Peygamber Efendimize verilen söz: Akabe biatları
İslam ile şereflenen Medineli kafile, Peygamber Efendimize huzurlu toplumun temelini atacak bir söz verdi. Bu Medineli ilk Müslümanlar, Hz. Peygambere "Ya Resulallah, bunları söylediğiniz tarzda yaparsak, bize ne var?" diye sorduğunda Efendimiz "Cennet var." buyurdu. Peki, Akabe biatı nedir, kimler arasında yapılmıştır? Akabe biatları ve Medine'de İslam'ın yayılması nasıl gerçekleşti?
🔹 Bir yıl boyunca Mus'ab'ın gösterdiği faaliyet, Yesrib'in iki büyük reisi Sa'd b. Muâz ile Üseyd b. Hudayr'ın Müslüman olmaları ve çevrede İslam'ın büyük kabul görmesi gibi birçok faydalar sağladı.
🔹 Nübüvvetin on üçüncü yılında Peygamber Efendimizi Medine'ye davet etmeye karar veren ikisi kadın yetmiş beş Medineli, asıl niyetlerini gizli tutarak hac için Mekke'ye giden müşrik Medinelilerle birlikte yola çıktılar.
🔹 Yetmiş beş kişilik kafileyi temsilen bir grup Mescid-i Haram'da amcası Hz. Abbas ile oturan Hz. Peygamberin yanına varıp şu teklifte bulundu:
"Ya Resulallah! Biz oldukça kalabalığız. Seni yanımıza almak, size yardımcı olmak, uğrunuzda canımızı feda etmek, şahsınızı koruduğumuz şeylerden zatınızı da esirgeyip korumak üzere söz birliği etmiş bulunuyoruz. Bu hususta sizinle daha geniş konuşmak için nerede buluşalım?"
🔹 Peygamber Efendimiz yine Akabe'de buluşmayı uygun gördü. Müşriklerin Müslümanlara eziyet ettiği bu dönemde güvenliklerini sağlamak için kimseye duyurulmadan ve dikkat çekmeden Akabe'ye gittiler.
🔹 Hz. Peygamber, Akabe'ye henüz Müslüman olmayan amcası Abbas ile geldi. Amcası Abbas'ın amacı, yeğenini bu önemli meselede yalnız bırakmamak, yapılanları ve verilen sözleri bizzat görüp işitmekti.
🔹 Abbas bir konuşma yaparak Peygamber Efendimizin kendi kabilesi arasında şerefli bir yeri bulunduğunu, ona inananların bağlılıklarından dolayı, inanmayanların da aynı soydan oldukları için onu korumayı bir vazife bildiklerini, buna rağmen Hz. Muhammed'in Medinelilerin davetini kabul ederek oraya hicret etme arzusunda olduğunu söyledi.
🔹 Hz. Peygamber, memleketlerine götürdükleri zaman başlarına çeşitli sıkıntılar gelebileceğine, bütün Arap kabilelerinin kendilerine düşman olacağına dikkatlerini çekti. Böyle bir durumda onu düşmanlarına teslim edeceklerse bu işten şimdi vazgeçmelerinin daha iyi olacağını ifade etti. Medineliler söylenenleri kabul ettiler ve Hz. Peygamber'e istediği şartlarda biata hazır olduklarını belirttiler.
🔹 Peygamber Efendimiz, önce onlara Kur'an-ı Kerim'den bazı ayetler okudu. Onları Allah'a dâvet, İslam'a teşvik ettikten sonra, kendisi ve Rabbi için arzu ettiği hususları şöyle sıraladı:
"Yüce Allah için size söyleyeceğim şartım şudur: Ona hiçbir şeyi eş ve ortak koşmadan ibadet etmenizdir. Namazı kılmanız, zekâtı vermenizdir.
Kendim için isteyeceğim ise şudur: Allah'ın peygamberi olduğuma şehadet etmenizdir. Kendinizi, çocuklarınızı ve kadınlarınızı koruduğunuz şeylerden beni de korumanızdır."
(İbni Hişâm, Sîre: 2/84; İbni Sa'd, Tabakât: 1/222; Taberî, Tarih: 2/238; İbni Seyyid, Uyunu'l-Eser: 1/163; Halebi, İnsanü'l-Uyûn: 2/174-175)
🔹 Bu sırada orada bulunan Medinelilerden Abdullah bin Revâha "Ya Resûlallah. Bunları söylediğiniz tarzda yaparsak, bize ne var?" diye sordu. Peygamber Efendimiz de "Cennet var." diye cevap verdi.
Bunun üzerine, "O halde bu kazançlı ve kârlı bir alışveriştir." diyerek sözleriyle de teyit ettiler.
(Taberî, Tarih: 2/239; Halebi, İnsanü'l-Uyûn: 2/175)
🔹 Peygamber Efendimiz, kendisine nasıl biat edilmesi yönündeki sorularını şöyle cevapladı:
"Allah'tan başka ilâh bulunmadığına ve benim de Allah'ın Resulü olduğuma şehadet getirerek, namazı kılacağınıza, zekâtı vereceğinize; neşeli neşesiz zamanlarınızda sözlerime itaat edeceğinize; emirlerime tamamıyla boyun eğeceğinize; darlıkta da varlıkta da muhtaçlara yardımda bulunacağınıza; hiçbir kınayıcının kınamasından korkmaksızın Allah yolunda, Allah için hak ve gerçeği söyleyeceğinize; iyiliği emredip, kötülükten alıkoyacağınıza bîat etmeli, bana kesin söz vermelisiniz!"
Şahsıma gelince; bana her yönden yardım edeceğinize; yanınıza vardığımda, kendinizi, kadınlarınızı ve çocuklarınızı esirgeyip koruduğunuz şeylerden beni de esirgeyip koruyacağınıza kat'i söz vermelisiniz!"
İbni Hişâm, Sîre: 2/97; Halebi, İnsanü'l-Uyûn: 2/175
Peygamberimizin İslam'a davet mektupları