Bilime yön veren Müslüman alimler ve icatları
Bugünkü teknolojinin temelleri, yüzlerce yıl önce Doğu'nun saraylarında, rasathanelerinde ve medreselerinde Müslüman bilim adamları tarafından atıldı. Bu alimler, icatlarıyla tüm dünyayı etkileyerek bilime yön verdi. Meryem el Usturlabi'den Cezeri'ye, İbni Sina'dan Aziz Sancar'a dünya tarihine yön veren bilim insanlarını sizler için derledik.
Cezeri, kaleme aldığı kitabında su saatleri, mum saatleri, ziyafetlerde kullanılan kaplar ve ibrikler, el yıkama ve abdest alma aparatları, kan almada kullanılan ölçme aletleri, otomatik müzik düzenekleri, çeşitli robotlar, zamanın tarım devriminde çok etkili olan su terfi araçları, su pompalarını çalıştıran makineler, fıskiyeler, sürekli kaval sesi çıkaran tertibatlar ve başka çeşitli aletler ile metal döküm tekniğinden bahseder.
Bu kitapla Cezeri, makine yapımı, otomatik kontrol, sistem mühendisliği ve robot teknolojisinin tarihi gelişimini günümüze aktardı.
Otomatik makinelerin bugünkü robot teknolojisinin temelini oluşturan çalışmalara imza atan Cezeri, su saatleri, mutfak aletleri ve su ile çalışan müzikal aletler (otomatlı) tasarladığını ve yaptı.
Diyarbakır İçkale'deki sarayda hükümdarın abdest alması için su döken bir otomat icat etti. Büyük pirinç ibrik pirinçten yapılmış ibrik hükümdarın yanına bırakılır, ördeğin gagasından akan su ile abdest alınır. Boşalan ibrik geri götürülür, su ile doldurulduktan sonra gerektiği durumda tekrar getirilir.
Artuklu sarayında yer alan diğer robotları ise şöyleydi: Hükümdarı ve konukları eğlendirmek için saz, zil ve tef çalan robotlar, sarayın salonlarında gezen tavus kuşu makineleri, değişik 24 şifre ile açılabilen kilitler, su saatleri, sarayın bahçesindeki havuzda gezinen kayık ve içine su dolan kayığı, bir yandan boşaltırken bir yandan da borusunu öttürerek yardım isteyen kayıkçı robot, otomatik abdest alma makinesi.
Su Hilesi adlı robotu ise, belli aralıklarla terazi ucundaki kovalardan birinin dolmasıyla diğerinin boşalması ve böylelikle ardışık zamanlı sıra ile her iki tarafın da eşit aralıklarla suyu almasını sağlıyordu. Sınnat el-Hıyel adlı eserinde Cezeri, hava ve boşluğa dayalı içine doldurulan sıvıları istenildiği biçimde akışı sağlayan altı ibriğin yapımından bahseder.
Cezeri'nin bir diğer icadı su çarkı ile işleyen tulumba modern mühendisliğin gelişmesine doğrudan doğruya katkıda bulundu. Bu makine, çift etki ilkesinin uygulanması, dönme hareketinin ileri-geri harekete çevrilmesi, emme borusunun bilinen ilk kullanılışı olmasından dolayı çok önemliydi. Buhar makinesinin ilk örneği sayılabilir.
Tarihte küçük kan dolaşımını ilk kez tarif eden kişi, İbnü'n-Nefîs'ti. Müslüman âlimin tam adı Ebü'l-Hasan Alâüddîn Ali b. Ebi'l-Hazm İbnü'n-Nefîs el-Karaşî ed-Dımeşkî'ydi. Kareşiye'de doğduğu için Kareşî, Dımaşk'ta okuyup şöhretini orada kazandığı için de Dımaşki nisbesiyle anılırdı. İbnü'n-Nefîs, 13. yüzyılda yaşamış önemli hekimlerdendi.
İbnü'n Nefîs, Memlük Sultanı I. Baybars'ın özel hekimliğine ve devletin Suriye-Mısır hekimleri başkanlığına getirildi. Ayrıca, Selâhaddîn-i Eyyûbî'nin 1181'de inşa ettirdiği Bîmâristânü'n-Nâsırî'de hocalık yaparak aralarında ünlü cerrah İbnü'l-İbrî'nin de bulunduğu çok sayıda öğrenci yetiştirdi.
İkinci İbn Sina olarak anılan İbnü'n Nefîs, eerlerini genellikle başka kitaplara müracaat etmeden yazdığı söylenir. İbnü'n Nefîs ilmî dirayetinin farkında olan bir hekimdi ve onun kendine karşı duyduğu güven hissini şu mübalağalı sözlerinde görmek mümkündür: "Eğer eserlerimin benden sonra on bin yıl değerini sürdüreceklerini bilmeseydim onları kaleme almazdım.