İslam çevre bilinci hakkında bize ne söyler?
Allah'ın mükemmel bir düzen ve uyum içinde yarattığı kainat, insanoğluna emanet edildi. Kusursuz bir denge içinde yaratılan bu yeryüzünü korumak ise kulluk görevidir. Bundan dolayı insanlar, kainata karşı sorumsuz olamaz. Her konuda olduğu gibi Hz. Peygamber (SAV) çevre bilinci hususunda da Müslümanlara örnek oldu. "Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz" buyuran Peygamber Efendimiz (SAV), çevrenin en iyi şekilde korunmasına büyük ihtimam gösterdi, ashabına da özellikle ağaçları korumayı teşvik etti. Peki, Peygamberimizin çevrenin korunmasına dair hadisleri nelerdir? İslam çevre bilinci hakkında bize ne söyler?
🔸
Esbâb-ı kiramın ileri gelenlerinden Ebu'd-Derdâ, Şam'da ağaç dikmekteydi. Yanına birisi yaklaştı ve hayretle:
"Sen, Peygamber Efendimizin yakın arkadaşı olduğun hâlde, ağaç dikmekle mi meşgul oluyorsun?" dedi. Ebu'd-Derdâ Hazretleri şu cevabı verdi:
"Dur bakalım, hakkımda böyle acele hüküm verme! Ben Rasûlullah'ı (sav) şöyle buyururlarken işittim:
"Bir kimse ağaç diker de o ağacın meyvesinden bir insan veya Allah'ın mahlûkatından herhangi bir varlık yerse bu, o ağacı diken kimse için sadaka olur."
(Ahmed, VI, 444. Bkz. Müslim, Müsâkât, 7)
🔸 Gelecek nesillere daha yeşil bir tabiat bırakmak adına Peygamber Efendimiz (SAV), gereksiz yere ağaç kesimini yasakladı. Bir rivayete göre haksız bir nedenle sidre ağacının kesilmesini eleştirmişti.
🔸 Hz. Peygamber(SAV), ağaçlara ihtimam gösterilmesini ve onların incitilmemesini isterdi. Bir rivayete göre bir bedevinin elindeki sopayla ağacın dal ve budaklarını kırıp döktüğünü görünce onu bu davranışından dolayı uyarmıştı.
Çardaklı ve çardaksız bağları, değişik ürünleriyle hurmaları, ekinleri, birbirine benzeyen ve benzemeyen biçimlerde zeytin ve narları meydana getiren O'dur. Her biri ürün verdiğinde ürününden yiyin; hasat günü de hakkını verin; fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.
(En'am Suresi, 141. ayet)
🔸 Peygamber Efendimizin tabiata gösterdiği bu ihtimamı, ashabı büyük ordularıyla hareket ederken bile bitkilere ve ağaçlara zarar vermemek için gayret sarf ediyorlardı. Örneğin Halife Ebûbekir, sefere çıkmaya hazırlanan ordusuna şu emirleri vermişti:
"Hainlik yapmayınız, ganimet malına ihanet etmeyiniz, zulmetmeyiniz, müsle yapmayınız (kulak, burun gibi azaları keserek işkence etmeyiniz); çocukları, yaşlıları ve kadınları öldürmeyiniz! Hurma ağaçlarını kökünden kesmeyiniz ve yakmayınız, meyveli ağaçları kesmeyiniz; koyun, sığır ve develeri yiyeceğiniz hâriç- kesmeyiniz! Manastırlara kapanıp kendilerini ibadete vermiş kimselerle karşılaşacaksınız, onları ibadetleriyle baş başa bırakınız."
(Beyhakî, es-Sünenü'l-Kübrâ, IX, 85; Ali el-Müttakî, Kenz, no: 30268; İbnü'l-Esîr, el-Kâmil, II, 196)
Rüzgârları rahmetinin önünde müjde olarak gönderen O'dur. Nihayet o rüzgârlar ağır bir bulut yüklenince onu ölü bir memlekete sevk ederiz. Orada suyu indirir ve onunla türlü türlü meyveler çıkarırız. İşte ölüleri de böyle çıkaracağız. Herhalde bundan ibret alırsınız.
(A'râf Suresi - 57. ayet)
🔸 Peygamber Efendimiz (SAV), insanların geçtiği yollarda, gölgelendiği yerlerde, meyveli ağaç altlarına abdest bozmaktan, yere tükürmekten men etmiş; yoldan rahatsızlık veren her şeyin kaldırılmasını ve yola sarkan dalların kesilmesini emretmiştir. Hayvan ağıllarının kuyulardan belli bir mesafede uzak tutulması tavsiye etmiştir.
🔸 Peygamber Efendimiz, iki mezar arasından geçerken bir ağaç fidanı istemiş ve onu iki mezarın arasına dikmişti. Bu davranışının sebebi kendisine sorulduğunda ise, "Bu iki dal kurumadığı sürece, o ikisinin çekmekte olduğu azabın hafifletilmesi umulur" buyurmuşlardır.
(Buhârî, Cenâiz, 82; Müslim, İmân, 34; Ebû Dâvud, Tahâret