Dünya edebiyatının en iyi 10 polisiye romanı
İçinde gizem, cinayet, suç, şüphe, seri katillerin olduğu kitaplar, okuyucuyu kendine hapseder. Okumaya başladığınız andan itibaren sizi etkisi altına alıp zamanı unutturacak 10 polisiye romanı derledik.
"Bulutlar, güneşi gömmeye giden bir cenaze alayı gibi, gökyüzünde usulca ilerliyordu."
"Kızıl Nehirler", birbirini tamamlayan, iki gözü pek polisin son derece karanlık ve karmaşık bir cinayeti çözme çabasını anlatır. Küçük bir Fransız kasabasında meydana gelen bir cinayet, roman kahramanı iki polisin merakını körükler. Sonuçta kökü eskilere uzanan bir gizli örgüt çıkacaktır ortaya ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gözler önüne serilir.
Grange'nin sınır tanımayan hayal gücü, sürekli artan gerilim, etkileyici karakterler, birbirinden korkunç cinayetler; hepsi daha ilk satırlardan itibaren size adeta hükmedecek "Kızıl Nehirler" sadece Fransa'da 450.000 sattı ve 20 dile çevrildi. Soluk kesen bir tempo aynı zamanda insanı hemen saran bir hikaye...
''İnsan kendi karanlığında boğulurken başkalarına nasıl ışık dağıtır?''
Güneydoğu Asya'da, Yengeç Dönencesi ile Ekvator çizgisi arasında bir yerlerde bir yol vardır. Siyah kanla çizilmiş bir yol. Korkunun ve ölümün hakim olduğu bir yol...
Polisiye romanların usta kalemi olan Fransız yazar Jean Christophe Grange Siyah Kan romanı ile okurlarına gerilim dolu anlar yaşatmayı başarıyor. Katilin baştan belli olduğu kitap sizi tam anlamıyla kendine bağlıyor. Bir katilin psikolojisine de değinen kitapta; katilin cinayeti neden ve nasıl işlediği konularına yer veriliyor.
''Eğilirsen basamak, dik durursan sığınak olursun.''
360 sayfadan oluşan Trendeki Kız romanı , yine katilin son ana kadar bilinmediği hatta tahmin etmekte bile zorlanıldığı bir eserdir.
Çok fazla sayıda polisiye roman okuyanları, genelde bu tarz kitapların klasik gidişini bilirler. Ortada gizemli bir cinayet vardır ve yazar tek tek şüphelileri şüpheli olduklarının üzerine basa basa okurlarına sunar ve sonunda katil onlardan biri çıkmaz. Böylece okuyucuyu şaşırttıklarını sanırlar. Bir de en sonuna katil ile işi çözenin karşılaşmasını koyarlar. İşte Paula Hawkins'in Trendeki Kız romanı böyle klasik bir polisiye roman.
"Hayatta, ölüm ve şüpheden başka kesin olan bir şey yoktur."
Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: "Aklından herhangi bir sayı tut. 1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı." Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: "Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç."
"Aldıklarını geri vereceksin
Vermiş olduklarını aldığın zaman.
Biliyorum ne düşündüğünü,
Ne zaman uyuduğunu,
Nereye gittiğini,
Nereye gideceğini.
Seninle bir randevumuz var,
Bay 658."
Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap "Aklından Bir Sayı Tut" kolay kolay unutmayacağınız bir roman.
"Sadakat ve bağlılık. Güç bulunur şeyler bunlar. Parayla da satın alınamaz."
Agatha Christie'nin Doğu Ekspresinde Cinayet adlı eseri, dönemin önemli eserlerindendir.
Polis romanı kraliçesi, hiç kuşkusuz Agatha Christie'dir. 1920'lerden başlayarak birbiri ardına gerilim dolu, mantıkla örülü, oluşturduktan ortam açısından eşsiz romanlar yazdı. Agatha Christie'nin yapıtlarının en ilginç yanı ise, aristokrat sınıfın işlediği suçların, İngiltere'de yaşayan bir yabancının, bir Belçikalı olduğu için küçümsenmekten bir türlü kurtulamayan dedektif Hercule Poirot'nun ortaya çıkarmasıdır.