Fuzuli'nin hafızalarda yer edinen Su Kasidesi'nden beyitler ve anlamları
Naat, Peygamber Efendimize duyulan derin muhabbetin edebiyatımıza tezahür etmiş şeklidir. Şairler, Hz. Peygamber'e duyduğu hürmeti göstermek ve onun şefaatine mazhar olmak için naat yazardı. Kaleme alınan binlerce naat bestelenerek camilerde okundu, hattatlar tarafından nakşedilip evleri süsledi. Fakat yazılan binlerce şiir arasında Fuzuli'nin kaleme aldığı Su Kasidesi isimli naatı ayrı bir yere sahipti. Edebiyatımızın en çok okunan şiirlerinden biri olan Su Kasidesi ile Fuzuli, oldukça samimi, akıcı ve gösterişten uzak ifadelerle naat türünün en güzel örneklerinden birini verdi.
Okşadabilmez gubârını muharrir hattuna
Hâme teg bakmakdan inse gözlerine kara su
Kâtip, aşağı doğru bakmaktan kalem gibi gözlerine kara sular inse de yazısını, senin yüzündeki tüylere benzetemez, yazıları onlar gibi, hikmetli ve güzel olamaz.
Ohşatabilmez: Benzetemez
Gubârî: Toz gibi çok ince bir yazı türü
Hat: Yazı, çizgi, yanaktaki ince tüyler
Muharrir: Hattat
Hâme: Kalem
Ârızun yâdıyla nem-nâk olsa müjgânım n'ola
Zâyi' olmaz gül temennâsıyla vermek hâra su
Yanağını yâd etmemden dolayı (gözlerimden akan yaşla) kirpiklerim ıslansa ne olur ki; zira güle kavuşma beklentisiyle dikene su vermek, boşa gitmiş sayılmaz.
Ârız: Yanak
Yâd: Hatırlama, anma
Nem-nâk: Nemli, ıslak
Müjgân: Kirpikler
Temenna: Dileme, isteme, dilek, istek
Hâr: Diken
Gam güni itme dil-i bîmârdan tîgun diriğ
Hayrdur vermek karanu gicede bîmâra su
Hüzün günü hasta gönlümü kılıcından mahrum etme. Karanlık gecede bir hastaya su vermek hayırdır.
Bîmâr: Hasta
Dil: Gönül
Dirîğ etmek: Esirgemek
Karanu: Karanlık
İste peykânın gönül hecrinde şevkum sâkin it
Susuzam bir kez bu sahrâda benüm'çün ara su
Ey Gönül! Sevgilinin ayrılık acısını dindirmek için onun oka benzeyen kirpiklerinin peykânını istemekle özlemini gider. Susuz kaldığım bu çölde, (onun su verilmiş peykânını isteyerek) bir kez de benim için su aramış ol.
Peykân: Okun ucundaki sivri demir
Hecr: Ayrılma, ayrılık
Şevk: Gönül meyli, arzu, istek, neşe, sevinç
Sahra: Çöl
Ravza-i kûyuna her dem durmayıp eyler güzâr
Âşık olmuş galibâ ol serv-i hoş-reftâre su
Su, galiba o hoş salınışlı serviye âşık olmuş. Bir an bile durmadan, onun cennet bahçesine akar.
Ravza: Bahçe, bol ağaçlı, yeşillik yer; cennet.
Kûy: Köy
Dem: Soluk; içki; vakit; zaman.
Güzâr: Gezme, dolaşma.
Reftâr: Gitme, yürüme.
Hoş-reftâr: Hoş, nazlı gidişli
Fikriyat e-kitapta yer alan şairlerin divanları için tıklayın