergisinde yayınlattı.
Mehmet Akif, Sırat-ı Müstakim'de Abdürreşid İbrahim'i ve Alem-i İslam eserini şöyle tanıttı:
"İtiraf etmeliyiz ki dünyada en az bildiğimiz bir kıta varsa o da kendi menşeimiz, kendi memleketimiz olan Asya'dır. Biz Asyamız hakkında doğru malumatı doğrudan doğruya Abdürreşid İbrahim'den alacağız. Hazret, Asya'nın her tarafını senelerce gezmiş, bir koca kıtada yaşayan insanların mâzisini incelemiş, halini tetkik etmiş. Bunlarda saadet görmüşse sebeplerini aramış, sefalet görmüşse kaynağını araştırmış, gezdiği yerlerde hiç hissiyatına mahkûm olmamış. Şark'ın içtimaî hastalıklarını ortaya döküyor. Eser gayet sade bir lisan ile yazılmış, ötesine berisine resimler serpiştirilmiştir. Ben çoktan beri bu kadar samimi, bu kadar faydalı lâkin bu kadar müessir bir kitap okuduğumu hatırlamıyorum."