Yahudilik tarihinin geçmişi ve bugünü
İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden dinler tarihi uzmanı Prof. Dr. Şinasi Gündüz ile geçmişten günümüze kadar gelen Yahudilik ve Hristiyanlığı, Gazze'de yaşanan katliamlara dair sessizliği, antisiyonizm, anti-semitizm ve özellikle Hristiyan siyonizminin geçmişteki ve günümüzdeki durumunu konuştuk. Müslüman olsun olmasın, her insanın zulme karşı sessiz kalmaması gerektiğini vurgulayan Gündüz, Yahudi geleneğinde Yahudi zihin yapısının teşekkülü ile birlikte İsrailoğulları merkezli bir etnik seçilmişlik anlayışı ön plana çıkıyor, dedi.
➡ Prof. Dr. Şinasi Gündüz:
Geçenlerde birkaç gün önceydi. Amerikan Temsilciler Başkanı var. Bu kişi şu açıklamayı yaptı: "İsrail'e destek vermek bizim için dini bir görevdir, Tanrı'nın bize yükümlediği bir sorumluluktur." Yani şu andaki Amerikan politikasının ki aynı gün yanılmıyorsam bu konuşmayı Temsilciler Meclisinde Ukrayna ve İsrail'e milyarlarca dolarlık bir yardım söz konusuydu, yardımın geçirilmesinin hemen öncesinde yaptığı bir konuşma bu. Amerika'nın şu anda İsrail'e verdiği desteğin teopolitik arka planını ifşa etmiş oldu.
➡ Biz hep şunu düşünüyoruz: Amerika İsrail'e sadece siyasi, ekonomik, askeri çıkarlarından dolayı destek veriyor ki doğrudur bu. Bu şekilde bir destek söz konusu. Çünkü Amerika şu anda dünya genelinde Ortadoğu'da kurduğu hegemonyada adeta bir değnekçi gibi görüyor işgalci İsrail'i. Bu doğrudur. Ama sadece bundan kaynaklanmıyor. Olayın bir teopolitik arka planı da var. Bugün Amerika'da azımsanmayacak ölçüde güce sahip olan Hristiyansiyonistler dediğimiz bu çevreler, ciddi ciddi gelecek dönem beklentilerinde İsrail merkezli, Filistin merkezli daha doğrusu Filistin'in işgali merkez bir çatışmanın, katastrofun hatta bir dünya savaşının çıkmasını bekliyorlar ve bu dünya savaşı çıkmadan İsa Mesih'in yeryüzüne gelmeyeceğini düşünüyorlar. Bundan dolayı da hani bir Amerikalı gazeteci yazarın kitabına başlık olarak koyduğu "Forsing Godsend" yani "Tanrıyı Kıyamete Zorlamak" başlığını koyduğu gibi gerçekten bir an önce bu olaylar gerçekleşsin diye sabah akşam durmadan böyle bir politika üretiyorlar. Amerika'dan İngiltere'ye diğer Batı ülkelerine kadar çok ciddi anlamda bu konuda lobiler var. Ekonomik, siyasi hatta kültürel anlamda yapılanmalar var. Çok ciddi bütçeleri var.
Bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde, Kanada'da İngiltere'de bu Hristiyan siyonizmi dediğimiz çevreler, çok ciddi bir güçtür. Hatta bunlar Amerika'daki en büyük etki ajanları arasındadır. Bir önceki Amerikan seçimlerinde Trump'a verilen oyların %40'ı Evanjelist oylardı. %40. Amerika'daki bütün verilen oyları, Trump'ın Başkan seçildiği dönemde bunun %40'ını düşünün, ne kadar büyük bir rakam oluşturuyor. Evanjelistlerin hatırı sayılır kesimi Hristiyan siyonistlidir ve bunlar çok güçlü bir lobi oluşturuyor. Tabii ki bunların aynı zamanda Yahudi siyonist lobilerle çok güçlü iş birlikleri var Amerikan siyasetinde. Bundan dolayı şu anda ABD'de hemen hemen tüm üniversiteler ayakta, değil mi? Harvard'dan tutun Amerika'nın önünde gelen üniversitelerinde vicdan sahibi olan öğrenciler, akademisyenler, hocalar bu katliam, soykırım dursun diye ayağa kalktılar ama bizzat üniversite yönetimleri, polisi içeriye çağırıyorlar, öğrencileri derdest ediyorlar, tutukluyorlar. Baktığımız zaman Fransa'sında, Almanya'sında, İngiltere'sinde aynı durum yaşanıyor. Çünkü oradaki iktidar yapılanmalarına egemen olan zihniyet, maalesef bu küresel siyonist zihniyet. Kendi halkıyla çatışma pahasına bu zihniyeti devam ettiriyor. Yani bu da bunların ne kadar güçlü olduklarını gösteriyor.
