Ömrünü İslam’a adayan Hasan el Benna nasıl suikasta uğradı?
Hayatını İslam'a adayan Hasan el Benna, henüz 22 yaşındayken 20. asrın en kapsamlı hareketi olan İhvan-ı Müslim'i kurdu. Sadece üç kahvehane ile başlayan onun bu mücadelesi, tüm dünyaya yayıldı. Dünya çapında 72 ülkede organize olan İhvan'ın 1928 yılında ilk filizlerini atan Mısırlı düşünür ve alim Benna, 12 Şubat 1949'da uğradığı suikast sonucu 43 yaşında hayata gözlerini yumdu. Peki, Hasan el Benna nasıl suikasta uğradı?
İhvan, 1941 yılında Kahire'deki İngiliz elçiliğini ve Kanal yönetiminin işgal kuvvetlerini eleştirirken, ilk kez fiili çilesini yaşadı. Bu dönemde bir kaç dergileri kapatıldı ve tutuklanarak zindana atıldılar.
1944'de Ahmed Mahur hükümeti ile İngilizler birleşerek parlamento seçimlerinde Hasan el Benna'ya karşı savaşa girdi. 1942'de milletvekilliği adaylığı, İngilizlerin baskısıyla engellendi. 1944-1945 seçimlerinde ise bağımsız aday olarak katılan El-Benna milletvekili seçilse de İngilizlerin Mısır Hükümeti seçimleri iptal etti. El-Benna ile birlikte 60'a yakın İhvan adaylıktan düşürüldü.
II. Dünya Savaşı sırasında İngilizler tarafından birçok kez tutuklanan Hasan el-Benna, Mısır'daki sömürge yönetimine son vermek için İngiltere'ye savaş ilan etti. Bu durum neticesinde İhvan-ı Müslimin Teşkilatı hükümet tarafından kapatıldı.
Mısır'da Müslüman Kardeşler Cemiyeti'nin kurucusu Hasan el-Benna'nın, 1948 yılında cemiyetin kapatılmasından bir gün önce mektup kaleme aldı. Mektubunda gençlere şöyle sesleniyordu:
"Değerli kardeşlerim, dünya bugün Rusya'nın komünizmi ile Amerika'nın demokrasisi arasında bocalamakta, istikrar ve barışın tesisi için hangi yolu tutacağı konusunda şaşkınlık yaşamaktadır. Siz ellerinizde semanın vahyinin ilaç şişesini tutuyorsunuz.
Bu hakikati apaçık ve güçlü bir şekilde haykırmak, insanlığı İslam'ın yoluna çağırmak, boynumuzun borcudur. Devletimizin ve iktidarımızın olmaması bizim gücümüzden hiçbir şey kaybettirmez, zira çağrılar, gücünü kendinden alır, sonra o çağrıya inananların kalplerinden, sonra dünyanın ona ihtiyacından alır. Daha sonra Allah ne zaman diler ve takdir ederse o çağrıya destek vererek, onu hayata geçirir.
Ülkeleri okyanustan okyanusa uzanan 400 milyon Müslüman, bir gaflet anından istifadeyle topraklarını işgal eden sömürgeciliğe asla boyun eğmeyecektir. Yeryüzünde 'La ilahe illallah, Muhammedu'r-Resulullah' diyen bir Müslümanın yaşadığı her karış toprağı, İslam vatanı sayarız ve sömürgecilikten kurtularak, hürriyetine kavuşması için çaba harcarız.
Bu vatan doğuda Endonezya'dan batıda Kazablanka'ya kadar uzanır. Bu münasebetle size özellikle temizliği şiar edinmeyi tavsiye ediyorum. Özde, sözde, gönülde, düşüncede, eylemde, söylemde, yemede-içmede, temizlik şiarımız olsun.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ümmetine temizlik ve zarafet noktasında insanlar arasında hemen göze çarpan bir benek gibi olmayı tavsiye etmiştir.
Fıkıh kitaplarımız, taharet bahsiyle başlar. Yine sahih bir Hadis-i Şerif'te 'cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı taharettir buyrulmuştur. 'Allah tövbe edenleri sever ve temizlenenleri sever' buyuran Allah, doğru söylemiştir. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun."