İmparatorların gözde şehri Sagalassos
Burdur'un Ağlasun ilçesinde bulunan ve UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan Sagalassos Antik Kenti, milattan önce 333 yılına dayanan geçmişiyle tarih yolculuğuna çıkmak isteyenleri ağırlamayı bekliyor.
Antik kentin civarında pek çok verimli ova vardır. Bunlar zamanla kent topraklarına dâhil olur. Bunlardan en önemlisi ve Sagalassos idaresine ilk katılan (MÖ 2. yüzyıl başında) Burdur Ovasıdır. Böylece kentin tarım alanı büyük ölçüde genişler ve bu durum ileriki yıllarda Sagalassos'un Anadolu Roma yol ağına bağlanmasına olanak sağlar. Ardından, Augustus Dönemi'nde Bağsaray ve Çelitkçi vadileri de kentin idaresi altına girer.
Kentin tarihinin en parlak zamanı olan Roma İmparatorluk Dönemi'nde, Sagalassos, Anadolu'nun yol ağına bağlandı. Bu sayede kent, hem Anadolu'nun içlerine hem de Ege ve Akdeniz limanlarına ulaştı. Kentin ekonomisinin temelini tahıl ve zeytin kadar, çam ağacı ve kırmızı astarlı, kaliteli seramik kap kacak üretimi ve ihracatı oluşturur. Tüm bu koşullar insanları refah içindeki, yeniliğe açık bu kente çeker, Sagalassos'un itibarı giderek artar.
Deniz seviyesinden bin 750 metre yüksekte, bir kartal yuvasını andıran derin vadilere hâkim kent, binlerce yıldır antik suyun aktığı Antoninler Çeşmesi, agoraları, Roma hamamları, Macellum yapısı, üzerinde dans eden kızlarla bezeli Heroon yapısı, kütüphanesi ve yaklaşık 9 bin kişilik tiyatrosuyla ilgi çekiyor.
Bölgede insana ait ilk izler MÖ 10 000'e kadar uzanır. Burada bilinen en eski yerleşik düzen ise MÖ 6500'e aittir. Bu tarihte seramik eşya yapımı da başlar. Ağlasun Vadisi'ndeki ilk tarım yerleşimi MÖ 4000'den hemen önceye tarihlenir. MÖ 3000'den önce yerleşimler arasında bir ağ oluştuğu ve her birinin kendi topraklarını kontrol ettiği bilinir.
Sagalassos'un tarihinde en etkili isim büyük olasılıkla Roma'nın ilk imparatoru Augustus'tur. Kendisinin kente doğrudan müdahalesi yok ancak onun zamanında kurulan barış ortamı yatırımlara olanak sağlar; vergi sisteminde reforma gidilir; İmparatorun yaptırdığı yeni yol Sagalassos'u denize bağlar.
İklim de bu dağlık bölgede bugün olduğundan daha ılık ve yağışlı hale gelir ve nüfus önemli ölçüde artar. Sagalassos'un seçkinleri bu ortamın sunduğu çeşitli olanakları ve ekonomik fırsatları görür. Pisidya'nın diğer kentlerinden farklı olarak Roma kimliğini benimserler. Birinci yüzyılda Sagalassos altın çağını yaşar.