Betül Sav: Siyonist güruh bu dokunulmazlıklarını nasıl elde ettiler ve dokunulmaz olmayı hala nasıl sürdürebiliyorlar?
➡ Prof. Dr. Şinasi Gündüz:
Batı'nın siyasal tarihini okursanız, incelerseniz, Batı'nın özellikle de Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra ciddi anlamda siyonist lobilerin hem ekonomik hem siyasi hem de kültürel anlamda bugün medyayı önemli ölçüde Siyonizm kontrol ediyor. Hollywood'u Siyonizm kontrol ediyor. Üniversite yönetimlerini özellikle bu üniversite yönetimlerinin arka planındaki mütevelli heyet dediğimiz grupları önemli ölçüde siyonistler kontrol ediyor. Bütün bunları, bunların kontrol ettiğini ve bugünkü durumun adeta siyonistlerin dokunulmazlığı, el üstünde tutulmaları, bunun sabahtan akşama oluşan bir hadise olmadığını uzun yıllar o bölgelerde yapılan yatırımın bir ürünü olduğunu görüyoruz. ABD'yi giden bilen herkes bilir; iki partili bir sistem vardır ama siyonist localar her ikisine birden yatırım yapar. Her ikisine de bağışta bulunur; hem cumhuriyetçilere hem demokratlara. ABD'de kim hangi parti kazanırsa kazansın, her zaman siyonistler kazanır, hiçbir zaman kaybetmez.
Betül Sav: Siyonistler tarafından yönetiliyoruz, diyen karşıt bir kitle var mı?
➡ Prof. Dr. Şinasi Gündüz:
Tabii son dönemde bazı şeyler değişti ama Amerikan siyasetinde cumhuriyetçiler daha muhafazakardır. Demokratlar daha liberal, demokratik azınlıklar. ABD'deki Müslümanlar genelde demokratlara oy verirler. Türkler genelde demokratlara oy verirler ama demokratı olsun, cumhuriyeti olsun, bunların iktidar yapılanmaları Siyonist'tir. Biden'ın kendisi bir açıklama yaptı: "Ben en büyük siyonistim" dedi. "Siyonist olmak için ille de Yahudi olmak gerekmiyor" dedi. Bakın bunlar çarpıcı ifadeler. Şu anda demokrat partiden olsun cumhuriyetçilerden olsun, Seneto'da ve Temsilciler Meclisi'nde yer alan üyelerin hatırı sayılır kesimi şu anda Siyonist'tir. ABD'de genel halkın zihin yapısı nasıl inşa ediliyor? Tıpkı Türkiye'de ve başka yerlerde olduğu gibi medyayla ve genel eğitimle, örgün ve yaygın eğitim kanalları ile inşa ediliyor. Amerikan medyasını basılı medyayı ve Hollywood başta olmak üzere bunları tamamıyla kontrol eden siyonistlerdir.
Yani New York Times'ından Washington postuna kadar bilmem nesine kadar bu böyledir Ama son dönemde peki ne oldu da üniversitede gençler sokaklara dökülmeye başladı? Çünkü sosyal medya dediğimiz bir gerçeklik var. Tiktokundan Twitter'ına kadar ya da ikisine kadar bu mecralarda artık Amerikan bu örgün ve yaygın eğitim organlarının kontrol etmekte zorlandıkları bir süreç ortaya çıktı. Bakın şu anda ABD'de ısrarla TikTok yasaklanmaya çalışılıyor değil mi? Hatta bununla ilgili bir yasa da çıkardılar. Tiktok'un ya satacaksınız ya da kapatacağız, diye. Neden böyle? Çünkü kontrol edemiyor. Oradaki haber akışını kontrol edemiyor. Kontrol edemediği için yani insanlar hani artık sadece Amerikan medyasının işte televizyonlarının gazetelerini vesairlerin gösterdiği perspektiften değil, farklı perspektiften de olayları bütün çıplaklığıyla görüyor. Gördüğü zaman orada nasıl bir soykırım yaşanıyor, nasıl bir etnik temizlik yapılıyor, bunu görüyor. Burada dolayısıyla insanlar hani habere ulaşma, bilgiye ulaşma, doğru kaynaklardan doğru bilgiye ulaşma imkanları arttıkça vicdan sahibi insanlar ayağa kalkıyor. Yani bugün Amerika'da başlayan o öğrenci hareketleri çok önemli. Hatta yer yer mesela bu 1968 olaylarıyla kıyaslanır. 1960'lı yıllarda Amerika'da özellikle bu Vietnam hadisesi vesaire bunlara karşı baş kaldırılar, genel anlamda birtakım işler sosyal krizler sorunlara karşı insanların başkaldırısı bunlarla yani kıyaslanıyor ve bunun ciddi anlamda mesela toplumda bir dönüşüme, değişime yol açacağı konuşuluyor şu anda. Bundan dolayı Amerikan yönetimi özellikle bu kendisine egemen olan lobilerin etkisiyle bu öğrenci hareketine şiddetle bastırmaya çalışıyor.
