Kudüs'te Osmanlı izleri
Osmanlı Devleti'nin büyük önem verdiği, mukaddes bellediği, her dönemde üzerine titrediği Kudüs, Müslümanlar için Kabe-i Muazzama'nın yer aldığı Mekke'den ve Resulullah'ın (SAV) kabrinin bulunduğu Medine'den sonra üçüncü mukaddes belde olarak kabul edilir. Tam 401 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan belde, huzurun ve emniyetin zarif bir temsilcisi olarak öne çıkar.
🔸 Sultan IV. Murad şehirdeki güvenliğin daha artması ve mukaddes belde sakinlerinin güveni için Kudüs ile el Halil şehirleri arasına bir kale inşa ettirmiştir.
🔸 Sultan II. Mahmud ise Kubbetu's Sahra'nın yaldızlarını tamir ettirmiş ve caminin bakımını büyük ölçüde gerçekleştirerek Müslümanları sevindirmiştir.
🔸 Sultan Abdülmecid 20 bin, Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid ise şahsi bütçelerinden 30 bin lira ödenek ayırarak Mescid-i Aksa'yı tamir ettirmişlerdir.
🔸 Şehrin geniş ve modern bir imar faaliyetine girmesi ise Sultan II. Abdülhamid Han dönemine tesadüf eder. Açılan tren yolunun da etkisiyle şehir başka bir çehreye kavuşmuştur.
🔸 Şehre evvela kaldırım taşları döşeten Ulu Hakan, yeni karayolları ve tren hattı ile Kudüs'ü ferahlatmıştır. Mukaddes beldenin nüfusunun artmasına bağlı olarak Belediye teşkilatı da bu dönemde kurulmuştur.
🔸 Şehrin kanalizasyon sistemi yenilenmiş, saat kuleleri, sebiller, imaretler, çeşmeler inşa edilmiş ve Kudüs önemli ölçüde ağaçlandırılmıştır.
🔸 Tam tamına 401 yıl boyunca Kudüs Osmanlı hakimiyeti altında kaldı. Bu adalet ve hoşgörü dolu yıllarda Osmanlılar şehrin her yerine ve her kesimine hizmet etmişlerdir.
🔸 Bu sebeple Osmanlılar günümüzde hala Kudüs'te hayırla anılırlar. Kudüs'te her köşeyi imar eden bu mana zihniyeti bölgenin tarih boyunca gördüğü en hoşgörülü ve adaletli anlayışlardan birini izah etmektedir.
🔸 1516 yılından 1917 yılına dek süren Osmanlı hakimiyeti üç semavi dinin mensuplarının kaos ve kargaşadan uzak yaşadıkları parlak bir dönem olarak tarih kitaplarında yer etmiştir.
🔸 1917 yılından sonra ise bölgede akan kan hiç durmaz. Günümüzde siyonist işgali altında olan Kudüs'te hukuksuz bir yönetim ağır insan hakları ihlalleri yapmaktadır.