Mevlid bir Müslüman için ne ifade eder?
Kainatta en büyük hadise, Rabbimizin "habibim" dediği Hz. Muhammed'in (SAV) dünyaya teşrifleridir. Kadir Gecesi'nden sonra en kıymetli gece Mevlid Kandili'dir. Mübarek günlerde yaptığımız ibadetler, bizler için bir tazelenme, Peygamberimizi (SAV) tanıma ve anlama adına çok bereketli kazanımlara vesile olmaktadır. Bu büyük nimetin farkında olmak, Allah'a (CC) şükrün bir ifadesi olacaktır. Başta iman, sonra Ümmet-i Muhammed olma şerefini bahşettiği için Rabbimize hamd ve senalar olsun. Mevlid Kandili gecemiz ve günümüz mübarek olsun.
◾ Bu mübârek kandil geceleri, Rabbimize belki de en yakın olabileceğimiz nadide gecelerdir. Bu nedenle, duâ ve niyazda
bulunmak için mutlaka fırsat kollanması gereken kıymetli zaman dilimleridir.
◾ Bu mübarek geceler, rabbimize duâ ve niyazda bulunma zamanlarıdır. Ayet-i kerimede buyrulur:
"(Ey Resûlüm!) De ki: Sizin duâ ve niyâzlarınız olmazsa, Rabbim size ne diye değer versin?.."
(el-Furkân, 77)
◾ Allah'ın farz kıldığı ibadetlerin başında namaz gelir. İslam'ın beş şartından biri olan namazın önemi, Peygamber Efendimizin (SAV) hadis-i şeriflerinde de çok defa vurgulanmıştır.
◾ Mevlid Kandili için özel bir namaz olmamakla birlikte İslam âlimleri, bu gece namaz kılmak isteyenlerin nafile namaz kılabileceklerini söylemişlerdir.
◾ Kaza borcu olanların kaza namazı kılmaları, olmayanların ise nafile namazı eda etmeleri öğütlenmiştir.
◾ Mevlid Kandili'nde yapılabilecek nafile ibadetlerden biri de tesbih namazı kılmaktır. Peygamber Efendimiz (SAV) bu namazın "ömürde bir kez olsun kılınmasını" tavsiye etmiştir.
◾ Resûl-i Ekrem (SAV) amcası Abbas'a, "Bak amca, sana tam on faydası olan bir şey öğreteyim; bunu yaparsan günahlarının ilki-sonu, eskisi-yenisi, bilmeyerek işlediğin-bilerek işlediğin, küçüğü-büyüğü ve gizli yaptığın-açıktan yaptığın on türlü günahını Allah bağışlar." diyerek bu namazı tavsiye etmiş ve öğretmiş; Hz. Abbas da bunu her gün yapamayız, deyince Hz. Peygamber, bu namazın haftada bir, ayda bir, yılda bir veya ömürde bir defa kılınmasının da yeterli olacağını belirtmiştir.
Ebû Dâvûd, Tatavvu', 14; Tirmizî, Salât, 238