Geçmişten günümüze çığır açan bilim insanları
Tarih boyunca bilim ve teknolojiye katkısı olan Türk bilim adamları astronomi, tıp, matematik ve mantık alanında sayısız eser kazandırdılar. Farabi'den Ali Kuşçu'ya, Türkiye'nin ilk atom mühendisi Prof. Dr. Ahmet Yüksel Özemre'den Nobel Ödüllü bilim insanımız Prof. Dr. Aziz Sancar'a kadar pek çok Türk bilim adamı geçmişten bugüne küresel ölçekte ses getiren çalışmalarıyla bilim ve teknolojiye yön verdiler.
Ali Kuşçu sonrasında Uzun Hasan tarafından Osmanlı ile Akkoyunlu Devletlerinin arasında barışı sağlamak amacıyla Fatih Sultan Mehmet'e elçi olarak gönderildi. Bilim adamlarına değer veren ve takdir eden Fatih, Ali Kuşçu'ya İstanbul'da kalmasını ve medresede ders vermesini teklif etti. Bunun üzerine İstanbul'da kalan Ali Kuşçu Ayasofya'ya müderris olarak atandı. Burada Fatih Külliyesi'nin eğitim programlarını hazırladı, astronomi ve matematik dersleri verdi. Medreselerde matematik derslerinin okutulmasında önemli bir rolü olan Ali Kuşçu, aynı zamanda İstanbul'un enlem ve boylamlarını ölçmüş ve çeşitli güneş saatleri yapmıştır. Astronomi ve matematik alanında iki önemli eser kaleme alan Kuşçu, Otlukbeli Zaferi'nden sonra Fatih Sultan Mehmet'e Fethiye eserini sundu. Astronomi alanında yazdığı Fethiye'nin birinci bölümünde, gezegenlerin küreleri ele alınıyor ve gezegenlerin hareketlerinden bahsediliyordu. İkinci bölüm yerin şekli ve yedi iklim üzerineydi. Son bölümde ise Ali Kuşçu, Yer'e ilişkin ölçüleri ve gezegenlerin uzaklıklarını veriyordu. Ali Kuşçu'nun diğer eseri ise Fatih'in ismine atfen Muhammediye adını verdiği matematik kitabıdır. Kuşçu, 1471 yılında İstanbul'da vefat etti.
Sibernetiğin kurucusu: El-Cezeri
Makineler günümüz mekanik ve sibernetik bilimlerinin temel taşlarını oluşturdu. Mekanik alanında kaleme aldığı El Câmi-u'l Beyn'el İlmî ve El-Amelî'en Nâfi fî Sınâ'ati'l Hiyel eserinde 50'den fazla cihazın kullanım esaslarını ve yararlanma olanaklarını çizimlerle gösteren Cezeri, aynı zamanda kitabında tatbikata çevrilmeyen her teknik ilmin, doğru ile yanlış arasında kalacağını vurguladı. Altı bölümden meydana gelen kitabında Cezeri, birinci bölümde binkam (su saati) ile finkanların (kandilli su saati) saat-ı müsteviye ve saat-ı zamaniye olarak nasıl yapılacağı hakkında on şekil; ikinci bölümde çeşitli kap kacakların yapılışı hakkında on şekil, üçüncü bölümde hacamat ve abdestle ilgili ibrik ve tasların yapılması hakkında on şekil; dördüncü bölümde havuzlar ve fıskiyeler ile müzik otomatları hakkında on şekil; beşinci bölümde çok derin olmayan bir kuyudan veya akan bir nehirden suyu yükselten aletler hakkında beş şekil; altıncı bölümde ise birbirine benzemeyen muhtelif şekillerin yapılışı hakkında beş şekil yer alıyordu.
