Anadolu'nun ilk üniversiteleri: Selçuklu medreseleri
Konya başta olmak üzere çok sayıda kentte 1925'e kadar faaliyetini sürdüren Anadolu Selçuklu medreseleri; eğitim olanakları, burs, barınma ve öğrenci seçme metoduyla modern öğretime ilham veriyor.
Giriş Tarihi: 14.09.2018
15:10
Güncelleme Tarihi: 14.09.2018
15:17
MİNARESİYLE GÖRENLERİ BÜYÜLÜYOR
Konya'da taç kapısı, çini süslemeleri, geometrik desenli ahşap ve taş işlemeleriyle yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeken İnce Minareli Medrese, Alaaddin Tepesi'nin batısında yer alıyor.
Selçuklu Sultanı 2. İzzeddin Keykavus döneminde Vezir Sahip Ata Fahreddin Ali tarafından 1264'te hadis ilmi öğretilmek üzere yaptırılan medrese, adını minaresinin estetik özelliğinden alıyor.
Darü-l Hadis derslerinin verildiği medresenin taç kapısı, Selçuklu devri taş işçiliğinin en güzel örneği olarak biliniyor. Bitkisel ve geometrik motiflerle süslü, kubbe kasnağında kufi yazı ile "El Mülkü Lillah", "Ayet'el Kürsi" yazıyor. Yapıya adını veren minarenin kaide kısmı muntazam kesme taş kaplamalı beden kısmı ise tamamen tuğla örgülü.
Turkuaz rengindeki minare, beyaz hamurlu tuğlalarla örülü. Orijinali iki şerefeli olan minaresine 1901'de düşen yıldırımın iki şerefeden birini tahrip ettiği medrese, 19'uncu yüzyılın sonuna kadar faaliyetini sürdürdü.
Cumhuriyet devrinde onarım gören, 1956'da Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmete açılan medresede, Selçuklu sembolü çift başlı kartal ve kanatlı melek figürlerinin en güzel örnekleri sergileniyor.
TAÇ KAPISIYLA SELÇUKLU ŞAHESERİ; KARATAY MEDRESESİ
Taç kapısındaki yazı ve motif işlemeleriyle görenleri büyüleyen Karatay Medresesi, kent merkezinde ziyaretçilerin uğrak yerlerinden biri.
Emir Celaleddin Karatay tarafından 1251'de yaptırılan medresenin mimarı bilinmiyor. Osmanlı döneminde de kullanılan medrese 19'uncu yüzyılın sonuna kadar hizmet verdi.