Korona günlerinde Turkuvaz Kitap'tan okunması gereken eserler
Çin'in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde ortaya çıkan ve Asya'dan Amerika'ya kadar tüm dünyayı kırmızı alarma geçiren virüs, ülkemizde 98 kişide görüldü. Salgını sınırlamanın ve kontrol altına almanın en etkili yolu "sosyal izolasyon" meselesine dikkat göstermekten geçiyor. Bu dönemi verimli atlatmanın yollarından biri ise kitaplar... Sizler için bilgi birikiminizi artırmaya yardımcı olacak, Turkuvaz Kitap'tan çıkan ve okunması gereken eserleri derledik.
Stefan Zweig'ın son yapıtı Satranç, gerilimli kurgusu ve kahramanın ruhsal gelgitlerinin işlendiği dokusuyla, kısa ama her bakımdan etkileyici bir öyküdür. Satranç, "İncecik bir kitaba, tarihin en büyük acılarını sığdırmak mümkün müdür?" sorusunun cevabı niteliğini taşıyor. Zweig tarafından 1942 yılında kaleme alınan eser, sembolik ve özlü anlatımıyla II. Dünya Savaşı'nın tüm yıkıcılığını dile getiriyor.
Savaş alanı ve birbirlerini akıl dolu hamlelerle yenmeye çalışan iki taraf… Kitabın olay örgüsü, bir gemide yapılan satranç düellosu etrafında şekilleniyor. Biri var olmak, diğeri ise yok olmamak için satranca sarılmış olan iki rakibin bu anlam dolu çekişmesinde, yakın tarihe dair derin izler bulacaksınız.
Ne olduğunu bilmediği bir suçtan hüküm giyen Josef K.'nın bürokrasiyle mücadelesini anlatan Dava, bugüne dek yazarın arkadaşı Max Brod'un öngördüğü sıralamayla yayınlanmıştı. Yakın zaman önce arşivlerde bulunan bazı el yazmaları yeni bir sıralamayı gerekli kıldı. Bu metin eski sıralamada göz ardı edilen parçaların asıl yerlerine kavuşmasıyla oluşturulmuştur ve bu anlamda Türkçede bir ilktir.
Dava yazılışından bir süre sonra dünya sahnesine çıkan, yurttaşlık haklarının askıya alındığı, bir sivil itaatsizlik imasının dahi zulümle karşılandığı totaliter rejimlere dair bir öngörü ve eleştiri olarak yorumlanır. Kafka Dava'da suçu yalnızca bir eylem olarak tanımlamayıp zanlının kötü niyetiyle de ilişkilendiren ve suçtan çok suçluya odaklanan absürt bir hukuk sistemi paradigması inşa eder. Kuramsal olarak ortada yasa dışı bir eylem olmaksızın suçu mümkün kılan bir sistemdir. Ancak Kafka suç, sorumluluk ve özgürlük üzerine yazarken bir sistem ya da doktrin ortaya koymaz, çözüm önermez. Okuru ister istemez içine çeken bu karanlık dünya tasavvurunun tartışmaya açık olmayan tek bir özelliği varsa, o da müphemliğidir.
Edebiyat dünyasının büyük yazarlarından Tolstoy, yalnızca edebi bir deha değil, sıra dışı bir kişilik ve yaşadığı dönemde dünyanın en ünlü insanıydı. Tolstoy, "insanın gerçek benliği, ruhanidir. Ve bu benlik herkeste aynıdır. Öyleyse insanlar nasıl eşit olamaz ki?" diyerek bütün insanların eşit olduğunu savunuyordu. Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar?'daki hikâyelerde, dünya malı uğruna kardeşlerine sırt çevirenlere, hırsına yenik düşenlere, kanaat etmeyi bilmeyenlere sevginin, iyiliğin, hakikatin gücünü hatırlatıyor.