Cezeri, otomatik kontrollü makinelerin ilki sayılan Jacquard'ın otomatik dokuma tezgâhından 600 yıl önce değişik haznelerdeki suyun seviyesine göre ne zaman su dökeceğine, ne zaman meyve ve içecek sunacağına karar veren otomatik hizmetçiyi geliştirdi. Bazı makinelerinde hidromekanik etkilerle denge kurma ve harekette bulunma sistemine yönelen Cezeri, bazılarında ise şamandıra ve palangalar arasında dişli çarklar kullanarak karşılıklı etkileme sistemini kurmaya çalıştı. Kendi kendine denge kuran ve ayarlama yapan dengeyi oluşturması, Cezeri'nin otomasyon konusundaki en önemli katkısı oldu. Cezeri'nin, Diyarbakır Ulu Camii'nin ünlü Güneş Saati de diğer bir önemli eser olarak tarihî kayıtlara geçti. Sibernetik alanın kurucusu kabul edilen, fizikçi, robot ve matrix ustası bilim adamı El-Cezeri 1206 yılında Cizre'de vefat etti.
Bir Osmanlı dâhisi: Takiyüddin
Osmanlı'da ilmini zirveye taşıyan Takiyüddin, 1526 yılında Şam'da dünyaya geldi. Matematik ve astronomi başta olmak üzere birçok alanda araştırmaları ile tanınan Takiyüddin, ilköğretimine babasından dersler alarak başladı. Şam'daki âlimlerden klasik İslami ilimleri tahsil etti. Sonrasında Kahire'ye giden Takiyüddin, burada matematik, tıp ve astronomi gibi ilimleri öğrenerek eğitimini tamamladı. Ardından Şam'a dönen bilim adamı, bir süre burada kaldıktan sonra Nablus kadı naipliğine tayin edildi. Aynı zamanda civardaki medreselerde müderrislik yaptı. Araştırmalarıyla pek çok yeniliğe tespit eden dâhi, İstanbul'da son büyük rasathaneyi kurdu. Bir Osmanlı dâhisi olan Takiyüddin, matematik, astronomi ve optik alanında eser kaleme aldı.Matematik alanında çalışmalar yapan Takiyüddin; sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjantın tanımlarını yaparak, cetvellerini hazırladı. Takiyüddin, trigonometrik fonksiyonların kesirlerini, ilk defa ondalık kesirlerle gösterdi ve birer derecelik fasılalarla 1 dereceden 90 dereceye kadar hesaplanmış sinüs ve tanjant tabloları hazırladı. Aritmetik alanında da önemli çalışmalar yapan Takiyüddin, kendisine özgü pratik bir rakamlama sistemi geliştirdi ve çok eskiden beri kullanılan altmışlık kesirlerin yerine ondalık kesirleri kullanmaya başladı.
İslam astronomisinin son büyük temsilcisi Takiyüddin kimdir?
Takiyüddin eserlerinde, ondalık kesirleri kuramsal olarak inceledi ve bunlarla dört işlemin nasıl yapılacağını örnekleriyle gösterdi. Takiyüddi'nin yazdığı Teshilu Zici'l-A'şâriyyi'şŞâhinşâhiyye (Sultanın Onluk Yönteme Göre Düzenlenen Tablolarının Yorumu) eserinde, İstanbul Gözlemevi'nde yaklaşık beş sene boyunca yapılmış gözlemlere göre düzenlenen yalnızca yer merkezli sistemin ilkelerine uygun olarak belirlenmiş gezegen konumlarını gösterdiği tablolara yer verildi.
Cebirle de ilgilenen ve ikinci derece denklemlerin çözümünde aritmetiksel yolu izleyen Takiyüddin, başarılı çalışmalar sergilediği bir diğer alan olan optik konusunda Göz ve Bakış Bahçelerinin Işığı Üzerine Kitap adlı bir yapıt kaleme aldı. Güneş saatleri ve mekanik saatler yapan Takiyüddin'in astronomik saatler ve gözlem saatlerini anlattığı Mekanik Saat Yapımı adlı kitabı, Batı dünyası da dâhil olmak üzere, günümüzde bu konuda kaleme alınmış en kapsamlı kitap oldu. Takiyüddin, 1585'te vefat etti. Eserleri bugün hâlâ İstanbul, Kahire ve İngiltere'deki kütüphanelerde yer alır.