Mustafa Özcan anlattı: İran - İsrail gerilimi nereye gidiyor?
Son günlerde Orta Doğu'da meydana gelen çatışmalar pek çok hadisenin tetikleyicisi olduğu gibi akıllara başta güvenlik olmak üzere birçok alana dair sorular getirdi. Bu sorular arasında en çok merak edilen İran- İsrail çatışmalarının arka yüzünü, konuşulmayanları, olayların bölge üzerindeki etkilerini Fikriyat yazarı, Orta Doğu Uzmanı Mustafa Özcan ile konuştuk. İşte, İran - İsrail geriliminin arka planı...
Soru: İran - İsrail gerilimi nereye gidiyor?
Mustafa Özcan:
▪ Bunun sonuçlarını tayin etmek zor ama bir öngörüde bulunmak mümkün: Bu savaş ikisine de hayır getirmeyecektir. İki devletin de gücünü, potansiyelini bir şekilde törpüleyecektir. Onun dışında bazılarının tasavvur ettiği gibi İsrail'in savaştan galip çıkacağını veya potansiyelini koruyarak çıkacağını söylemek mümkün değil. İran içinde öyle. İran darbe aldı, o darbe İran'ın geleceğine ne kadar etki edecek, nükleer sistemi ile mi alakalı yoksa rejim değişikliği ile alakalı olduğu noktasında farklı mesajlar veriyorlar. Netanyahu'nun sözlerine bakarsanız bir taraftan Hamaney'i vurmaktan, rejim değişikliğinden bahsediyor ve halkı sokağa çağırıyor öbür taraftan "İran rejimini değiştirmek diye bir çabamız veya gayretimiz yok" şeklinde konuşuyor. Daha önce Amerikalılar da bu tarz açıklamalar yapıyorlar: "İran rejimine değil de davranışlarına karşıyız, rejim davranışlarını bir şekilde, bizim öngördüğümüz şekilde değiştirirse mesele kalmaz" şeklinde konuşuyorlardı. Dolayısıyla 7 Ekim 2023 tarihinden itibaren İran bir şekilde olayların içindeydi. İran'ın vekâlet güçlerini bir şekilde kaybettiğini söyleyebiliriz.
Mustafa Özcan:
Mustafa Özcan:
▪ Dediğim gibi sembolik metafizik benzetmelerle de olabilir. Onun dışında siyasi beklentilerle de alakalı olabilir. Sonuç itibarıyla bu savaş bitse bile bütünün diğer parçaları devam edecektir. Hamas'ın geleceği ne olacak, Gazze'nin geleceği ne olacak, başka güçler devreye girecek mi? Bütün bunlar cevap bekleyen sorular arasında. Ben bölgenin bundan sonra olayların kolay kolay yazışacağını zannetmiyorum. Eski dünya düzeni yerine daha adil yeni bir dünya düzeni şekillenirse o zaman mümkün olabilir. Onun için de Netanyahu gibi akıl tutulması yaşayan zevatın, Trump'ın bir şekilde el çektirilmesi lazım. Fakat onların yerine gelecekler daha mı iyi olacak sorusu akıllara geliyor. En azından İsrail açısından Netanyahu'dan daha radikal olan adamları bulmak biraz zor. Gerçi kendi kabinesinde bu tarz adamlar var ama Netanyahu'nun gitmesiyle onlar varlık gösteremezler.
https://www.instagram.com/p/DLChKYxiIrz/
Mustafa Özcan:
▪ Amerika'da da benzer bir durum söz konusu. Demokrat Parti'nin tekrar iş başına gelmesi halinde ne olur bilemeyiz ama dünyanın bunlardan ders alması lazım. Trump kendisini bir sirkte zannediyor ve ona göre davranıyor, hiç inandırıcı değil. Dünya dengesiz bir dönemden geçiyor. Eskiden denildiği gibi dünyayı şu an çılgınlar yönetiyor. Netanyahu için çılgın, Trump için bir nevi deli de diyebiliriz.
▪ Bunun dışında sağlıklı bir gelecek beklemek zor. Ama İslam dünyası yeni, güçlü ve İslami değerlere bağlı aktörlerle devreye girecek olursa dengesini bulabilir. Ama var olan aktörlerle devam edecek olursa bir yerde sönen savaş diğer bir yerde patlak verebilir. Çünkü bunlar dengesizliklerden ve atmosferin bir şekilde siyaseten zehirlenmesinden kaynaklanıyor. Dolayısıyla çare bu anlayışın gitmesi. Bu anlayış gitmedikçe sağlıklı bir yapının ortaya çıkması mümkün değil.
Soru: Çatışmaların yakın süreçte bölge ülkelerine etkileri nasıl olacak?
Mustafa Özcan:
▪ Bu hususta özellikle Türkiye ile ilgili bazı varsayımlar gündeme geliyor. Bazıları işte artık sırada Türkiye var diyorlar. Ben bu cümlelere pek ihtimal vermiyorum. Ancak şöyle olabilir: İsrail bu savaştan mutlak galip olarak çıkarsa o zaman Türkiye ile sürtüşmek isteyebilir. Bunun arkasında ise güncellenen Suriye meselesi olur. Bu endişesine binaen Türkiye ile bir sürtüşme zemini arayabilir. Ama ben İsrail'in bu savaştan başarılı çıkacağına, galip çıkacağına veya yıpranmamış olarak çıkacağına inanmıyorum. Dolayısıyla iki tarafında bu savaştan yıpranarak çıkması Türkiye'nin önünü açacaktır. Türkiye bunu kast etmiş değil aksine kendiliğinden olan bir durum bu. Türkiye'nin potansiyel olarak rakibi olan iki ülkenin veya iki gücün birbirinin törpülemesi sonuç itibariyle Türkiye'nin gibi önünü açar. Yani ben konuşulanların aksine düşünüyorum.