Sadaka ile ilgili hadisler: Sadaka nasıl verilir?
Sadaka, Allah'ın rızasını ve hoşnutluğunu kazanmak amacıyla ihtiyaç sahiplerine yapılan yardımları ifade eder. Kur'an-ı Kerim, kişinin elde ettiği malın kendi başarısına ait olmadığını, bunların gerçek sahibinin Allah olduğunu vurgulamış ve "imtihan" amacıyla bir lütuf, bir emanet olarak kişiye verildiğini hatırlatmıştır. Pek çok ayet ve hadis, müminlerin malında fakir ve ihtiyaç sahipleri için pay olduğundan bahsetmiştir. Zengin ya da fakir herkesin sadaka vermek ile yükümlüğü olduğunu bildiren Peygamberimizin sadaka ile ilgili hadislerini derledik.
🔸 Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
İnsanın her eklemi için her gün (vermesi gereken) bir sadaka borcu vardır. İki kimse arasında adaletle hükmetmen sadakadır. Bineğine binmesi için bir kimseye yardım etmen yahut yükünü yüklemen sadakadır. Güzel/iyi söz, sadakadır. Namaza giderken atılan her adım, sadakadır. İnsanlara sıkıntı veren şeyleri yoldan kaldırman da sadakadır.
Müslim, Zekât, 56; Buhârî, Cihâd, 128
🔸 Ebû Mûsâ'dan (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber (sav):
"Her Müslümanın sadaka vermesi gerekir" buyurdu. Ebû Mûsâ "Verecek bir şey bulamazsa (ne yapsın)" dedi. "Çalışsın, hem kendisi faydalanır, hem de sadaka vermiş olur" buyurdu. Ebû Mûsâ "Yapamazsa" dedi. "Sıkıntıya düşmüş, muhtaç birine yardım etsin" buyurdu. Ebû Mûsâ "Bu da elinden gelmezse" dedi. "İyi yahut hayırlı olan şeyleri emretsin" buyurdu. Ebû Mûsâ "Bunu da yapamazsa" deyince. "Kötülük yapmaktan uzak dursun, çünkü o da bir sadakadır" buyurdu.
Müslim, Zekât, 55; Buhârî, Edeb, 33
🔸 Müslim'in diğer bir rivayetinde:
Herhangi bir Müslüman bir ağaç diker de bundan insan, hayvan veya kuş yerse yenilen şeyler kıyamete kadar o Müslüman için sadaka olur, buyrulmuştur.
Müslim, Müsâkât, 10
🔸 Buhârî ve Müslim'in diğer rivayetleri şöyledir:
Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Rabbiniz, sizin her birinizle tercümansız konuşacaktır. (O gün) insan sağına bakar, önceden yapıp gönderdiklerinden başka bir şey görmez. Soluna bakar, evvelce yaptıklarından başka bir şey görmez. Önüne bakar, karşısında ateşten başka bir şey görmez. Şu hâlde yarım hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun; bunu da bulamayan, bari tatlı sözle (kendisini ateşten) korusun."
Buhârî, Tevhîd, 36; Müslim, Zekât, 67