Sait Faik ve arkadaşları okuldan niçin sürgün edildi?
Bu, bir sürgün hikayesi aslında. 1925 yılında İstanbul Erkek Lisesi onuncu sınıf öğrencilerinden birinin Arapça hocasının minderine iğne koymasıyla başlıyor. "Alt tarafı öğretmene yapılan bir şaka." diyebilirsiniz. Ancak mesele basını günlerce meşgul eden bir olaya dönüşüyor, Sait Faik ve arkadaşlarının sürgün edilmesine yol açıyor. Liseli bir grup genç hayatlarının en büyük utançlarıyla yüzleşiyor. İlk hikayelerini bu sürgünle yazacak olan Sait Faik, süreçte yaşadıklarıyla edebiyat dünyasının en ilginç okul anısını da sizinle paylaşıyor.
Olayı Cumhuriyet gazetesi, "İstanbul Erkek Lisesi'nde Müessif Bir Hadise" başlığıyla geçerken Hakimiyet-i Milliye ise okuyucularına "İstanbul Lisesi onuncu sınıf talebesi mugayir-i inzibat hareketleri üzerine kamilen mektepten tard olunmuşlardır." diye duyurmuştu. Çirkin ancak çok basit bir olayın bu kadar büyütülmesi, basında da fazlaca yer bulması Akşam gazetesi tarafından da neredeyse memleket kanunlarına karşı işlenmiş ağır cezalık bir suç olarak servis edilmesi şaşırtıcıdır.
Hadisenin kahramanları yani Sait Faik ve arkadaşları ise suçsuz olduklarını ispat etmek için İstanbul'daki gazeteleri ziyaret ederek destek isterler. İstanbul Valisi Süleyman Bey'i de ziyaret eden İstanbul Erkek Lisesi onuncu sınıf öğrencileri Salih Bey'in minderine iğne yerleştirenlerin kendileri olmadıklarını kaydederek sınıf dışından birisinin yapmış olabileceğini söylemiş, suçsuz olduklarını yana yakıla anlatmışlardır.
Basının meseleyi önemsemesi ve İstanbul Erkek Lisesi yönetiminin de işin içinden çıkamaması dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı olayın soruşturulması ve aydınlığa kavuşturulması için müfettiş Saffet Bey'i görevlendirir.
Vakit'teki sütununu bu meseleye ayıran Mehmet Asım ise "Mekteplerde Disiplin" başlıklı yazısında olayın küçümsenmeyecek kadar önemli olduğunu, dönemin Cumhuriyet hükümetinin nizam ve intizam için canhıraş bir şekilde çalışırken bunu görmezlikten gelemeyeceğini, aksinin felaketler doğuracağını bile iddia eder ve İstanbul Erkek Lisesi'nde düzenin sağlanabilmesi için gerekirse bütün bir sınıfın okuldan uzaklaştırılması gerekeceğini yazar:
"… İstanbul Lisesi'nde meydana çıkan hadise maarif (eğitim) hayatımızda mühim bir yaranın vücuduna işaret etmiştir. Bu yara da mekteplerimizde disiplin denilen halin pek çok zayıflamış olduğunu göstermiştir. Lise derecesinde bir tahsil seviyesine gelmiş olan talebeler içinde her kime karşı, her ne maksatla olursa olsun muallimlerden birinin sandalyesine çuvaldız şeklinde bir iğne bir iğne dikilmesi müsamaha ile geçilmeyecek bir şeydir. Malum olduğu üzere Cumhuriyet hükümeti son zamanlarda bilhassa nizam ve intizam işleri ile alakadar olmaktadır.
İstiklal Mahkemeleri bile halk arasında mesela külhanbeyliğe karşı şiddetli bir mücadele açmıştır. Bundan maksat umumi surette memlekette nizam ve intizam fikirlerini yerleştirmektedir. Hatta sarıkların çıkarılarak yalnız muayyen bir sınıf insanlara hasredilmemesi alelumum kıyafetlerin tanzimine ihtimam olunması aynı maksat ile yapılmaktadır.