7 güzel adam 7 güzel şiir
Yedi güzel adamdan birisi kan görür; birisi aşk görür; biri yar, biri bela, biri dağ; biri de sofra görür. Görüler be gereğini bellerler. Peki "Bu insanlar dev midir, Yatak görmemiş gövde midir?" Cahit Zarifoğlu'nun anlattığı 'Yedi Güzel Adam'ı en güzel şiirleriyle birlikte yeniden hatırlıyoruz.
İslam medeniyetinin yeniden dirilişi için aydınların bir araya gelmesi gerektiğini ifade eder. Birlik idealinin önemine dikkat çeker. Durmadan birleşme, durmadan yakınlaşma, durmadan kaynaşma. Afrika'nın bir ucundan, Filipin Adaları'na kadar kesiksiz uzayan bir diriliş.
Birlik Çağrısı
Ey Azerbaycanlılar, Türkistanlılar, Kafkaslılar, Nijeryalılar, Mısırlılar, Suriyeliler, Bağdatlılar, Amerika'daki Müslüman zenciler, Bosnalılar, Malezyalılar ve daha nice ülkelerde bulunan ve her biri kendi içinde suni ayrılıklarla birbirinin boğazına sarılsın diye kışkırtıcılığın her türlüsüyle karşı karşıya gelen can kardeşlerim!
Her türlü doktrin, her türlü baskı, her türlü savaşla kendi öz gerçeğine dönmekten alıkonan gök medeniyetinin çocukları.
Ne zaman birbirimizi anlayacak, birbirimize yaklaşacak ve aynı ilhamın bahar sıcaklığındaki doğurucu soluğunu omzumuzda duyacağız?
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karsi kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yagmur igri igri düser topraga
Ulur aya karsi kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakisin ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Acma pencereni perdeleri çek..
Şiir anlayışını öncelikle "Büyük Doğu" ve Sezai Karakoç'la biçimlendiren, Müslümanların emperyalizme başkaldırışını yansıtan şiirleri büyük ilgi gören yazar ve şair Erdem Bayazıt 18 Aralık 1939'da dünyaya geldi.
Henüz lise yıllarında arkadaşları Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim ve Alaeddin Özdenören'in çıkardığı "Hamle" dergisini birkaç sayı çıkaran Erdem Bayazıt, yine Pakdil'in yayına hazırladığı mahalli "Hizmet" gazetesinde sanat ve edebiyat sayfası hazırladı.
Ak Radyo'da "Şiir, Yalnızca Şiir" adlı bir program hazırlayıp sundu. Şiirleri hakkında "barbar güçlerin, teknolojinin yıktığı, Tanrı'dan kopardığı insanın mânevî kurtuluşunu arayan"; "çağı, makine uygarlığını ve değerlerini yargılayan"; "Müslümanların emperyalizme başkaldırısını yansıtan" gibi değerlendirmeler yapıldı.
Şiirlerinde bütün kabarmalar, fırtınalar, boğuşmalar Allah'ı anışta, kalbin ritminin evrendeki büyük ritimle buluşmasında anlamını bulur ve yatışır. Dışa doğru atılma ve yükselme arzuları içe doğru bir derinleşmeye evrilir. Şiir bir çeşit duaya dönüşür:
"Birden her yerde her şeyde içimizde kımıldayan
Yürek vuruşlarıyla beliren zikir
Yeri ve göğü ve damarları dolduran
Ondan başka her şey yok olan yalan olan
rahman
ve rahim olan."
Şairin, Müslümanların emperyalizme başkaldırışını yansıtan şiirleri büyük ilgi görürken, Bayazıt, şiirde tarihi bir boyutun, fizik ötesine bir açılımın ve günlük hayatın yansımalarının görülmesi gerektiğini savundu.
…
Güneşin
Mızrakların ucuna takılıp
kaldığı
bir vakitte
Diriliş erlerinin yüreklerinden
yayılan
Bir depremle sarsılıyordu arz.
Gerilmişti altımızda atlarımız
Fırlayıp kopacakmış gibi
baldırlarından
kasları
Ve tarıyordu bir projektör gibi
bakışları
üç kıtayı
Yeni bir vakte eriyordu yürekler
Yayılıyordu o muştu
O coşku
O haber.
…