Kürk Mantolu Madonna hakkında 20 bilinmeyen gerçek
Yazılan her eser, içerisinde taşıdığı öyküden farklı bir hikaye bırakır ardında. Bu, edebiyat çevrelerinde yazılma hikayesi olarak adlandırılır. Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin en çok okunan eseri olmasının yanında ardında bıraktığı hikayesi de en çok merak edilenlerden bir tanesi.Kürk Mantolu Madonna hakkında bilinmeyenleri sizler için derledik.
Kürk Mantolu Madonna romanında Maria Puder ve Raif Efendi'nin aşkını anlatan Sabahattin Ali, askerdeyken, kolu çatlak halde yazdı. Ali'nin kitabı yazarken yaşadığı acıyı giderebilmek için kolunu sık sık sıcak suya soktuğu biliniyor. Deyim yerindeyse Kürk Mantolu Madonna, Ali'nin dizinin üstünde yazdığı bir kitap.
Sabahattin Ali'nin askerlik arkadaşlarından Niyazi Ağırnaslı ise Kürk Mantolu Madonna'nın yazdığı konusunda şu açıklamayı yapıyor:
"Kağıthane'den Eyüp' e, baharda Büyükdere'ye intikal ettik ve bentler yolunda, kibrit fabrikasının karşısındaki çamlığa doğru çadırlı ordugahımızı kurduk. ( ... ) Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna'yı bu çadırda yazmaya başladı. Romanı yazdığı günlerde attan düşüp sağ kol bileği çatlayınca, kolunu tenekede ısıtılan suya koyup yazmaya devam etmiştir."
Sabahattin Ali'nin arkadaşlarından Muvaffak Şeref bana bir başka açıklamada bulundu:
"Eskiden Taksim'de Camlı Köşk'te bir Macar orkestrası vardı. Orkestra kadınlardan kurulu idi. Sabahattin bu kadınlardan biriyle arkadaş oldu. Kadın gri renkte bir kürk giyerdi. Sarışındı. Adı Lili. İyi keman çalardı. Liko Ammar onu konservatuvara almak istemişti. Sanıyorum ki Kürk Mandolu Madonna odur."
Sabahattin Ali'nin Almanya'daki öğrenim arkadaşlarından Melihat Togar aynı konuda şunları söyledi:
"İstanbul'a bir Macar orkestrası gelmişti. Toplulukta bir Yahudi kadın kemancı vardı. Sabahattin Ali onunla ilişki kurmuştu. Kürk Mantolu Madonna'nın kahramanının o kadın olduğunu bana sonradan açıkladı. Almanya'da iken Havel ırmağı kıyısında birlikte yaptığımız gezintilerden bazıları da romanda anlatılmıştır."