Arama

Ashab-ı Suffe mensubu sahabeler

Peygamber Efendimiz, Medine'ye hicretinin ardından Mescid-i Nebevî'yi inşa ettirirken ailesine ait odaların yanı sıra mescidin güney tarafına düşen giriş kısmında kimsesiz fakir sahabîlerin barınması için bir gölgelik yaptırdı. Üzeri hurma dallarıyla kapatıldığı için oraya "Suffe" adı verilmişti. Kâbe'nin kıble olmasıyla birlikte bu gölgelik mescidin kuzeyine alındı, daha sonra genişletilen Mescid-i Nebevî'ye dahil edildi. Yoksul sahabîlerin ve kimsesizlerin barındığı Suffe, ilerleyen zamanlarda bir eğitim mekânına erişti.

  • 16
  • 21
UKKAŞE BİN MIHSAN
UKKAŞE BİN MIHSAN

Ukkâşe ibni Mıhsan, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin; "en hayırlı süvâri" iltifâtına mazhar bir sahabeydi. Hakk'ın cezasına uğramaktan korkar ve muhalefet etmekten kaçınırdı. Eline geçen fırsatları kaçırmayan, dikkatli, zeki, cesur bir gençti. Yirmi yaşlarında iken gizli gizli İslâm'ı araştırdı. Kardeşi Ebu Sinan ile birlikte Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Efendimize teslim olup İslâm'la şereflendi. Kur'an ayetlerini öğrendi. Yakınlarına İslâm'ı anlatarak onların da Müslüman olmaları için gayret etti. Kız kardeşi Ümmü Kays onun vesilesiyle İslâm'a girdi. Mekkeli müşrikler, Ukkâşe gibi yakışıklı, genç bir delikanlının Müslüman olmasını içlerine sindiremediler. Baskı ve işkence ile onu dinden döndürmeye çalıştılar. Fakat bunda başarılı olamadılar. O, asla imanından taviz vermedi. İslâm'dan dönmedi. Sabit ibni Erkam radıyallahu anh ile birlikte düşman üzerine keşif gücü olarak gönderildiğinde, Tuleyha'ya yaklaşmak için saldırıya geçince orada 44 yaşında şehit oldu.

  • 17
  • 21
MESUD BİN REBİ
MESUD BİN REBİ

Ashab-ı güzinden herkesin çok sevdiği vakar sahibi bir sahabiydi. Mesud b. Rebî Hendek ve daha sonraki bütün savaşlara katıldı, Peygamberimizin yanından ayrılmadı. Hicretin otuzuncu yılında vefat etti.

  • 18
  • 21
HZ. ABDULLAH BİN ÖMER
HZ. ABDULLAH BİN ÖMER

Eshâb-ı Kiram'ın büyüklerinden ve fıkıh, tefsîr, hadîs ilminde en üstün olanlarından, Hz. Ömer'in oğlu. Peygamber Efendimizle alakalı olan her şeye büyük alaka duyan, her hayrın kapısı olarak anılan bir sahabiydi. Mekke-i Mükerreme'de hicretten ondört (m. 608) sene önce doğup, aynı yerde 73 (m. 692) yılında vefât etti. Kabri Muhasseb'dedir.

Babası İslamiyet'le şereflenince, çocuk yaşta müslüman oldu. Medine-i Münevvere 'ye hicret etti. İslâm terbiyesiyle yetişti. Eyüp Sultan Hazretleriyle İstanbul surları önünde Bizanslılar ile mücadele etti. On beş tane evladı vardı. On biri erkek, dördü kızdı. Abdullah bin Ömer, Peygamber efendimize çok bağlıydı. O'nun (aleyhisselâm) yolunda gitmek, ahlâkı ile ahlaklanmak isterdi. Huzûr-u se'âdetinden ayrılmak istemezdi. Her işte çok araştırıcı, inceleyici ve dikkatliydi. Kur'ân-ı Kerim'in tefsiri hususunda sahabenin ileri gelenlerindendi. Helal ve harama ait hadis-i şeriflerin çoğunu bildirdi.

  • 19
  • 21
HZ. EBU ZER CÜNDEB
HZ. EBU ZER CÜNDEB

Zühdüyle Hz. İsa'ya ve şevkiyle Hz. Musa'ya benzetilir. Kendisi ilk Müslümanların beşincisidir. Uzun boylu, esmer tenli, beyaz saçlı ve geniş omuzlu olan Ebû Zerr, zühd ve takvâ, kanaat ve istiğnâ sahibiydi. Bu sebeple Hz. Peygamber'in kendisine "İslâm'ın İsâ'sı" (Mesîhu'l-İslâm) lakabını verdiği kaydedilir. İslam'ın ilk günlerinde müslümanlığın yayılmasında önemi büyük olan dört kişiden biri de Ebû Zer hazretleridir. Ebû Zer, hemen daima Hz. Peygamber'in huzurunda bulunur, ondan istifade ederdi. Öğrenme konusunda büyük arzu ve iştiyak sahibiydi. Bilmediği her şeyi Hz. Peygamber'e sorardı. Hz. Ali onun için "ilim dağarcığı" demiştir. Ebû Zer hazretleri Mekke yakınlarındaki Rebeze'de hicrî 31. yılda vefat etmiştir. Oradan geçmekte olan küçük bir grup cenaze namazını kılıp defnetmiştir.

  • 20
  • 21
HZ. EBU DERDA
HZ. EBU DERDA

Rasûlullah (s.a.s)'in, Kur'ân, fıkıh ve hadis ilimlerinde önde gelen ashabından biri. Himmetinin yüceliği ile bilinirdi. Hicrî ikinci yılda Müslüman oldu. Vâkıdî'nin naklettiğine göre, Ebû'd-Derdâ ailesi içinde en son Müslüman olandır. Ebû'd-Derdâ önceleri ticaretle uğraşırken, Müslüman olduktan sonra kendini tamamen zühd ve ibadete verdi. İslâm'a girişinden önce meydana gelen Bedir gazasında bulunmayan Ebû'd-Derdâ, Uhud'da büyük fedakârlık ve şecaat gösterdi. Bu gazadan sonra Resûlullah (s.a.s.)'in bütün gazalarında bulundu.

2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN