Arama

Mehmet Akif Ersoy'un gençlik üzerine düşünceleri

Yetişkinlik ve çocukluk arasında geçiş dönemi olan ergenlik, zorlu bir süreci devamında getirir. Hayatın anlamını sorgulamak, yaşamın nasıl devam edeceğini belirlemek için kritik olan bu süreçte tek söz çocuğa ait olsa da yolunu belirlemek için bir öncüye ihtiyaç vardır. Şiirleri ve sanatıyla olduğu kadar hayatı, değerleri ve mücadelesiyle de müstesna bir kişiliğe sahip olan Mehmet Akif, fikir adamı yönüyle bu konuya dikkat çeker. Mehmet Akif Ersoy'un günümüz gençlerinin de yolunu aydınlatacak düşüncelerini sizler için derledik…

  • 11
  • 27

Mehmet Akif'in bir insanda, bir gençte, bir millette olmasını istediği iki önemli özellik vardır: Birincisi ilim; ikincisi iman ve ahlâk. Akif'e göre bir millet, ancak gençleri "marifet" ve "fazilet" kudretlerine sahip olursa yükselebilir. Bu fikri Safahat'ta şöyle anlatır:

"Hadi tahsilini ikmale tez elden, hadi sen!
Çünkü milletlerin ikbali için evlâdım
Marifet bir de fazilet, iki kudret lazım."

  • 12
  • 27

"Marifet" kelimesiyle kastedilen, çağdaş ilim, fen, yeni teknik metotlardır. "Fazilet" ise milletimizin dini, manevi ve ahlaki özellikleridir. Milletlerin yükselişi, başka bir ifade ile insanın yükselişi için bu iki değerin yan yana bulunması gerekir.

  • 13
  • 27

Mehmet Âkif, Safahat'ında Türk tarihinin ve toplumunun en sancılı yılları olan 1908-1923 arasının sosyal ve siyasal panoramasını safhalar halinde verirken, aynı zamanda kendi neslinin kültür-medeniyet çatışmasını sergilemiştir. Millî Mücadele yıllarında halkı uyandırmak için yaptığı faaliyetlerle ülke geleceğinin aydınlık bir iklime taşınması yolunda fikirler öne sürmüş, ülkesinin maddî-mânevî problemleri üzerinde kafa yormuş ve bunlara çağının çok ilerisinde çözümler üretmiştir.

  • 14
  • 27

Âkif, içinde bulunduğu coğrafyanın ve Türk-İslâm tarihinin bir aydını olarak ömrü boyunca çizgisini koruyarak sürdürmüştür. Âkif'in fikirlerinin tutarlı olmasının temelinde kendisinin hem pozitif bilimlerde hem de dinî ilimlerde çok iyi bir eğitim almış olması, köklü tarihin maddî-mânevî dinamiklerini iyi bilmesi ve çağını iyi tanıması yatmaktadır. Bu özellikler onun şiirlerini çok iyi beslediği gibi fikirlerinin de tutarlı olmasını sağlamıştır.

"Âsım; asrımızın gelecek asırlara tahsis edilmiş bir hediyesi, bir heyecan selamıdır.
Asım, bir ıstırap içinde kıvrana kıvrana can veren altı yüz senelik bir devrin,
Akif'in dehasının yarattığı bir kuğu şarkısıdır..."

Süleyman Nazif

  • 15
  • 27

Mehmet Âkif, 'Âsım'ın nesli' derken; bilgi, irfan, fazilet ve imanla donanmış, karakterli, ahlaklı, kişilikli; vatanına, milletine ve kültürüne sahip çıkan, bunları yüceltmek için tüm imkânlarını seferber eden bir gençliği kasdetmekte ve bunun hayalini kurmaktadır. Âkif, Asım'ın nesli-nin nasıl olması gerektiğinin ipuçlarında,'gelecek' demek olan gençliğin; hurafelerden uzak, hayatı ve dünyayı varoluşcu anlamanın yönünü statik değil gelişen bilgiyle yoğrularak, çağa uygun bir dinamizm ve sinerji şeklinde algılamasını istemektedir.

Böylece Âsım; öncelikle tarihiyle, kültürüyle, toplumuyla ve diniyle barışık olacak, ürkek, korkak ve çekingen değil, mücadeleci ve özgüven sahibi bir karakter ortaya koyacaktır. Âsım'ın nesli Hıristiyan Batı'nın baskı ve tahakkümüne karşı milletinin ve kültürünün bağımsızlığını savunacak, koruyacak gerekirse bunlar için canının bile feda edebilecektir.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN