İslam tarihinin dönüm noktası Nizamiye Medresesi
Orta Çağ İslam dünyasının en önemli eğitim-öğretim kurumlarından olan Nizamiye Medreseleri, Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk tarafından devrin zararlı düşüncelerine karşı İslam itikadını korumak amacıyla kuruldu. Teşkilat ve müfredatıyla bir dönüm noktası teşkil eden Nizamiye Medresesi'ninden Salerno, Paris ve Oxford gibi Batı'da kurulan üniversiteler de etkilendi.
Nizamülmülk, Büyük Selçuklu Devleti sultanlarından Alp Arslan ve oğlu Melikşah'ın 1063'ten 1092'ye kadar vezirliğinden yapan, büyük bir devlet adamıdır. Asıl adı Hâce Kıvâmüddîn Ebû Ali Hasan bin Ali'dir. 1018 yılında İran'ın Tûs şehrinde doğdu ve 1092 yılında Nihavend'de, Hasan Sabbah'ın fedaisi bir Batinî tarafından şehit edildi.
Orta Çağ İslam dünyasının en önemli eğitim-öğretim kurumlarından olan Nizamiye Medreselerinin kurucusu olan Nizâmülmülk, 1063'ten 1092'ye kadar Büyük Selçuklu Devleti'nin vezirliğini yaptı. Sultan Alparslan'ın Malazgirt Savaşı hariç bütün seferlerine katıldı, savaşların kazanılmasında ve devlet yönetiminde önemli bir rol oynadı.
Nizâmülmülk'ün adından dolayı Nizamiye adını alan bu medreseler, Sünnî İslam dünyası adına ciddi tehlike oluşturan Râfızî-Bâtınî düşünceyle siyasî ve askerî sahada olduğu gibi ilmî sahada da mücadele etmek ve devlet görevlileri yetiştirmek amacıyla kurulmuş müesseselerdi. Ayrıca okumaya imkânı olmayan fakir öğrencilerin de okumalarını sağlamak için kuruldu.
Bazılarınca, Nizamiye Medreseleri'nin İslam tarihinde ilk medreseler olduğu iddia edilirse de bu doğru değildir. Zira Tuğrul Bey döneminde medreselerin varlığı bilinir. Bağdat Nizamiye Medresesi'nin dünyadaki yaygın şöhreti ve öncekilerden farklı olarak devlet himayesinde kurulması, bu fikrin ortaya çıkmasına sebep oldu.
Nizâmülmülk, halkı Şiî-Bâtınî düşünceye karşı korumak ve Ehl-i Sünnet akîdesini güçlendirmek için ülkenin her tarafında medreseler açmaya karar verdi ve Sultan Alparslan'ı bu medreselerin açılması hususunda teşvik etti. Bu teşvikler neticesinde ülkenin pek çok yerinde açılan Nizamiye Medreseleri'nin en ünlüsü Bağdat Nizamiye Medresesi'dir. Burası, Nizâmülmülk tarafından yaptırılan medreselerin en meşhuru ve önemlisi olmasına rağmen en eskisi değildir. Bu medresenin plana uygun ve sağlam bir şekilde yapılması için Bağdat Amîdi Ebu Sa'd el-Kâşî görevlendirilir. Hocaların ve öğrencilerin ders okuma, yeme-içme ve barınma ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde planlanan medrese için Dicle Nehri'nin doğu yakasında uygun bir arazi seçilir ve üzerindeki meskenler istimlâk edilir. Kasım 1065'te başlayan inşaat, 60 bin dinar sarfıyla iki yılda tamamlanır.
Medresenin açılışı 22 Eylül 1067 tarihinde halifenin de katıldığı muhteşem bir merasimde oldu. Açılışa devlet erkânı, ulema ve her tabakadan halk katıldı. Ancak Nizâmülmülk'ün, adına medreseyi inşa ettirdiği ve burada ders vermesi için daha önceden anlaştığı Ebû İshak eş-Şirâzî açılışa gelmediği gibi bütün aramalara rağmen bulunamadı da. Sonradan öğrenilir ki Şirazî, 'bu medrese halktan gasp edilen araziler üzerinde kurulduğu' söylentiler sebebiyle açılışa gelmemiştir.