Edebiyat tarihinin en iyi 40 kapanış cümlesi
Bir vedadır kapanış cümleleri. Vedalar her zaman önemlidir. Okur, kitabı elinden bıraktığında zihninde o son veda cümlesi yankılanır. Yazar okura, okur kitaba veda eder. Ve iyi bir veda iyi bir veda cümlesinden geçer.
''Genç bir kızken ben de bir Dağ çiçeğiydim orada evet saçıma Endülüslü kızların taktığı gibi takınca ya da kırmızı mı taksam evet ve nasıl öpmüştü beni Mağribi surunun altında ben de dedim ki bu da olur bir başkası daha iyi olacak değil ya sonra gözlerimle tekrar sormasını istedim evet sonra ister misin diye sordu evet ne olur evet de dağ çiçeğim dedi önce sarıldım ona evet ve onu kendime çektim göğüslerime dokunsun diye safi parfüm evet kalbi deliler gibi çarpıyordu evet dedim evet isterim. ''
"'Ama yakında' diye seslendi, hazin ve ağırbaşlı bir heyecanla, 'Yakında öleceğim ve tüm hissettiklerim artık hissedilmez olacak. Çok yakında bu yakıcı acılar yokluğa karışacak. Cenaze yığınıma sevinçle tırmanacağım, alevlerin cehennem azabı içinde bayram edeceğim. Bu yangının ışığı ağır ağır sönüp gidecek, küllerim rüzgarla denize savrulacak. Ruhum sükun içinde yatacak ve eğer hala hissedecekse, kuşkusuz şimdiki gibi hissetmeyecek. Elveda.'
Bunu söyler söylemez, kamaranın penceresinden, geminin yanında bekleyen buzdan sala atladı. Dalgaların üzerinde hızla sürüklenerek, çok geçmeden karanlığın içinde uzaklarda yitip gitti."
''Yaşlı adam düşünde aslanları görüyordu''.
''Ya işte böyle, Amerika'da günbatımı olunca bazen nehrin kenarındaki yıkık iskeleye oturur, New Jersey'nin üstünde göz alabildiğine uzanan gökyüzünü seyreder, inanılmayacak kadar büyük bir tümsek halinde Batı Kıyısına doğru yuvarlanan o toy toprakların, başını alıp giden yolların ve sonsuzlukta oturup hayal kuran insanların varlığını hissederim, derim ki Iowa'da çocuklar ağlıyordur şimdi, ağlamalarına izin verilen yerde, o gece gökte yıldız olmayacaktır, Tanrı bir Paf Puf Ayı'dır orada, bilmez misiniz, akşam yıldızı çayırın üstüne ölgün ışıklarını dökmektedir, az sonra esaslı bir gece çökecektir, dünyayı kutsayan, bütün nehirleri karartan, tepeleri sarıp sarmalayan, son kıyıyı da kapayan gece, ve kimse kimseye ne olacağını bilmeyecektir, yaşlanmanın çaresiz sefaletinden başka, işte o zaman Dean Moriarty gelir aklıma, ardından ihtiyar Dean Moriarty, bulamadığımız baba, ve gene Dean Moriarty.''
''Bovary'nin ölümünden sonra üç hekim birbiri peşi sıra Yonville'e geldi, ama dikiş tutturamadı, M. Homais derhal hepsinin iflahını kesti. Eczanesi arı kovanı gibi işliyor, hükümet onu kolluyor, halk efkârı ise koruyor. Şimdi kendisine şeref nişanını da verdiler.''