Asaf Halet Çelebi’nin yazılarından cümleler
20. yüzyıl edebiyatının en kendine has isimlerinden biri olara kabul edilen Asaf Halet Çelebi, hayatını kitaplara vakfetmişti. Şiiriyle büyük bir mistik çağrışım oluşturan Çelebi, büyük bir entelektüel, sanatın iyileştirici yönünü arayan bir dervişti. Asaf Halet Çelebi'nin düz yazıları vefatının ardından iki kapak arasında toplanmıştı. İşte, edebiyatımızın büyük şairi Asaf Halet Çelebi'nin yazılarından cümleler...
✒
"Ne yazık ki, çocuğun sonradan gördüğü tahsille ruhu değiştirilmek istenir, edebiyat ismi ile mekteplerde okuduğumuz değersiz ve sathî şeyleri hatırlıyorum. Bir de daha küçükken mektebe gitmezken, aralarına karışmama müsaade etmedikleri mahalle çocuklarının yüksek bir sedirden seyrettiğim oyunlarını gördüğüm andaki heyecanlarımı düşünüyorum. Onlarda, bu zeki İstanbul çocuklarında ne sevimli, ne cazip bir istihza vardı. Kahkahaları ne kadar çalâk ve cazibdi, görüşleri ne kadar yumuşaktı, eğlenceleri ne saf ve samimiydi. Bu çocuklar, şimdi, kim bilir nasıl birer insan oldular. Acaba içlerinden şairler olmasa bile özene bezene yazı yazanlar oldu mu? Fakat kim bilir bunlar eski samimî zevklerinde ne kadar aykırı şeyler yazdılar ve söylediler, edebî zevkleri öldüren mektep hocaları kim bilir onların ruhlarını ne kadar hırpaladılar. Güzel, doğru, müspet diye gösterdikleri şeyler kim bilir ne kadar ısınıp ısınıp konmuş, yabancılıktan, ne pestenkeranî romantizm kırıntılarından ibaretti?"
Asaf Halet Çelebi
✒
"Aç kediye çörek attım. Öyle hırsla baktı ve yedi ki: Başka var mı diye döndü ve olmadığını görünce gözleriyle teşekkür etmeyi bildi. Bununla beraber insan değildi, kediydi. Yeni aldığım kitapla diyorlar ki ilk memeli hayvanlar yirmi kere daha aptalmış. Şu halde kedi ileride insandan akıllı olacak demek."
Asaf Halet Çelebi
✒
"Kediye göre şüphesiz acayip bir yüzüm var, bir kere kulağım başımın yanında, kuyruğum yok ve ayaküstü duruyor, istediğim zaman derilerimi çıkartıyorum. Bir kedi muhakkak ki bunu düşünüyor, sonra da kendilerinden yirmi kere büyük ve aklı da yine yirmi kere şeytanlıklara erer mahlûklar içinde yaşasaydık onlarla dost olur muyduk?"
Asaf Halet Çelebi
✒
"Ben İstanbul'da doğdum, İstanbul'da büyüdüm. Galiba da İstanbul'da öleceğim. Suyun dışında balık nasıl yaşarsa ben de İstanbul'un dışında öyle yaşarım. Çin ve Maçin'i, Acemistan ve Frengistan'ı ben hep İstanbul zaviyesinden gördüm. Oralarını hep İstanbul'un içindeyken gezdim ve gezmekteyim. Mini mini iken babam İstanbul'u haritada iğne ucuyla gösterirdi. Bu vaziyette onu hap gibi yutsam, yuttuğumun farkına varmazdım. İstanbul'la ben can ve gövde gibiyiz. Bazan benim bazan onun rollerimiz değişir. İstanbul olmasa ben olmazdım ama, bana öyle geliyor ki ben olmasam belki İstanbul'da olmayacaktı. "
Asaf Halet Çelebi