Dini konularda merak edilen 11 soru
Müslümanların hayatlarının şekillenmesinde en önemli etkiyi Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin hadisleri sağlar. Bu nedenle müminler, yüce kitabımızın emirleri ve Allah Resulü'nün sünnetleri ışığında hareket eder. Peki, mağaza çekilişlerine katılmak caiz midir? Yemin bozmanın hükmü nedir? Ahirette şefaat olacak mı? Kudüs, Müslümanlar için neden önemlidir? Vav Radyo'da kıymetli bilgiler veren hocalarımız sizler için cevapladı.
📌 Kur'an-ı Kerim, ihtiyaçlara göre 23 yılda indirilmiştir. Toplumu alıştırarak, kademe kademe ayetlerin nüzul olması, toplumun ilahi emirlere alışmasını sağladı. Bu bir eğitim metodudur. Çünkü toptan emirler ve yasaklar geldiğinde halkın bunları uygulaması mümkün olmazdı. Örneğin Mekke döneminde, indirilen ayetler ile 13 senede iman zemini oluşturuldu. Böylece iman prensiplerini uygulayacak kadro meydana geldi.
➡ Kur'an sorular ve ihtiyaçlar üzerine kademe kademe nüzul oldu. Furkan suresinin 32. ayetinde inkârcılar şöyle buyrulmaktadır "Kur'an ona bütünüyle bir defada indirilseydi ya!" diyorlar. Oysa biz onu senin kalbine iyice yerleştirmek için böyle yaptık ve onu uygun aralıklarla parça parça gönderdik."
Fikriyat Kur'an-ı Kerim uygulamasından sure ve mealleri okumak için tıklayın
📌 Bu süreç toplumu yetiştirme ve eğitme safhasıdır. Halk da böylece alışkanlıklarını zamanla değiştirdi. Nitekim içkinin, faizin yasaklanması aşama aşama oldu. Hz. Aişe de "Önce Kur'an'ın uzun bir suresinde cennet ve cehennemi bildiren ayetler geldi. İslam'ı kabul edenler, İslamî esaslara iyice alıştıktan sonra helal ve haramı bildiren ayetler gelmeye başladı. Eğer içki hususunda da başlangıçta, 'içkiyi içmeyin' emri nazil olsaydı, onlar 'içkiyi katiyen bırakmayız' diyeceklerdi." buyurmaktadır.
➡ Tevrat, İncil gibi kitaplar toptan indirilse de Kur'an-ı Kerim ihtiyaca göre parça parça nüzul oldu. En son ayet ise Peygamber Efendimizin vefatından 81 gün önce indirildi. Böylece toplum kademe kademe eğitilmiştir. Bu pedagojik açıdan önemlidir.
Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şerifinde "Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyuruyor. Bu hadis-i şerifin bize vermek istediği mesajlar var.
➡ Öncelikle bu hadiste güzel ahlak kavramını görüyoruz. Türkçede güzel erdemler için kullanılsa da olumlu ve olumsuz anlamlara gelebilecek bir kelime olarak karşımıza çıkıyor.
➡ Ayrıca güzel ahlakı tamamlamak ifadesi de dikkat çeker. Eksik olan bir durum varsa tamamlanır, mükemmel olması halinde, bu mümkün değildir. Hz. Muhammed (sav), peygamberler halkasının sonunda yer alır. Hz. Âdem'den Allah Resulü'ne kadar kadar pek çok peygamber geldi. Getirmiş oldukları bütün mesajların özünde ise tevhid inancı ve güzel ahlak yaklaşımı vardır.
➡ Her peygamberin gelişinden sonra toplumlar, çeşitli nedenlerden dolayı bu erdemlerden uzaklaşmışlardır. Bu ahlaki güzellikleri hayatlarına tam olarak uygulayamadılar ve bozulmalar meydana geldi. Bundan dolayı da her peygamber, bir önceki peygamberin getirmiş olduğu tevhid inancını ve ahlaki erdemleri toplumlara hatırlattılar. Hz. Muhammed'e (sav) kadar geçen süre içerisinde böyle devam etti.
➡ Resulullah da yaşadığı toplumda, önceki peygamberlerden intikal eden bu erdemleri de onlara hatırlatarak, onların getirmiş oldukları ahlaki erdemler zincirini tamamlamış oldu.
➡ Peygamber Efendimiz, bir başka hadis-i şeriflerinde "Benim ile önceki peygamberlerin benzerliği bina yapan bir kimsenin durumuna benzer. Bu kişi binayı gerçekten güzel bir şekilde inşa etmiştir. Fakat sadece bir tuğla yerini boş bırakmıştır. Binayı görenler derler ki " Ne güzel bina, keşke şu tuğlası da olsaydı, orası da boş kalmasaydı." şeklinde düşünürler. İşte ben, o boş kalan tuğla durumundayım" buyurdu. Tüm peygamberlerin sunmuş olduğu mesajdaki birliği gösteriyor bu hadis-i şerif.
➡ Allah Resulü'nün (sav) ahlaki bakımından bütün güzellikleri kendi bünyesinde topladığını, sözleriyle ve davranışlarıyla bizlere mesaj olarak ilettiğini anlamış oluyoruz.
➡ Yemin, bir insanın bir konudaki sözünü ya da kararını daha da pekiştirmek için Allah'ı şahit tutarak o iddiada ya da inkarda bulunmaktır. Dinimize göre üç çeşit yemin vardır. İlki, eskiye yönelik ve yalan yere yapılan yemindir ki bu en büyük günahlardandır. Bu yeminden kurtuluşun çaresi, sadece tövbe istiğfar etmektir.
➡ İkincisi, geçmişe yönelik olarak fakat yanlışlıkla ve hatayla yapılan yemindir. Bunun günahı yoktur. Çünkü insanın kasti yoktur.
➡ Üçüncü yemin türü ise, ileriye yönelik olarak yapılandır. Bir kimse ileriye yönelik yemin etmişse söz konusu olan şey, dinimizin haram kıldığı bir durumu ihtiva ediyorsa, terk etmelidir. Eğer dinimizin emrettiği bir şeyi yapmamaya yönelikse oruç tutmamak gibi yemini bozarak kefaret ödeyecektir. Fakat bir kimse yapıp yapmamak konusunda serbest yani mubah olduğu bir alanda yemin ediyorsa doğrusu gereğinin yerine getirilmesidir.
✅ Bir kimse ileriye dönük yeminini bozarsa, kefaret icap eder. Kefaret ödenirken ise Kur'an-ı Kerim'de geçen ifadelerde köle azat etmek birinci sırada yer alır. İkinci sırada ise on fakire birer fitre miktarı para vermek veya on fakiri yedirip giydirmek, buna gücü yetmezse üç gün peş peşe oruç tutmaktır.
Günümüzde köle azadı mümkün olmadığından birinci derecede kişinin maddi gücü yerindeyse yemini bozduysa on fakiri ya sabah-akşam doyuracak ya onları giydirecek ya da her bir gün için fitre miktarı para vermelidir. Eğer maddi gücü yerinde değilse yeminini bozan kişi üç gün peş peşe oruç tutmalıdır.