Hangi edebiyatçı, neden hapis cezası aldı?
Bundan 59 yıl önce Necip Fazıl Kısakürek, Vahdeddin hakkında 8 yıl önce kaleme aldığı bir kitap nedeniyle hapis cezası aldı. Bilirkişi raporuna göre suçu olmamasına rağmen "Atatürk'e hakaret etmeye meyilli olmak" gerekçesiyle hapis cezasına mahkum edilen Necip Fazıl, 79 yaşında vefat etmeseydi, bu cezası nedeniyle hapis yatacaktı. Necip Fazıl'dan, Sabahattin Ali'nin kitabını hediye ettiği için 13 yıl hapis yatan Kemal Tahir'e, Eşref Edip'ten Maksim Gorki okuduğu için hüküm giyen Orhan Kemal'e, hapis cezası alan edebiyatçıları sizler için derledik.
Ünlü romancı Kemal Tahir'in, astsubay kardeşi Nuri Tahir'e Sabahattin Ali'nin bir öykü kitabını vermesi kötü günlerinin başlangıcı oldu.
Kemal Tahir, Hikmet Kıvılcımlı ve Nâzım Hikmet'in aralarında olduğu 17 kişiyle beraber, "komünizm yoluyla askeri isyana tahrik ve teşvik" suçlamasıyla 14 Haziran 1938'de tutuklandı. Yavuz kruvazöründe, Almanların domuzları besledikleri deniz seviyesinin altındaki sintine bölümüne konuldu.
"Bahriye Olayı" diye adlandırılan bu dava sebebiyle, Donanma Komutanlığı Mahkemesi'nde yargılanan Kemal Tahir, 15 yıl ağır hapis cezası aldı. İlginç olan ise duruşmaların devam ettiği süreçte Sabahattin Ali'nin kitaplarının serbestçe satılıyor olmasıydı.
Kemal Tahir, 1950 yılında çıkan aftan yararlanarak serbest kaldı. "Esir Şehrin İnsanları"nı 13 yılını geçirdiği cezaevlerinde kaleme aldı. 21 Nisan 1973'te geçirdiği bir kalp krizi sonucu, 63 yaşında vefat etti.
1921 yılında eğitim için gittiği Moskova'da Ekim Devrimi'nin başlangıç dönemine şahit olan Nazım Hikmet, komünizmle bu dönemde tanıştı. Türkiye'ye döndüğü 1924 yılında Aydınlık dergisinde yayınlanan yazı ve şiirleri sebebiyle Ankara İstiklal Mahkemesi, hakkında 15 yıl hapis isteyince tekrar Sovyetler Birliği'ne gitti.
1928'de çıkan aftan yararlanarak İstanbul'a geldi ve Resimli Ay dergisinde yazı hayatına devam etti. Harp Okulu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde 15 yıl mahkûmiyet aldı. Kemal Tahir'le birlikte yargılandığı "Bahriye Olayı" davasında ise 20 yıl ceza aldı. İki ceza birleştirildi ve toplam 35 yıl böylece 28 yıl 4 aya indi.
O yıllarda, Türk Ceza Kanunu'nda (TCK) komünist faaliyetleri cezalandıran açık bir madde yoktu. Komünizm suçlamasıyla yargılananlar daha çok TCK 171. Maddeye (Genel Güvenliğin Taksirle Tehlikeye Sokulması) göre, en çok 5 yıl hapis cezası alıyordu.
Nazım Hikmet için, komünizmle ilgili olmayan Askeri Ceza Kanunu'nun 94. Maddesi (İsyan Muharriki ve Cezası) tatbik edildi ve 15 yıl ceza aldı.
12 yıl süren tutukluluğunun ardından öldürüleceği endişesiyle bir gemiyle Sovyetler Birliği'ne kaçtı. 1963'te, 62 yaşında öldü.
Yazar Orhan Kemal, askerliğini yaptığı 1938 yılında "Maksim Gorki ve Nazım Hikmet kitapları okumak", "yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik" suçundan 5 yıl hapis cezasına mahkûm edildi.
1940'ta, Bursa Cezaevi'nde tanıştığı Nazım Hikmet'ten etkilendi. 1943'te tahliye olunca Adana'ya döndü. Maddi sıkıntılarla boğuşan Orhan Kemal, amelelik ve hamallık gibi işlerde çalıştı. 1950'de ailesiyle İstanbul'a yerleşti ve ölümüne kadar edebi eserler yayınlayarak geçimini sağladı.
1966'da "hücre çalışması ve komünizm propagandası" yaptıkları gerekçesi ile iki arkadaşı ile birlikte tutuklandı. "Suç teşkil eden bir cihet bulunmadığı" yolundaki bilirkişi raporu üzerine bir ay sonra serbest bırakıldı.
"Eskici ve Oğulları" ile "Hanımın Çiftliği"nin yazarı, Bulgar Yazarlar Birliği'nin çağrısı üzerine gittiği Sofya'da rahatsızlandı ve 2 Haziran 1970'te 56 yaşındayken son nefesini verdi.
Sabahattin Ali, 1932 yılında Konya'daki bir ortaokulda Almanca öğretmeni olarak görev yaptığı sırada, "Hey anavatandan ayrılmayanlar / Bulanık dereler durulmuş mudur?" mısraları ile başlayan bir şiir yazdığı iddiası ile tutuklanmıştı.
Mustafa Kemal'e, İsmet İnönü'ye ve bazı devlet adamlarına hakaretler ettiği iddiasıyla 12 ay hapse mahkûm olmuş, Yargıtay cezasını iki ay ilâve ile 14 aya yükseltmiş ve yazar bu ceza sebebi ile devlet memurluğundan da çıkartılmıştı.
Sabahattin Ali, Atatürk'e gönderdiği mektubu Konya Cezaevi'nden yazmış, "Ben böyle bir şey yapmadım" diyerek Atatürk'ten affını istemiş ancak affedilmemişti.