Betül Sav: Siyonizm nedir, Siyonizm geçmişte nasıldı, bugün nasıl? Bununla birlikte antisemitizm, semitizm, antisiyonizm ne demek?
➡ Prof. Dr. Şinasi Gündüz:
Siyonizm kavramı, sonu izm'li bir kavram olarak 1892'de ilk defa Avusturyalı birinin kullandığı kavramdır. Kelime anlamı itibarıyla diasporada yaşayan Yahudilere Filistin'de bir ulus devlet oluşturma fikridir. Dolayısıyla Yahudi milliyetçiliğini, Yahudi ulus devletçilik düşüncesini ifade eden bir kavramdır siyonizm kavramı. Bu kavram çerçevesinde bugün işgalci İsrail'in Filistin'i işgal etmesiyle gerçekleşen bir yapı olarak ortaya çıkması sürecini üreten siyasal, ideolojik bir akımdır. İlk Siyonizm kavramı ortaya çıktığında dini anlamdan ziyade seküler bir hareket olarak ortaya çıkmıştı. Bunların bütün amacı şuydu: Avrupa'da bir Yahudi sorunu var. Çünkü Yahudiler diasporada yaşıyor. Her zaman ezilmişler, sürülmüşler, gettolarda yaşamışlar. Bir türlü topluma entegre olmamışlar. Hep asimile edilmeye çalışmışlar ama direnmişler. Bunların bağımsız bir halk olarak, ulus olarak Filistin'de bir devlet kurmaları düşünülüyor. Böyle bir ideolojik hareket olarak ortaya çıkıyor. Aynı zamanda o dönemde Avrupa'da çok yaygın olan ulus devlet fikri, liberalizm, milliyetçilik hareketleri var. Bunlardan etkileniyorlar. Bu hareketin bir ürünü olarak daha sonra siyonist kongreler toplanıyor. 1917 yılına geldiğimizde Balfour Deklarasyonu'yla İngilizler bunlara bir devlet sözü veriyorlar ve 1948'de bugünkü İsrail'in Birleşmiş Milletler tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınması şeklindeki bir sürece evriliyor. Diğer taraftan siyonizm, bir fikir olarak yani Yahudilerin Filistin'e dönmeleri ve burada egemen olmaları fikri olarak çok eski bir tarihi var. Bir defa bu Yahudiliğin temel düşüncesini oluşturuyor. Çünkü Yahudiliğin amentüsünde bir Mesih bekleme fikri var. Mesih gelince ne yapacak? Onları vadedilen topraklara döndürecek. Orada egemen hale getirecek ve bu egemenlik döneminde tüm uluslar kendilerine adeta kul köle olacaklar. Böyle bir gelecek tasavvuru var. Yani siyonizmin arka planındaki fikir çok eski. Bugünkü Yahudilik kadar eski diyebilirim. Bu sadece Yahudiler arasında değil, Hristiyanlar arasında da zaten var olan bir düşünceydi.
