Afrika’da hangi ülke neyi hedefliyor?
Çin'in Afrika yatırımları, DEAŞ'ın bölgeye göç dalgası, ABD'nin "terör bahanesi"ne, bir de İsrail eklendi. Son dönemde tüm dikkatler Afrika üzerinde toplanmış durumda. Peki, küresel güçlerin Afrika yolunda başlattıkları hamleler neler ve ne hedefliyorlar? Afrika'ya "getiri sağlayan" ülkeler, Afrika'dan ne götürecek?
Pentagon'un Nijer üzerindeki SİHA'larını genişletme hareketi Amerika'nın terörle mücadele operasyonlarında önemli bir artışa ve dolayısıyla hareket alanının genişlemesine neden olacak.
Pakistan, Afganistan, Yemen, Irak ve Suriye'ye odaklanan ABD, Nijer'deki pusu olayından sonra operasyonlarını Libya, Nijer ve Somali'ye çevirecek.
Bush yönetiminin eski terörle mücadele danışmanı Juan Zarate NBC News'e verdiği röportajda, "ABD teröre karşı savaşta ölümcül güç kullanımını yaygınlaştıracak. Aynı zamanda bu operasyonlar, terörle savaşın göç ettiğini de gösteriyor" ifadelerine yer verdi.
ABD, 2013 yılının Şubat ayında, Obama yönetiminde ilk defa yüz ABD askerini Nijer'e göndermişti. Ardından, ABD askeri varlığının arttırılacağı ifade edilmişti. ABD'nin şu an Nijer'de bin askeri bulunuyor.
Aynı zamanda Obama döneminde Nijer'de bir drone üssü kurulması noktasında anlaşma imzalanmıştı. Drone üssünün yapımı ise, hala devam ediyor.
Nijer'de ABD kanadında bunlar olurken, Avrupa'dan da dikkat çekici adımlar gelmişti. İtalya eski Başbakanı Paolo Gentiloni, Irak'ta bulunan İtalyan askerlerini Nijer'e göndermeyi planladıkları doğrultusunda açıklamalarda bulunmuştu.
"İnsan kaçakçılığı" ve "terörle mücadele" için Irak'taki İtalyan askerlerinin Nijer'e gönderilmesi yönünde parlamentoya öneride bulunduklarını belirtmişti.
Irak'ta bin 400 İtalyan askerinin bulunduğunu belirten Gentiloni, askerlerin Batı Afrika'nın Sahel bölgesine konuşlandırılacağını söylemişti. Gentiloni, "Dikkatimizi ve enerjimizi Sahel'deki insan ticareti tehdidine ve terörizm üzerine yoğunlaştırmalıyız" demişti. Nijer'e kaç askerin gönderileceği ise, açıklanmadı.
Batı Afrika'da devam eden terör olaylarına ilişkin Ekim ayında Mali, Moritanya, Nijer, Burkina Faso ve Çad orduları Batı Afrika'da ortak ordu kurmuş ve Fransa lideri Macron'dan destek almışlardı.
Geçtiğimiz yıl düzenlenen Paris zirvesinde Alman ve İtalyan liderlerinin yanı sıra, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de üst düzey katılım göstermişti. Suudi Arabistan Sahel operasyonuna 100 milyon dolar yardım yapacağını açıklamış, BAE ise askeri okul açacağını ilân etmişti.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis ile Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Nijer'deki ABD askerlerinin öldürülmesi sonrası önemli açıklamalarda bulunmuşlardı. Yaptıkları açıklamada, DEAŞ'ın Irak ve Suriye'de zemin kaybetmesiyle beraber ABD'nin terörle mücadele operasyonlarının Afrika'ya kayabileceğinin sinyalini vermişlerdi.
Savunma Bakanı Jim Mattis, eğer El Kaide ve DEAŞ ile bağlantılı örgüt Boko Haram ile mücadele için birlik göndermek söz konusu olursa, Başkan Trump'ın bunu yapabileceğini belirtmişti.
DEAŞ'ın, Suriye ve Irak'taki militanlarına, Libya ve Sahel bölgesi başta olmak üzere, Kuzey Afrika'ya gitmeleri emrini verdiği; DEAŞ'a katıldıkları tahmin edilen 30 bin yabancı savaşçıdan 6 bininin Afrika kıtasına döneceği yönünde çeşitli iddialar ortaya atılmıştı.
DEAŞ ve El-Kaide bağlantılı terör örgütleri ise, Doğu Afrika'daki eylemlerini gerçekleştirebilmek için Kuzey Afrika ülkelerindeki istikrarsızlıktan yararlanıyorlar. Libya'da 2010 yılındaki hükümet karşıtı çatışmalar nedeniyle, başta bu ülke olmak üzere, Kuzey Afrika'daki istikrarsızlığın DEAŞ'ın gelişmesi için verimli zemin oluşturduğuna dikkati çekiliyor. Bölgede insan kaçakçılığı, siber suçlar ve kara para aklama gibi suçlar gerçekleşiyor.