Dersaadet'te atlı tramvay
1832'de Amerika'da New York-Harlem arasında başlayan ilk hattın ardından tramvay, İstanbul'a da kısa sürede ulaştı. Her yeniliği kısa sürede İstanbul'a ulaştıran Osmanlı hükümdarları, bu modern ulaşım aracını da halka sunmak istiyordu. Bundan tam 149 yıl önce, İstanbul'da ''Atlı Tramvay'', Konstantin Karopana tarafından çalıştırılmaya başlandı.
Bu merkezlerin haricinde durak diye bir şey yoktu. Yolcular güzergâh üzerindeki her yerden tramvaylara binebiliyor ve yine arzu ettikleri her yerde inebiliyorlardı. Böylece tramvaylar müşterilerinin isteğine bağlı olarak durup kalkıyor ve bu da ona hızından çok şey kaybettiriyordu. Bu şekilde 15-20 dakikada gidilecek yerlere 1 saatte gidildiğini gören şirket yöneticileri, bir süre sonra belli başlı yerlere duraklar koyarak yolcuların ehl-i keyf davranışlarına son veriyorlardı.
Atlı Tramvay'ın ilk işletmeye başladığı yıllarda şirketin hizmet verdiği toplam atlı tramvay sayısı 14 adedi yazlık türü dediğimiz açık tramvay olmak kaydıyla 45 adetti. Bunların içinden bir bölümü de sırf kadın yolcuların taşınması için ayrılmıştı.
MACARİSTAN VE AVUSTURYA'DAN GETİRTİLEN 400 CİVARI AT
Atlı tramvayın sürücü, biletçi ve vardacı olmak üzere 3 personeli vardı. Atlı tramvay sürücüsüne vatman değil (Ispir) adı verilmekteydi. Bu kişiler iyi kamçı kullanmak ve atlardan anlamak zorunda olduklarından tanınmış ve tecrübeli arabacılar arasından seçilirlerdi.
Atlı tramvayın en ilgi çeken personeli ise ellerinde (Nefir) denen borazanı ile tramvayın önünden Varda-varda diye bağırıp koşarak Atlı tramvaya yol açmaya çalışan (Vardacı) lardı. Özel üniformaları notasız borazanları, güçlü bacakları ve gür sesleri ile uzun yıllar hizmet veren vardacılar 1900 yılına yaklaşırken tasarruf amacıyla kaldırılmışlardır. Bu dönemde Atlı Tramvaylarda kullanılan ve adetleri 400 civarında olan atlar Macaristan ve Avusturya'dan getirilmişlerdi.
Tramvaylara koşulan at sayısı, çalıştırıldıkları hattan düz yahut yokuşlu olmasına göre 1 ila 4 olarak değişir, ancak şehrin bazı yerlerinde yokuş başlarında kurulmuş olan küçük ahırlardan takviye yapılırdı. Örneğin şimdiki Bankalar Caddesi'nden Şişhaneye çıkmak için Bankalar Caddesinin başında ve Altıncı Dairenin (Beyoğlu Belediyesi) az ilerisinde bu at istasyonları mevcuttu. Bu ahırlarda görev yapan seyisler Tramvay yokuşun başına gelince tek veya çift atını alarak tramvaya koşar sürücünün yanına oturur, düzlüğe çıktıktan sonra da sürücünün yanından kalkarak vagona eklediği kamer tayları alarak tekrar yokuşun alt başındaki istasyona geri dönerdi.
İSTANBUL'DAKİ ATLI TRAMVAY MACERASININ SONU
1912 yılında başlayan ve balkanları kana boğan Balkan Harbi İstanbul'un bir yıldan uzun süre Tramvaysız kalmasına yol açmış. Çünkü Harbiye Nezareti elindeki at ihtiyacının yeterli gelmemesi üzerine Dersaadet Tramvay Şirketine başvurarak orduda kullanılmak üzere atlara talip olduğunu bildirmiş, verilen olumlu cevap üzerine de 30 bin altın karşılığında Şirketin Tramvaylarında kullanılan tüm atları satın almış. İstanbul'daki atlı tramvay macerasının sonu bu şekilde oluyor.