Kültürlere hoşgörü içeren bir bakış: Kültürel görecelik
İnsanoğlunun varlığından günümüze kadar farklı süreçlerden geçerek canlı bir varlık gibi yaşayan kültür, kişinin yaşadığı toplumda hangi değerlerle nasıl davranması gerektiğini belirleyen bir hayat kılavuzudur. Bu kavrama nasıl bakılması gerektiğini açıklayan kültürel görecelik teorisi ise bir kültürün değerlerinin o toplumun içinde yaşadığı coğrafya, din, hukuk, dil ve ekonomik unsurlar göz önünde bulundurarak incelenmesi gerektiğini savunur.
🔸 Kültürel görecelik, farklı kültürlerde yaşayan insanların farklı değer, gelenek ve inançlarının o toplum çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini şiar edinir. O kültür dışında bir anlamı olmasa da değerlere saygı duyulması gerektiğini savunur.
🔸 Bu teori ilk kez 20. yüzyılın ortalarında Antropoloji disiplininin kurucularından Frans Boans tarafından ortaya atılmıştır. Sonrasında onun öğrencileri tarafından geliştirilmiştir. Boans'ın 1887 yılında teoriye dair yaptığı açıklama şu şekildedir:
"...Medeniyet mutlak bir şey değildir, ... göreceli... bizim fikir ve anlayışlarımız ancak medeniyetimizin izin verdiği kadarıyla doğrudur."
🔸 Kültürel görecelik, çok seslilik, eşit haklar vb. kavramlarla toplumda edebiyat, sanat ve bilim gibi her alanda en yüksek kapasitenin ortaya çıkışına katkı sağlar.
🔸 Dünya üzerinde çok farklı düşünceler, gelenekler ve uygulamalar içeren çok sayıda kültüre mensup toplum bulunur. İnsanlık tarihine bakıldığında farklı ülke ya da toplulukların, diğerini dini, etnik vb. nedenlerle kendine benzeterek değiştirmeye çalıştığı gözlemlenebilir.
Kültürel Mirasın Toplumsal ve Ekonomik Etkileri
🔸 Değerler, toplumsal yaşamın ana hatlarını belirler. Ortak kültürü paylaşan kişilerin, nasıl yaşamaları gerektiği değerler yoluyla şekillenir.
🔸 Farklı toplumların farklı ahlaki kodları vardır. Kültürel göreceliğe göre bir toplumsal kodun ötekinden daha iyi olduğuna dair yargılanmasına neden olacak standart bir değer bulunmaz.
🔸 Kültürel göreceliğe göre kendi kültürümüzden olmayanların davranışlarını yargılamak doğru değildir. Farklı kültürlere karşı hoşgörü dilini benimsemeyen toplumlar, kültürel çeşitliliği koruyamaz. Diğer kültürlerle anlamlı ve dostluğun hakim olduğu ilişkiler geliştiremezler.
🔸 Kültürel görecelik, farklı kültürlerin birlikte yaşamasını kültürel zenginlik ve gereklilik olarak görür.