Peygamberimiz Taif yolculuğunda neler yaşadı?
Peygamber Efendimiz, kendisini himayesine alan amcası Ebu Talib'in ölümünün ardından müşrik Mekke halkından büyük eziyetler görmüş; düşmanca saldırılar, tahammül sınırlarını aşarak vahşet derecesine çıkmıştı. Resulullah, takatini zorlayan bu durum karşısında yanına Zeyd'i de alarak Taif şehrine gitmiş ve onları İslam'a davet etmişti. Ancak Taifliler, iman etmek bir yana, Allah Resulüne her türlü eza ve cefayı göstermişler; kölelere taşlatarak kovalamışlar ve Efendimizi şehirden çıkarmışlardı. Peygamberimiz, yıllar sonra Taif yolculuğunda yaşadıklarının "Uhud gününden bile daha şiddetli" olduğunu söyleyecekti. Peki, Peygamberimiz Taif yolculuğunda neler yaşadı? Dünya hayatının kendisini bunalttığı her Müslümana örnek olacak türden bir tevekkül örneğini sizlerle buluşturuyoruz.
📌Önce Allah Resulü ile alay eden Taifliler, daha sonra hakarete başladılar. Ardından da kölelerini Peygamberimizin geçtiği yolların iki kenarında sıra yapıp O'nu hakaretlerle taşlattılar.
📌Peygamber Efendimizin mübarek ayakları kanlar içinde kalmış, ayakkabıları kanla dolmuştu. O'nu atılan taşlardan korumaya çalışan fedakâr sahabe Hz. Zeyd de yaralanmıştı. O, Allah Resulüne atılan taşlara kendi vücudunu siper etmişti.
📌Peygamberimiz ve Zeyd, kendilerini güçlükle Mekkelilere ait bir bahçeye, bir hurma ağacının altına atmışlardı. Hadis-i şerife (İbn-i Hişâm, II, 29-30; Heysemî, VI, 35; Buhârî, Bedʼüʼl-Halk, 7) göre, başta Cebrail olmak üzere melekler, Resulullah'ın yanına gelerek "Yâ Resûlallâh! Emir buyur, bu kavmi helâk edelim!" dediler.
📌Rahmet ve merhamet Peygamberi, uğradığı bu kötü muameleye rağmen beddua etmeyip ellerini kaldırarak şu niyazda bulundu: "Allâh'ım! Kuvvetimin zaafa uğradığını, çaresizliğimi, halk nazarında hor ve hakir görülmemi Sana arz ediyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi! Eğer bana karşı gazaplı değilsen, çektiğim mihnet ve belâlara aldırmam! İlâhî! Sen kavmime hidayet ver; onlar bilmiyorlar. İlâhî! Sen razı oluncaya kadar işte affını diliyorum..."