Düşünce dünyanıza ışık tutacak 70 kitap
İslam bilincimizi tazelemek, düşünce dünyamızı aydınlatmak ve bu anlamda fikirlerimizi diri tutmak pek çoğumuz için oldukça önemli. Ancak kimi zaman "ne okumalıyım?" sorusu da bu bilincin beraberinde getirdiği sorulardan biri. Fikir, sanat, kültür ve medya hayatımız, Batıda, Batı kültürü ile üretilenleri tüketmeye yöneltse de çağ aşacak ve öncü nesiller oluşturacak bilgilendirici eserlerin okunurluğunun arttırılması, yadsınamaz bir ihtiyaç. Siyerden edebiyata, iktisattan tarihe düşünce dünyanıza ışık tutacak 70 kitabı derledik.
Bu Ülke'yle aynı yıl yayımlanan ve zengin bir birikimin ürünü olan denemelerden oluşan elinizdeki kitap, öncelikle "uygarlık" kavramına ışık tutuyor. Cemil Meriç, 2000'li yılların eşiğinde hala güncelliğini koruyan 'batılılaşma-çağdaşlaşma-uygarlık" tartışmalarına, 70'li yıllarda kaleme aldığı şu satırlarla katılıyor:
"Kaynaklarından kopan bir intelijansiyanın kaderi, bir mefhum hercümerci içinde boğulmak. Umrandan habersizdik, medeniyete ısınamadık. İnsanlığın tekâmül vetiresini ifade için kendimize lâyık bir kelime bulduk: Uygarlık. Mâzisiz, musikisiz bir hilkat garibesi." "Umrandan Uygarlığa", çağdaş uygarlık düzeyinden medeniyetlerin ölümüne, Osmanlı devlet adamlarından büyük siyasî eserlere kanat açan geniş soluklu ve güncel bir yapıt: "Zirvelerle uçurumlar arasında bir diyalog, acıların ve ümitlerin kitabı, bir devrin, daha doğrusu bir medeniyetin muhakemesi...göz karartıcı bir düşüşün grafiği."
Seyyid Kutub, Kur'an'ın gölgesinde bilinçlenmenin ve firavunlara direnmenin güzel bir örneğidir. Zindanlar, eziyetler, idam sehpaları şahittir buna. Peygamber mirası olan daveti hayatın merkezine alır ve her Müslümanın öncelikle davetçi olduğunu söyler.
Davetçinin vasıflarından ve uzun mücadele sürecinde karşılaşması muhtemel zorluklardan söz eder. Zorluklara karşı bilinçlenmek sonra da o bilinci uygulamaya dökmek. Yaşanmışlar yazılmış ve yazılanların yaşanması istenmiştir. Peygamberin rehberliğinde sahabe teslimiyetiyle… Seyyid Kutub'la beraber Kur'an'ın gölgesinde "Bilinç tepelerine" tırmanmak isteyenler için Fıtrat Bilinci gerçek bir başucu kitabı.
Akademisyen şair, yazar ve toplumbilimci yönüyle fikir hayatımızın önemli isimlerinden olan Cahit Tanyol, Kuruluş ve Fetih Destanı'ında, tarihimizdeki iki büyük olayın, Osmanlı kuruluşu ve İstanbul'un fethi olduğunu söylüyor. Bugünlerden Osman Gazi'ye, Fâtih'e, Akşemseddin'e baktığımızda kalbimizi titreten çoğu, onların dünyasından bugüne bakınca yürek yakan hüzün...
İlk baskısı 51 yıl önce yapılan Kuruluş ve Fetih Destanı ile Cahit Tanyol, tarihimizin temellerinin nasıl atıldığı ve bir medeniyetin nasıl şahlandığı sorularına bir destan ile ışık tutuyor.
Türk fikir hayatının müstesna isimlerinden Rasim Özdenören bu eserinde, Anadolu'nun bir taşra kentinden Yeni Dünya'nın metropollerine kadar uzanan bir coğrafyada kaynaşan insanımızı konu alıyor. Modernleşmiş olanlarla kişiliklerini koruma çabasıyla bunun dışında kalanları ince bir üslupla okuyucuya aktarıyor.
Her iki kesitte yaşayan insanların kendi kendileriyle gerek çevreleriyle olan çatışmalarından doğan dram; eksik kalmış aşklar, eksik bırakılmış eylemler... Bu kitabı okurken Batı kültürünün baskısı ile çaresiz bırakılmış insanımızın bocalayışını, gizli protestolarını ve gizli kabullenişlerini göreceksiniz.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayın.
İlk kez yayımlandığı 1975 yılından günümüze İslam çalışmaları ve uygarlık tarihi alanlarında bir klasik eser haline gelmiş olan İslam'ın Serüveni, Muhammed'in davetine icabet edip binlerce yıllık köklü kültürel geleneklerin kavşak noktasında kendilerini, dünyayı ve dünya içindeki yerlerini yeni bir gözle değerlendirmeye girişen küçük bir "inananlar" hareketinin, dünyayı adalet, insanlık onuru gibi evrensel ilkeler üzerinde yeniden inşa etmek üzere çıktıkları yolda zamanla büyüyerek bugün yaklaşık 1,5 milyar üyesi bulunan bir dünya uygarlığı haline gelişinin izlerini sürüyor.
En verimli çağında hayata gözlerini yuman tarihçi ve düşünür Marshall G. S. Hodgson'ın parlak dehasını sergileyen bu kitap, İslam uygarlığına aşina olanlar kadar bu tarihe ve kültüre aşina olmayanlara da hitap etmesi; İslam toplumlarının barındırdığı zenginliği, pek bilinmeyen ilginç ve çarpıcı ayrıntılar üzerinden ortaya koyması; İslam'ı genel dünya tarihi içindeki yerini gözden kaçırmadan değerlendirip toplum, ekonomi, sanat, bilim gibi alanlara ilişkin yeni ufuklar açıcı kışkırtıcı çözümlemeler barındırması ve İslam dünyasının günümüzde içinde bulunduğu buhranın tarihsel kaynaklarının ve bu buhrandan olası çıkış yollarının neler olabileceğine ilişkin ipuçları sağlaması itibarıyla her kitaplıkta bulunması gereken eşsiz bir eser.