Harbiye Askeri Müzesi panoraması
Sultan Abdülhamid'in talimatıyla kurulan Harbiye Askeri Müzesi'nin, ülkemizin ilk müzesi olduğunu biliyor muydunuz? Bu müze, 13. yüzyıldan kalma el yazması Kur'an-ı Kerim'den Murad Hüdavendigar'ın şehid olduğu Kosova Savaşı'nın sancağına, Orhan Gazi'nin miğferinden Sultan Abdülhamid'e ait fildişi kakmalı silaha kadar pek çok kıymetli eseri bünyesinde barındırıyor. İşte Harbiye Askeri Müzesi'nin panoraması…
Osmanlı Devleti Kuruluş Salonu: Burada 13. yüzyıldan kalma Kur'an-ı Kerim ve zırh gömlek bulunur. Buradaki Kur'an-ı Kerim, Meraginli Mehmed bin Mehmet bin Nihal aslı bir hattat tarafından 1289 yılında istinsah edildi. Daha sonra Gazi Evrenos Bey'in eline geçen bu eser, varisleri tarafından Askeri Müze'ye hediye edildi. Zırh gömlek ise Osmanlı'nın kuruluş döneminde özellikle Rumeli'nin fethinde büyük rol oynayan Evrenosoğulları ailesinden Evrenos Bey'e aittir.
14. yüzyılda Kosova Meydan Muharebesi sırasında Osmanlı ordusunun kullandığı yeşil sancak da bu salonda sergilenir. Murad Hüdavendigar'ın savaş alanında inceleme yaparken Sırp bir asker tarafından hançerlenerek şehit edildiği bu savaşta kullanılan sancaktır. Yeşil renkteki sancak aynı zamanda Askeri Müze'nin en değerli eserlerinden biridir.
Orhan Bey'e ait olan bir miğfer de bu salonda sergilenir. Miğferin ince uzun tepeliğinin alt bölümünde ve ağız çevresinde kitabesi bulunur.
Salonda, Sultan Abdülaziz'in himaye ettiği Polonyalı ressam Stanislaw Chlebowski'ye ait Varna meydan Muhaberesi'nin tabloları da bulunur.
Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim Köşesi: Fatih Sultan Mehmet ve Yavuz Sultan Selim'in atlı heykelleri, İstanbul'un fethinde Osmanlı gemilerinin karadan Haliç'e indirilmesini gösteren panaromik maket yer alır.
Kesici silahlar salonu: Sergilenmekte olan Avrupa kökenli kesici ve delici silahların en eski örneklerini orta çağ Avrupa kılıçlar oluşturur. Ortaçağ'da Avrupalı köylülerin kullandığı kanca şeklinde sivri bir ucu olan İtalyan silahı halberd, 16 yüzyıl sonlarında tören silahı haline gelen Alman silahı çift el epesi, Yavuz Sultan Selim'in Mısır Seferi'nin ardından İskenderiye Hazinesinden İstanbul'a getirdiği Arapça kitabeli kılıçlar, Memlüklü dönemine ait alem, 19 yüzyıla ait balta ve kamalar, miğferler sergileniyor.
Ateşli Silahlar Salonları: Sultan Abdülmecid'in Kılıç Alayı'nın betimlendiği tablonun sergilendiği salonda bundan başka 17. yüzyılda Osmanlı'da barut kuvveti ölçme aleti de bulunuyor. Barutun kalitesinin değerlendirildiği bu alet aynı zamanda estetik değeri yüksek bir eserdir.
Ayrıca Birinci Dünya Savaşı'nda şehit ve gazi ailelerine yardım toplamak amacıyla kullanılmış top modeli de bulunur. Bu top, Beyazıt Meydanı'nda sergilenmiş, yapılan yardımları simgeleyen çiviler üzerine çakılmıştı.
İstanbul'un fethi sırasında, Bizans'ın gemilerin giriş ve çıkışını kontrol etmek için kullandığı zincir de burada sergilenir.
İstanbul'un Fethi Salonu ve Osmanlı'nın Yükseliş Dönemi Salonu: Askeri Müze'nin merkezinde yer alan İstanbul'un fethini gösteren üç boyutlu diorama, fonda çalan mehter marşları ve savaş efektleri ile desteklenir.
Yükseliş Dönemi Salonu'nda 15-16. yüzyıldan kalma tüfekler, Sultan Süleyman'a yapılan kılıç, Yavuz Sultan Selim'e yapılan kılıçla onun atına yapılan nalın zırh ve pek çok silah sergilenir.
Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa'ya ait zırh, Sokullu Mehmed Paşa'ya ait miğfer ve Mohaç Meydan Muharebesi'ni gösteren diorama sergilenen diğer eserler arasında.