Edebiyatımızda hamse geleneği
Hamse, İran ve Türk edebiyatlarında bir şairin beş mesnevisinden oluşan külliyat anlamına gelir. Hamselerin ele aldıkları konular farklılık gösterir. Edebiyatımızda birçok şair hamse yazmaya niyet etmiş ancak çok azı bu konuda muvaffak olmuştur. İçlerinden bazıları beş mesnevi ile yetinirken bazıları ise bunu genişletmiş, altı ve daha fazla mesnevi yazmışlardır.
Ömr ise gâyet kasîr ü derd ise tûl u dırâz
Âlem-i hayretde kaldum nâ-murâd u nâ-ümîd
"Ömür kısa dert ise bitmeyecek kadar uzun
Hayret aleminde ümitsiz ve emelsiz kaldım"
📌 Taşlıcalı Yahya'nın en önemli yanı, İran örneklerine bağlı kalmadan yerli renklerle ve sade bir dille kaleme aldığı mesnevileriyle Türk edebiyatında hamse yazan şairlerin öncülerinden olmasıdır.
◾ Son hamse ise Subhizâde Feyzî'ye aittir. Asıl adı Feyzullah'tır. Hakkında "şair oğlu şair" ifadesi kullanılır. Subhîzâde Feyzî'nin Hamse'sini Heft-Seyyâre, Mir'ât-ı Sûret-nümâ, Safâ-nâme ve Aşk-nâme adlı mesnevileri ile Divan'ı oluşturmaktadır. Hamseler içinde farklı özellik taşıyanlardan biridir.
◾ Bu bahsettiklerimizin dışında hamse sahibi olduğu belirtilen pek çok şair vardır ancak kaynaklarda kesinlikleri net olarak belirtilmemiştir. Bunlar; Ahmedî, Çâkerî Sinân Çelebi, Karamanlı Figânî, Fuzûlî, Kara Fazlî, Hamîdî-zâde Celîlî'dir...