Hasan el-Benna'nın gençlere yazdığı mektup
Hayatını İslam davasına adayan Hasan el Benna, yirminci yüzyılın en önemli isimlerinden biriydi. Sadece üç kahvehane ile başlayan mücadelesi, tüm dünyaya yayıldı. Henüz 22 yaşındayken yirminci asrın en kapsamlı hareketi olan İhvan-ı Müslim'i kurdu. Peki, İslam davasına olan sadakati, azmi ve gayretiyle özdeşleşen Hasan el Benna gençlere nasıl seslendi?
Ülkeleri okyanustan okyanusa uzanan 400 milyon Müslüman, bir gaflet anından istifadeyle topraklarını işgal eden sömürgeciliğe asla boyun eğmeyecektir. Yeryüzünde 'La ilahe illallah, Muhammedü'r-Resulullah' diyen bir Müslümanın yaşadığı her karış toprağı, İslam vatanı sayarız ve sömürgecilikten kurtularak, hürriyetine kavuşması için çaba harcarız.
Bu vatan doğuda Endonezya'dan batıda Kazablanka'ya kadar uzanır. Bu münasebetle size özellikle temizliği şiar edinmeyi tavsiye ediyorum. Özde, sözde, gönülde, düşüncede, eylemde, söylemde, yemede-içmede, temizlik şiarımız olsun.
Resulullah (sav) ümmetine temizlik ve zarafet noktasında insanlar arasında hemen göze çarpan bir benek gibi olmayı tavsiye etmiştir.
Fıkıh kitaplarımız, taharet bahsiyle başlar. Yine sahih bir Hadis-i Şerif'te 'cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı taharettir buyrulmuştur. 'Allah tövbe edenleri sever ve temizlenenleri sever' buyuran Allah, doğru söylemiştir. Allah'ın selamı, rahmeti, bereketi üzerinize olsun."
📌 Hasan el-Benna'nın çalışmalarından yana hoşnutsuzluk duyan Kral Faruk, İngilizlerle beraber İhvan'ın sonunu getirmeye çalışıyordu. Onun için sonun başlangıcı dönemin Mısır Başbakanı Nukraşi Paşa'nın (Mahmud Fehmi en-Nukraşi) 8 Aralık 1948 tarihinde teşkilatın yasaklandığını, bütün mal varlıklarına el konulduğunu ve Hasan el-Benna dışındaki yöneticilerin çoğunun gözaltına alındığını açıklamasıyla başladı. Şoförü ve devamlı yanında bulunan kardeşi de gözaltına alınan Benna'nın otomobili ve ruhsatlı silahı da elinden alındı.
▶ Silahını geri isteyerek koruma talebinde bulundu ancak kabul edilmedi. İhvan'ın kapatılmasından 20 gün sonra, 28 Aralık 1948'de Nukraşi Paşa'nın bir suikast sonucu öldürülmesinin ardından Benna için çember iyice daraldı. Çünkü suikasttan İhvan sorumlu tutuldu ve yeni başbakan İbrahim Abdulhadi bir konuşmasında Müslüman Kardeşler'den intikam alınacağını dahi ima etmişti.
📌 Benna ve Müslüman Gençlik Cemiyeti Başkanı Muhammed el-Lisi, 12 Şubat 1949 tarihinde akşam saat sekiz sularında Kraliçe Nazlı Caddesi'ndeki cemiyet binasından çıktığı anda, ona karşı hazırlanan suikast planı işlemeye başladı.
📌 Benna ve Lisi kapının önündeyken cemiyetin telefonu çaldı. Başkan telefona bakmak için içeri girdiğinde silah sesleri duydu. Hemen dışarı çıkan Lisi, Benna'nın vurulduğunu gördü.
▶ Benna'ya ateş eden otomobilin peşinden koşan Lisi, araca yetişemese de plakasını alabildi. Bedenine 7 kurşun isabet eden Benna kaldırıldığı Kasr el-Ayni Hastanesi'nde hayata veda etti.
▶1952 yılında açıklanan başsavcılık raporunda, Benna suikastında kullanılan "9979" plakalı aracın, İçişleri Bakanlığı Ceza Soruşturmaları Genel Müdürü Amiral Mahmud Mecid'e ait resmi araç olduğu belirtildi. Tank koruması eşliğinde cenazesi götürüldü, polis koruması ile mezara defnedildi. Daha sonrasında mezarı kaybedildi.
📌 Hasan el-Benna'nın cenazesinin nasıl taşınıp kaldırıldığını el-Kitle Gazetesi şöyle anlattı:
"Taziye için baba evine gelenler tutuklandılar. Şehit için Kur'an okumak ve cenaze namazı kılmak yasaklandı. Şehidin na'şı, önünde ve arkasında birçok silahlı polisi taşıyan arabalarla çevrili bir araba ile evine götürüldü.
Evin etrafı sarıldı, insanlar istese bile gelmelerine imkân bırakılmadı. Şehidin babası büyük âlim ve salih insan Ahmet el-Bennâ'ya polis, vefatı anında bildirdiği için altmış yaşını aşmış bulunan babanın adeta beli büküldü, sabaha kadar "Yarabbi, adaletine sığınıyorum, oğlumu şehit ettiler." diye inleyerek namaz vaktini bekledi. Evde yalnızdı. Diğer aile efradı tutuklanmışlardı."