Türkçenin en büyük hamisi: Ali Şir Nevai
Ali Şir Nevai, Türkçeyi yüksek bir sanat dili halinde işlemeye çalışan, bu görüşü savunan ve dilimize değer kazandıran şair, üstün bir bilgin ve devlet adamıydı. Farsçanın edebi dil olduğu bir dönemde Türkçe eserler kaleme aldı. Farsçanın Türkçeden herhangi bir üstünlüğünün olmadığını savunurken, dilimize mesafeli duran çağdaşlarını da sertçe eleştirdi. Çağatay sahasındaki edebiyatı o denli şekillendirdi ki, Çağatayca "Nevai dili" olarak anıldı. Hüseyin Baykara ile çocukluktan başlayan dostluğu sayesinde yaşamı boyunca siyasetle iç içe olsa da Nevai kelimelerin dünyasından asla kopamadı. Tarihteki sarsılmaz yerini günümüze kadar sürdürdü. İşte Türkçenin en büyük hamisi Ali Şir Nevai hakkında detaylar...
📌Nevaî, Arapçanın zengin bir dil olduğunu kabul ederek Kur'an ve hadis diline saygı gösterdi. Bu dilin güzelliğini Kuran'dan ve hadisten örneklerle belirtti. Buna karşılık, Türk ve Acem dillerini tarafsız sayılabilecek bir bakışla mukayese etti; Türkçenin üstün ve ağır basan taraflarını ayrı ayrı belirterek bunları Muhakemetü'l-Lugateyn adlı kitabıyla ispata çalıştı.
📌Nevai Türkçenin de Farsça kadar, hatta daha fazla anlatım inceliklerine sahip olduğunu düşünüyordu. Bu görüşlerine Farsça ve Türkçeyi mukayese ettiği Muhakemet'ül Lugateyn'de yer verdi.
"Türk dilinin zenginliği ve genişliği bunca delillerle sabit olduktan sonra da lazımdır ki bu halk arasında yetişen sanat adamları, öz dilleri dururken öz dilleriyle, özge dilleriyle söylediklerinden daha çok söyleyip yazmalıdırlar."
📌15. yüzyılda Çağataycanın klasik bir yazı dili olarak kimlik kazanmasında Ali Şir Nevai'nin önemi bilinmektedir. Nevai gerek eserleri gerekse görüşleriyle sonuna kadar savunduğu Türk diline büyük katkılar sundu.
📌Ali Şir Nevai manzum ve mensur eserleriyle sadece Çağatay edebiyatının değil bütün Türk edebiyatının önde gelen simalarındandı. Türkçe eserlerinde Nevai ve Farsça şiirlerinde Fânî olmak üzere iki mahlası vardı.
📌Şiirlerini Türkçe kaleme aldığı için "zü'l-lisâneyn" (iki dilli) diye tanındı.
📌Nevai'nin Orta Asya Türk dili ve edebiyatının gelişmesinde büyük tesiri oldu. Bundan dolayı Çağataycaya "Nevai dili" denildi.
📌Divan şiirine Türk hayatından gelen millî ve mahallî unsurlar kazandırdı.
(X) "Dostlar, ehl-i zemândın mehr ümidi tutmanız,
(X) Mehr-i gerdun bolsalar, köz nundın yortmanız."
(X) Dostlarım, bu devrin insanlarında vefa aramayınız; onlar, göğün güneşi de olsalar, göz nurunuzdan -parlak görmeyiniz.
(X) "Ger şâh olsun, ged gedâ kim, salmanız yüzige köz,
(X) Yâdını belkim könül etrâfıda ya vurmanız"
(X) (O insan) padişah da, dilenci de olsa, yüzüne bakmayınız; (ancak) onu anınca gönlünüzde bir düşmanlık uyandırmayınız.
(X) "Bahâr boldu vü gül meyli kılmadı könlüm
(X) Açıldı gonce vü likin açılmadı könlüm"
(X) Bahar oldu ve güle meyletmedi gönlüm, goncalar açıldı fakat gönlüm açılmadı.
(X) "Bağrıma, ey ayrılık dikeni! Her zaman saplanma
(X) Ey gönül! Yüz eziyet gelse; göze başkasını alma.
(X) Bin bela yüzlense ey can! Yardan ayrılma.
(X) Olsa yüz bin canım al ey hicran! Lakin kılma,
(X) Yarımı benden cüda, yahut beni ondan cüda."
Divan:
📌Nevâî çocukluk döneminden başlayıp hayatının sonuna kadar söylediği Türkçe şiirlerini toplayarak yedi farklı divan meydana getirmiştir.
📌Bunlardan Bedâyi'u'l-Bidâye, Hüseyin Baykara'nın isteği üzerine, Türkçe yazdığı en eski şiirlerini topladığı divanıdır. Nevâdirü'n-Nihâye, 1476-1486 yılları arasında kaleme aldığı şiirlerini ihtiva eden ikinci divanıdır.
📌Garâibü's-Sıgar, yine Hüseyin Baykara'nın şiir yazmada durgunlaştığı sırada Nevâî'ye iki ayrı divan daha tertip ederek bunların sayısını dörde çıkarmasını istemesi üzerine, Nevâî'nin ilk tertiplediği iki divanı ile yirmi yaşına kadar söylediği şiirlerini bir sınıflamaya tabi tutarak oluşturduğu divanıdır.
Hamse, bir şâirin beş mesnevisinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan yapıttır. Hamse yazarı şâirler hamse şâiri ya da hamsenüvis diye bilinir.
📌Nevai'nin diğer önemli eserlerini beş destansı şiir ve Nizami Gencevi'den esinlenerek yazdığı hamse oluşturur. Hamsedeki mesneviler şunlardır:
1.Hayret-ül-Ebrar: Hayret-ül-Ebrar, Nevai'nin bu birinci mesnevisi, 7976 mısralık, felsefî bir eseridir. Dünya hayatı, insan kalbi ve cemiyet; tarihler, efsaneler, meseller vasıtasıyla anlatılır.
2.Ferhat ile Şirin: Fars edebiyatının en önemli mesnevi konularından biri olan Ferhat ile Şirin Nevai'nin kaleminde yine mahalli unsurlarla işlenmiştir.
3.Leyla ile Mecnun: Leyla ile Mecnun "Leylâ ile Mecnun destanı" ismiyle 16. yüzyılda Fuzuli tarafından yazılmıştır. Nevai bu üçüncü mesnevisini, sonradan söylentiye göre efsâneye dönüştürülen bu aşk hikâyesini, yüksek bir sanat ve zevkle Türkçe ve Türk ruhuyla işler.
4.Seb'a-i Seyyare: Nevai, dördüncü mesnevisi olan bu eserinde, Şark dünyasında çok yayılmış Behram Gur efsanesini ele alır.
5.Seddî İskenderî: Beşinci mesnevisinde Büyük İskender'le ilgili efsanevî tarihi anlatmanın yanında, bu konuyu araç edip kendi devrinin maddî, manevî problemlerini, devlet, şah, halkın yönetilmesi, adalet, hakikat gibi konuları da işlemiştir.