➡ Bugün Hristiyan Siyonizm dediğimiz akım, zihin yapısı, tarihsel sürece baktığımızda çok daha eskidir. 19. yüzyıl ve daha önceki dönemlerden itibaren Yahudilerin bir an önce diasporadan bu vadedilen topraklara dönmeleri, orada kendi devletlerini kurmaları, egemen olmaları ve bu egemenlik çerçevesinde birtakım olayların gelişmesi beklentisi içerisinde oluyorlar. 1841 yılında bir mecmuaya İngiltere'de yanılmıyorsam bir dergiye bir ilan veriliyor, geniş bir memorandum yayınlanıyor. Bu memorandumda Avrupa'daki monarşiler, Yahudilerin bir an önce vaat edilen topraklara dönüp orada yerleşmeleri konusunda politikalar üretmeye davet ediliyorlar. Bu memorandumu yayınlayanlar Hristiyanlar. Bazı Hristiyan akımlar. Öneğin Amerika'da 1800'lerin başlarında John Adams, "ben bir an önce Yahudilerin Yüdaya bölgesine yani şu anda Kudüs'ün de bulunduğu bölgeye dönerek orada egemen olmalarını bekliyorum" diyor. Niye? Çünkü kutsal kitabın kehanetinin gerçekleşmesi için. Bu açıdan baktığımızda Hristiyanlar arasında belirli gruplar, siyonizm kavramı henüz kullanılmadan çok daha öncesinden bu fikri kendi aralarında canlı tutuyorlar. Adeta Yahudileri o bölgelere yerleşmeye teşvik ediyorlar. Yahudi siyonizmi dediğimiz bugünkü ideolojik, seküler bir hareket olarak ortaya çıkıyor. Aslında sonrasında dini anlamda kendi teopolitiğini oluşturan bazı Hristiyan kiliselerin, akımların bir şekilde zihni zaten var olan Yahudileri de bu çerçevede yönlendirmeye çalıştıkları bir akım olarak karşımıza çıkıyor. Yahudi siyonizminin bir anlamda aslında babası Hristiyan siyonizmdir desek yanlış söylemiş olmayız bu açıdan.
Betül Sav: Hristiyan siyonizmi nedir ve bunun globelleşme ile bağlantısı var mı? Hatta Afrika'da yeni bir sömürgecilik projesi "Hristiyan Siyonizm'i" doğuyor. Afrika kıtasında neden bu kadar güçlü ve gittikçe siyonizmin küreselleşme hareketine nasıl bakıyorsunuz?
➡ Prof. Dr. Şinasi Gündüz:
Hristiyan siyonizminin arkasında asıl ne var ? Küresel ve dini anlamdaTanrı'nın krallığına yeryüzünü hazırlama düşüncesi var. Tanrının Krallığı yeryüzünde bir teokratik iktidar düşünüyor. Yani İsa Mesih gelecek, yeryüzünde tanrısal bir devlet oluşacak, tüm iktidarlar yok olacak. Sadece İsa Mesih'in iktidarı kurulacak. Hristiyanlığın temel gelecek beklentisi bu. Hristiyan siyonizmi tüm yeryüzünü buna hazırlamaya çalışıyor. Bu çerçevede siyonizm küresel bir akım olarak kendisini yeryüzünde inşa etmeye çalışıyor. Bu akım önemli ölçüde emperyalizmle, sömürgecilikle ve kolonicilikle iç içe olan bir akım olarak gelişiyor. Bugün Gazze'de yaşanan olaylara bir bakalım. Gazze'de yaşanan olaylarda ABD doğrudan taraf, değil mi? İngiltere doğrudan taraf. Fransa'sı, Almanya'sı. Bütün bunlar doğrudan taraf. Hangi anlamda? İşgalci siyonistlere desteği verme açısından taraf. Yani silah sağlıyorlar, para sağlıyorlar, siyasal destek ve medya desteği sağlıyorlar. Uluslararası birtakım organlarda kesintisiz destek sağlıyorlar. Bütün bu desteği niye sağlıyorlar? Bugün Filistin'deki işgalci yapı, neticede bu küresel güçlerden bağımsız bir yapı değil. Amerikalı bir askeri personel, İsrail'in kendileri için vazgeçilmezliğini anlatırken Doğu Akdeniz'de İsrail büyüklüğünde bir uçak gemisi düşünün İsrail ile ilgili olarak şöyle bir şey söylüyordu: "İsrail'in bizim açımızdan değeri bu" diyordu ya da Biden'ın bakın şöyle bir demeci olmuştu. Medya bunu zaman zaman veriyor: "Şayet bir İsrail olmasaydı biz bunu icat ederdik kurardık" diyor. "Bir İsrail olmasaydı, bir İsrail kurardık." Neden kurardık, diyor? Çünkü kendi güç ve iktidarının vazgeçilmez bir enstrümanı olarak görüyor. Bunu nitekim Netenyahu'da söylüyor. Netenyahu'da her fırsatta "bize kesintisiz destek vermek zorundasınız çünkü sizin çıkarlarınızı biz koruyoruz" diyor. Biz yenilirsek Londra kaybeder, biz yenilirsek Washington kaybeder, diyor. Bu da şunu gösteriyor: Aslında bugünkü Siyonizm dediğimiz akım, küresel anlamda şu an dünyada egemen olan Emperyalist güçlerin çıkar ve menfaatlerini ifadesidir. Siyonizm budur.