Abdurrahim Karakoç'un hafızalara kazınan 10 şiiri
Abdurrahim Karakoç, bu toprakların yetiştirdiği en büyük şair ve ozanlardan biriydi. Şiirleri marş gibi okunan, özü ve sözü bir olan şair, kalemiyle yüzlerce insanı etkiledi. Vatan ve millet sevdası, gönül titreten dizeleri ile hemen herkesin dağarcığında yer edindi. Sizler için Abdurrahim Karakoç'un hafızalardan silinmeyen şiirlerini derledik.
📌 Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban!
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban!
Yâr deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor Mihriban!
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban!
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban!
Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban!
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban!
📌 Ormanlarda yuvasını yitiren
Bir kuş görsem sen gelirsin aklıma.
Beni alıp uzaklara götüren
Bir düş görsem sen gelirsin aklıma.
Gönlüm viranedir, yakılmış, yanmış
Hayal mermerinde hatıram donmuş.
Asırlar öncesi duvara konmuş
Bir taş görsem sen gelirsin aklıma.
Toprak, ağacın her hali güzel
Gölgesi, meyvesi hem dalı güzel
Nerede, ne zaman faydalı, güzel
Bir iş görsem sen gelirsin aklıma.
Acılmış bir çiçektir her gülen dudak
Kılıfta tomurcuk zor gülen dudak
Bir dostluk bakış ı, bir gülen dudak
Bir diş görsem sen gelirsin aklıma.
Yüreğinde deli taylar eş ınan
Gam ilinden dert iline taş ınan
Altmış yıl yaş ayıp bin yıl düş ünen
Bir baş görsem sen gelirsin aklıma.
📌 Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Sanma ki garibi eller düşündü.
Bebekler evlendi, yollar aşındı
Kozalaklar çınar oldu gel gayrı.
Hesap et, gideli sen gurbet ile
Otuz ay tutuldu kolay mı dile?
Hapisler, sürgünler, esirler bile
Sılasına döner oldu gel gayrı.
Gönlüm sende, gözüm yollarda durdu,
Saat isyan etti, takvim kudurdu.
Hasret hançerini bağrıma vurdu
Yüreciğim kanar oldu gel gayrı.
Emeği boşadır yuvasız kuşun...
Nerdeyse toprağa değecek başın.
Beni düşünmezsen kendini düşün
Herkes seni kınar oldu gel gayrı.
📌 "Unutmak kolay mı? " deme
Unutursun Mihriban'ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban'ım.
Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep
Unutursun Mihriban'ım.
Yıllar sinene yaslanır
Hâtıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban'ım.
Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban'ım.
Gün geçer, azalır sevgi
Değişir her şeyin rengi.
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban'ım.
Düzen böyle bu gemide
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban'ım.
Abdurrahim Karakoç, 7 Nisan 1932'de Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü köyünde dünyaya geldi. Balcı Fakı olarak tanınan dedesi Mehmet Efendi de halk şiirleri söyleyen Karakoç'un, annesi Fadime Hanım ve hece vezniyle halk şairleri tarzında şiirler yazan babası Ümmet Efendi çiftçilikle uğraşıyordu.
📌 İlkokuldan sonra öğrenimine bir süre devam edemeyen Karakoç, köyünde marangozluk ve çiftçilik yaptı. Küçük yaşlarından itibaren şiire ilgi duyan Karakoç, 1958'de Elbistan Belediyesi'nde muhasebeci olarak çalışmaya başladı. Usta şair, gençlik yıllarıyla şiire olan ilgisine dair bir açıklamasında şu ifadeleri kullanmıştı:
"Ebedi kudretin tek sahibinden alınan emir üzerine 7 Nisan 1932 tarihinde dünyaya gelmişim. Çocukluğum şöyle böyle geçti. Kıt imkanlara, kıtlık yıllarına rağmen hala o günleri özlerim. Birçok kimseye o yılları anlatsam, 'Özlenecek neresi var?' diyebilirler, ama ben hep çocukluk yıllarımı sevdim. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başladım. Zaten bizim oralarda her genç şiir yazar. Bu tutku başka bir meşgalenin veya işin olmayışından kaynaklanıyor gibime geliyor. Ben de avareydim. Boşluğumu şiirle doldurmaya çalıştım. Benimle şiire başlayanlar yalnızlıktan, yardımsızlıktan dökülüp gittiler."
💠
Emekli olduktan sonra Ankara'ya yerleşti Karakoç, emekli olduktan sonra yerleştiği Ankara'da şiir çalışmalarının yanı sıra çeşitli gazete ve dergilerde köşe yazarlığı yaptı.
İlk şiirleri Elbistan'da çıkan Engizek gazetesinde yayınlanan şiirin büyük ustası, birbirinin devamı olan yirmi iki şiirinden meydana gelen "Hasan'a Mektuplar" isimli eseriyle tanınmaya başladı. Karakoç, daha sonra beş şiirden oluşan "Hasan'dan Gelen Mektup", sekiz şiirden oluşan "Haberler Bülteni", yedi şiirden oluşan "Vatandaş Türküsü" ve beş şiirden oluşan "Masal" adlı çalışmalara imza attı.
📌 "Mihriban", "Saati Yok Eremi Yok (Ben Hep Seni Düşünürüm)", "Anadolu Sevgisi", "Zikrullah", "Hak Yol İslam Yazacağız", "Bayramlar Bayram Ola", "İsyanlı Sükut" ve "Tut Ellerimden"in de arasında bulunduğu şiirleri kaleme aldı.
Yazdığı şiirlerden dolayı hakkında çok sayıda dava açılan Karakoç, kendisine isnad edilen bütün suçlamalardan aklandı. Şiirleri Fedai, Devlet, Töre, Bizim Ocak dergileriyle kendisinin çıkardığı Yeni Ufuk gazetesinde, Yeni Düşünce, Yeni Hafta ve Gündüz gazetelerinde yayımlandı.