Tarih meraklılarının mutlaka okuması gereken 15 kitap
İnsanlık tarihi devletler, savaşlar, keşifler, icatlar ve yeniliklerle doludur. İmparatorluklar kurulup yıkılırken, tarihin seyrini değiştiren, kıtaların kaderlerini belirleyen olaylar yaşandı. Peki, insanlık tarihi nasıl başladı ve nasıl şekillendi? Anadolu ve Orta Doğu coğrafyasının tarihin akışındaki önemi ne? Neden Amerika kıtasının yerlileri Avrupa'yı istila etmedi de tersi oldu? Bu soruların cevabını bulacağınız 15 tarih kitabını sizler için derledik.
Anneler ve Kudüsler kitap özeti:
Nuri Pakdil'in dördüncü kitabı olan ''Anneler ve Kudüsler'', 1970 ve 1984 yılları arasında yayımlanan şiirlerinden oluşuyor. Onun şiirleri, anne lirizmi ile Kudüs gerçeği arasında gidip gelen gergin bir yay gibidir. Kâh lirik bir geyiktir sözcükler kâh ateş hattındaki savaşçıdır. Kudüs, somut bir mekân olduğu kadar, soyut bir algıdır. Onun için çoğuldur Kudüs ve anne. Anne Kudüs'tür, Kudüs de anne. Kudüs, Ulu Önder'in gök yolculuğunun, Miraç'ın mekânıdır. Medeniyet haritasının da temel ve vazgeçilmez ayaklarından biridir.
Tarihçilerin Kutbu kitap özeti:
'Tarihçilerin Şeyhi' Prof. Dr. Halil İnalcık'ın hayatı ilk kez kitaplaştı. Kendisiyle yapılan uzun konuşmalarla, tarihe adanan ve bir dönemi anlatan, fotoğraflarla zenginleşen 614 sayfalık, bir çırpıda okunan akıcı kitap sizleri bekliyor.
Savaş Günlükleri kitap özeti:
Mussolini'nin damadı ve İtalya Dışişleri Bakanı olan Kont Galeazzo Ciano, 11 Ocak 1944'te, Yüksek Faşist Konsey'de Mussolini'nin görevden alınması lehine oy kullanan diğer kişilerle birlikte kurşuna dizildi. Sumner Welles'in hakkında, "Zamanımızın en kıymetli tarihi belgelerinden biri" dediği ve Ciano'nun İkinci Dünya Savaşı'nı biçimlendiren en önemli kişilerle yaptığı görüşmeleri ve düşüncelerini içeren günlüğü ise, Almanların ve Mussolini'nin aksi yöndeki çabalarına rağmen, karısı Edda tarafından Müttefiklere ulaştırıldı.
Savaş Günlükleri, Nazi liderlerinin yargılandıkları Nürnberg Mahkemeleri'nde saldırı savaşı tasarlamak suçu isnat edilen eski Almanya Dışişleri Bakanı Joachim von Ribbentrop'un aleyhine delil olarak sunuldu. Kont, İtalya'yı kazanırsa dahi kaybedebileceği bir savaşa sokmamak hususunda Mussolini'den daha öngörülü olduğunu kanıtlamıştı. Savaş Günlükleri'nin içerdiği bilgiler, İtalya'nın neredeyse kansız bir şekilde Arnavutluk'u ilhak edişini, Hırvatistan üzerindeki planlarını, ülkenin İkinci Dünya Savaşı'na ne kadar hazırlıksız bir şekilde girdiğini, Yunanistan'daki ve Kuzey Afrika'da yaşadığı felaketleri anlamak adına altın değeri taşımaktadır.
Ciano'nun, Almanların bu ülkeyi istila etme planlarını Belçika'ya sızdırdığı ve Japon hükümetinin Pearl Harbor baskınından dört gün evvel Alman ve İtalyan hükümetlerini bilgilendirdiği gibi tarihi bilgiler de ilk kez bu vesikada ortaya çıkmıştır. Ayrıca günlükler, İtalya'nın Balkanlar'da Türkiye'yi dikkatle gözlemlemek suretiyle icra ettiği politikayla, Mussolini İtalyası'nın savaş öncesinde ve savaş sırasında Türkiye'ye karşı benimsediği tutuma dair mühim bilgiler içermektedir.
Bizans'ın Fethi kitap özeti:
"Bu noktada Mehmet'in aklına harikulade bir plan gelir. Konstantiniye önünde hiçbir işe yaramadan öylece duran kadırgalarını karadan yarımadayı aşırtıp, Haliç körfezine sokacaktır. Çok cüretkâr ve soluk kesici bir girişim olan yüzlerce geminin yarımadanın tepelerinden taşınmasını Bizanslılar, bir zamanlar Anibal ve Napoléon'un hızla Alp Dağları'nı geçebilmesinin olanaksız olduğuna inanmış Romalılarla Avusturyalılar gibi, daha ilk günden çok saçma bulurlar. İnsanoğlunun deneyimlerine göre gemiler sadece denizde hareket edebilir. Bir donanmanın tepeleri aşması kesinlikle mümkün değildir. Ancak mümkün olmayanı gerçekleştirmek çılgın istençlerin simgesidir. Askeri dâhi savaş kurallarını önemsemez, gerektiğinde denenmiş yöntemleri değil, kendi yaratıcı düşlemini uygular."
Stefan Zweig işte böyle anlatıyor, Fatih Sultan Mehmet tarafından icat edilen, tarih kitaplarında o güne dek eşine rastlanmayan girişimini... Bizans'ın Fethi de, hiç şüphesiz Zweig'ın olağanüstü anlatımıyla dile gelen, geçmişin karanlığına ışık tutan o anlardan biri.
Tüfek Mikrop ve Çelik kitap özeti:
İnsanlık tarihi, devletler, savaşlar, keşifler, icatlar ve yeniliklerle doludur. İmparatorluklar kurulup yıkılırken, tarihin seyrini değiştiren, kıtaların kaderlerini belirleyen olaylar yaşandı. Ancak insanlık tarihi nasıl başladı ve nasıl şekillendi? Anadolu ve Orta Doğu coğrafyası tarihin akışında neden bu kadar önemli? Neden Avrasya'da atlar evcilleştirilebilirken Afrika'da zebralar evcilleştirilemedi? Neden Amerika kıtasının yerlileri Avrupa'yı istila etmedi de tersi oldu? Neden bazı toplumlar zenginken diğerleri fakir kaldı?
Tüfek, Mikrop ve Çelik, insanlık tarihinin en can alıcı ve önemli sorularını soran ve bilimsel kanıtlarla yanıtlayan eserdir. Biyoloji, coğrafya, dilbilim ve tarih gibi birçok alandan yararlanarak yazılmış, "Batılı" koşullandırmalardan arınmış, geleceği gösteren bir tarih kitabı sizleri bekliyor. Ve tüm hikâye bundan 13.000 yıl önce Orta Doğu'da yaşayan bir insanın bir buğday tanesini toprağa ekmesiyle başlıyor.
Kitabı incelemek ve satın almak için tıklayınız…