Dua nedir? Peygamberimizin ve ashabının duaları
Dua insan ile Rabbi arasındaki iletişim aracıdır. Zorluklar karşısındaki sığınağı duadır. Bir zorlukla karşılaştığında hemen duaya sarılır. Allah'tan bir şey isterse dua ile ister. Peki dua nedir? Nasıl dua edilir? Peygamberimiz (sav) nasıl dua ederdi? Sizler için derledik…
📌 İslam'ın ilk yıllarında Müslümanların sayısı kırkın altındaydı. Sayıları çok az ve güçsüzdüler. İslam'ın karşısındaki Kureyş kabilesi ise çok güçlüydü. Beni Mahzum kabilesinin lideri Ebu Cehil'di. Darü'n Nedve'de yapılan toplantılara başkanlık ediyordu. Adiy oğullarının liderlerinden biri de Ömer bin Hattab'tı. Ömer aynı zamanda Kureyş kabilesinin sözcüsü idi.
Nebi (sav) bir gün Allah'a şöyle dua etti:
"Allah'ım iki adamdan hangisi sana daha sevimliyse onunla İslam'ı kuvvetlendir. Ömer bin Hattab ya da Ebu Cehil bin Hişam."
(Müsned, I, 456; İbn Hişâm, I, 345; İbn Sa'd, III, 269)
Nitekim Allah (c.c.) Peygamberinin duasını kabul etti. Ömer bin Hattab, Allah'ın Resulünü öldürmek için çıktığı yoldan, Müslüman olarak geri döndü. Onun İslam'a girmesiyle Müslümanların sayısı kırkı buldu. Müslümanlar ilk defa Kabe'de topluca namaz kıldılar. Hz. Ömer, Nebi'nin (sav) iki vezirinden biriydi. Peygamberin vefatından sonra çok geçmeden müminlerin emiri oldu.
📌 Sad bin Muaz, Hendek Savaşı'nda koluna gelen bir okla yaralanmıştı. Damarı parçalandığı için kan kaybediyordu. Onu yaralıların tedavi edildiği çadıra götürdüler. Bir müddet kanaması durduruldu. Sad bin Muaz yaralı halde yatarken Allah'a şöyle dua etti:
"Allah'ım senin uğrunda, Resulünü yalanlayan ve yurdundan çıkaranlarla savaşmayı her şeyden ve herkesten daha çok sevdiğimi biliyorsun. Allah'ım eğer Kureyşle aramızdaki savaş devam edecekse, canımı alma ki senin uğrunda savaşayım. Eğer harp sona erecekse beni şehid olarak yanına al."
Hendek savaşı bittiğinde Nebi (sav) artık Kureyş'in Müslümanlara karşı saldıramayacağını bilakis Müslümanların saldırıya geçeceğini ashabına müjdeledi. Sad bin Muaz'ın duası kabul oldu. Bu savaştan sonra yarasından tekrar kan kaybetmeye başadı ve şehid oldu. O şehid olduğunda Nebi (sav):
"Sad'ın vefatı ile Rahman'ın arşı sarsıldı." buyurdu.
📌Muaz bin Cebel, Hz. Muhammed'in (sav) en çok yardımcı olan sahabilerden biridir. Muaz (r.a.) ilme çok büyük önem verirdi. Sürekli olarak Peygamberimize sorular sorar, O'ndan İslam hakkında bilgiler edinirdi. Nitekim Nebi (sav) alim bir sahabi olduğu için Muaz (r.a.) Yemen'e İslam dinini tebliğ etmesi için gönderdi. Muaz (r.a.) ilim öğrenmeye o kadar çok düşkündü ki hastalandığında Allah'a şöyle dua ediyordu:
"Sabahında cehenneme gideceğim geceden Allah'a sığınırım. Hoş geldin ey ölüm, hoş geldin! Sevgilisini arayan ziyaretçi ansızın gelen sevgili! Allah'ım dün sana kavuşmaktan korkuyordum, bugün ise kavuşmayı arzu ediyordum. Allahım, sen de biliyorsun ki, ne dünyayı ne de dünyada nehirler akıtmak ağaçlar dikmek için uzun müddet isterim. Fakat ben ilmi susuzluğumu gidermek, güçlüklere göğüs germek, ilim meclislerinde dizlerim şişinceye kadar alimlerle yanyana oturmak için uzun ömür istiyorum."
📌Hz. Ömer halife olduğunda bütün dikkatini Müslümanların işine vermişti. Onların durumlarını düzeltip rahat ettirmek ve Allah'a olan ibadetlerini arttırmak için çabalıyordu. Bunun için bir Ramazan ayında Müslümanların mescidini kandillerle aydınlattırmıştı. İnsanlar içeride Kur'an okuyor, Allah'a ibadet ediyordu. Mescidi Nebevi'ye gelen Hz. Ali bu durumu görünce çok sevindi ve Hz. Ömer'e şöyle dedi:
"Allah'ın mescidlerini Kur'anla nurlandırdığın gibi, Allah'da senin kalbini nurlandırsın, ey Hattabın oğlu!"
📌Sad'ın rivayet ettiği bir hadiste, Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"Size, birinizin başına önemli bir musibet geldiğinde, Allah'ın onu kurtaracağı duayı söyleyeyim mi? Bu Zünnûn'un (Hz. Yunus) duasıdır bu!"
"Lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn."
"Senden başka ilah yoktur. Sen eksikliklerden uzaksın ve yücesin. Ben zalimlerden oldum!"
İmam Ahmed, Müsned'inde Hz. Ali'den şöyle rivayet etmiştir:
"Allah'ın Resulü (sav) bana üzüldüğüm vakit şöyle söylememi öğretti:
Halim ve kerem sahibi Allah'tan başka ilah yoktur. Büyük arşın sahibi Allah'ı tenzih ve takdis ederim. Hamd âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur."