Arama

Aksa Tufanı yeni bir intifadanın ayak sesleri olabilir mi?

İzzeddin el-Kassam Tugayları 7 Ekim'de karadan, denizden, havadan ve çok sayıda noktadan "Aksa Tufanı" adını verdikleri kapsamlı bir operasyon başlattı. Buna karşılık işgalci İsrail, Gazze'de katliama başladı. Yaşanan son gelişmelere bütüncül bir bakış açısıyla bakabilmek amacıyla HAMAS'ın nasıl kurulduğu, 7 Ekim'de gerçekleşen savaşın sebebini, siyasi-sosyal hayatta nelere yol açacağını Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor ile konuştuk.

  • 15
  • 20

Savaşlarını hep düşmanın topraklarında veren İsrail'in ilk defa kendisi çatışmanın sahası oldu. Bu, 1948-49'dan bu yana görülmemiş bir şey. HAMAS şimdiye kadar en az 700 İsrailliyi öldürdü ki bu sayı daha da artacaktır. Yüzlercesini de esir aldı. İsrail'in imajını yerle bir etti, Mossad efsanesini yıktı. Bu, Arap halklarını derinden etkiledi.

İsrail çok sert ve kuralsız bir şekilde Gazze'ye saldırırsa, ki öyle görünüyor, şu an İsrail'e tam destek verenler de kamuoyu baskısı karşısında geri adım atabilirler. 1990'larda Orta Doğu Barış Süreci'nde Arap ülkeleri İsrail'i resmen tanımasalar da kültürel ve ekonomik alanda temsilcilikler açarak ilişki kurmaya başlamıştı. Ama 2000 yılında İkinci İntifada patlak verince Şaron'un katliamları karşısında İsrail'in bütün ofislerini kapattılar. Dolayısıyla İsrail, intikam hırsıyla ve caydırıcılığını geri kazanmak için fazla ileri giderse 2020'de başlayan normalleşme süreci ve bölgesel denge İsrail aleyhine değişebilir.

  • 16
  • 20

Betül Sav: Telegram'da HAMAS Tugayları'nın yayınladığı videolar var. Sizce bunlar göz korkutma mı?

Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor: Savaşların en önemli ayağı propagandadır, bir diğer deyişle psikolojik savaştır. Propaganda savaşını kazanan moral üstünlüğünü elde eder. Çok çarpıcı ve etkili bir propaganda savaşı yürüttüler. Sınırları havadan, karadan ve denizden aşma, savaş araçlarını kullanma, İsrail silahlarını devre dışı bırakma vs. görüntüleri çok profesyoneldi. Ama esirlere ve ölülerin bedenlerine muamele videoları maalesef ki dünya kamuoyunda HAMAS'ın ahlaki üstünlüğünü yitirmesine ve IŞİD'le özdeşleştirilmesine yol açtı. Öte yandan bu propaganda videoları İsrail tarafında ciddi bir korkuyu ve travmayı tetikledi. Zaten Yahudiler, tarihsel tecrübelerinin de etkisiyle dünyanın en korkak milletidir. Bunu kaldırabilecek bir toplumsal ve bireysel psikolojiye sahip değiller. Yaşadıkları şehirlerden ve hatta ülkeden kaçmaya çalışıyorlar. Kısaca videolar önemli bir propaganda taktiğiydi.

  • 17
  • 20

Betül Sav: Orada yıkılan bir camii vardı. Han Yunus Şehrindeki Muhammed el Emin Camii, gördünüz mü videoyu?

Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor: İsrail her savaşta camileri bombalar; çünkü buraları HAMAS'ın yuvası ve silah deposu varsayar. Sadece camileri değil hastaneleri, okulları, küçük işletmeleri, üretim tesislerini, altyapıyı, her şeyi vurur. Altyapı demişken, İsrail Gazze'ye elektrik, su, yakıt dahil her şeyi kestiğini duyurdu. Biliyor musunuz, Gazze'de kaç yıldır günde sadece birkaç saat elektrik geliyor, bazen 2-3, bazen 5-6 saat…

  • 18
  • 20

İsrail 15 yıldır her büyük saldırısında elektrik üretimini, su arıtma tesislerini, kanalizasyon sistemlerini vuruyor ve tamir için teçhizat girişine izin vermiyor. Bu yüzden Gazze kendi elektriğini üretemiyor; ihtiyacını -kendisine abluka uygulayan- Mısır ve İsrail'den satın alarak karşılamak zorunda kalıyor ki o da yetersiz.

Gazze, Çin'in en ucuz ve sık sık bozulan jeneratörleriyle dolu bir bölgedir. Tam da bu yüzden bakkaldan çok jeneratör tamircisi olduğu söylenir. Keza on yıllardır Gazze'de temiz içme suyu kıtlığı, hatta yokluğu problemi var. Nüfusun sadece yüzde 10'u temiz su içebiliyor. Suyun kötü kalitesi yüzünden çok fazla böbrek hastası ve diyalize bağımlı Gazzeli var.

  • 19
  • 20

Betül Sav: Sosyal medyada çokça kirli propaganda var. 15 Temmuz'da da olmuştu, birçok yerde olmuştu. Sizce sosyal medya üzerinden HAMAS'a karşı bu kirli propaganda artacak mı?

Orta Doğu Uzmanı Zahide Tuba Kor: Artacak, ta ki İsrail'in saldırılarının vahşiliği sosyal medyada görülene kadar... Çünkü insanlarımız Filistin dahil Orta Doğu'da sahada neler yaşandığını bilmiyor; daha da önemlisi, hem ideolojik gözlüklerle bakıyor hem de her şeyi Türkiye tecrübesi üzerinden okuyor. "Ama Filistinliler de topraklarını sattı", "Araplar bizi arkadan vurdu" gibi ilkokul ders kitapları seviyesinde klişe cümlelere inananlar çok. Oysa 1882'den 1947'ye kadarki dönemde Siyonistlerin bütün çabalarına ve İngilizlerin her türlü desteğine rağmen Yahudi göçmenlerin elindeki toprak parçası bütün Filistin mandasının sadece yüzde 6'sıydı, biliyor musunuz? Bunların da hepsi satın alınmış değil. İsrail onca toprağı kan dökerek aldı, parayla değil. Yine Şerif Hüseyin öncülüğünde Osmanlı'ya isyan edenlerin sayısı da sadece birkaç bin kadar.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN