Adı bilinmeyen, keşfedilmeyi bekleyen yemek isimleri
Kedi batmaz, pumpum, pırtımpırt, otur fatma, sakala çarpan, andırın doktoru, cicipapa, derdimi alan, kesme ibik çorbası ve diğerleri. İsimleri tuhaf ama hepsi gerçek ve hepsi lezzetli. İşte Anadolu mutfağından tadıyla olduğu kadar ismiyle de hafızalara kazınacak 15 yemek.
ŞİVEYDİZ
Taze sarımsak ilk çıktığında bu olağanüstü lezzet bahar sofralarında hemen yerini alır. Bazıları sarımsağı soğana oranla daha fazla kullanır. Yaklaşık 1 kg taze sarımsak ayıklanınca 300 g kadar beyaz kısmı kalır. Kullanılmayan yeşil kısımlardan ise öcce yapılır. Taze sarımsak mevsimi dışında sadece körpe pırasa ile de yapılabilir.
KÖPOĞLU
Akdeniz Bölgesi'nin patlıcanlı yoğurtlu mezesidir. Patlıcan Türk ve Yunan mutfaklarında en fazla kullanılan sebzelerdendir. Ege'nin iki yakasındakiler de patlıcan yemeklerinin "aslında kendilerine ait olduğunu" iddia ederler. Çok geniş bir kullanım alanı vardır. İmambayıldıdan karnıyarığa. Dolmadan Kebaba, Musakkadan pilava kadar çok çeşitli yemeği yapılır. Reçeli bile yapılır.
CİCİPAPA
Trakya'nın her yerinde özellikle çocuklara yumurtayı sevdirebilmek için kahvaltı sofralarında çokça rastladığımız bir uygulamadır yumurtalı ekmek. Pomak yerleşimlerin yoğun olduğu Babaeski, Alpullu, Sinanlı, Hayrabolu, Pehlivanköy ve civarında daha çok "cicipapa" ismiyle anılır. İsmin kökeni papara yemeği ( yöre mutfağında bayat ekmeklerin değerlendirmesi yöntemi ) ile ilişkilendirilir. "Cici papara" tabiri zamanla kaynaşarak "cicipapa"ya dönüşmüştür. Özellikle küçük çocuklara yumurtayı ve yumurtalı ekmeği sevdirmek için annelerin "cici papara / cicipapa" seslenişi böylelikle yöre mutfağında tümden içselleşmiştir.
PAPAZ YAHNİSİ
Papaz yahnisi Kırklareli mutfağının en karakteristik yemeklerinden birisidir. Halk arasında "soğan yahnisi" denilse de yöre mutfağında "soğan yemeği" denilen bir başka yemekle karıştırmamak için "papaz yahnisi" adı tercih edilmektedir.
İsmini almasıyla ilgili küçük bir rivayet vardır: Mübadele öncesi dönemde Rum, Bulgar ve Yahudi azınlıklar yörede Türk nüfusla bir arada yaşamaktaydı. Hastalığında komşusunun ikram ettiği arpacık soğan ve et ile hazırlanmış bu yemeği çok beğenen azınlıklardan bir din görevlisinin daha sonra komşusundan bir daha yapmasını istediğiyle ilgili bir rivayet yemeğin adının da kaynağı gösterilir.