Tarihe meydan okuyan Van Kalesi
Van Kalesi, yazıtları, surları, tapınakları, kaya mezarları ve camileriyle dünyanın bir çok yerinden ağırladığı binlerce turistin 2700 yıllık tarihe tanıklık etmesine imkan sunuyor.
Aktuğ, kalenin arkasındaki eski Van şehrinde 100 yıl önce farklı medeniyetlerden, farklı dinlerden insanların bir arada huzur içinde yaşadığını vurguladı.
Kaledeki tarihi camilerin yanında kilise ve şapellerin bulunduğunu, insanların huzur içinde yaşadığını anlatan Aktuğ, "Ermenilerin yaptıkları katliam sonucu güzelim şehir yakılıp yıkıldı. Buranın ayağa kaldırılması konusunda son dönemlerde Müzeler Genel Müdürlüğü ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'nın (DAKA) katkılarıyla çalışma başlatıldı." değerlendirmesinde bulundu.
Geçmiş süreci, eski Tuşba'yı gandeme taşıyabilmek için çalışmalarının devam ettiğini aktaran Aktuğ, "Kalede tarihi Van evlerini andıran örnek evimiz var. İnsanlar buraları görerek geçmişe dair yaşamın izlerini sürebiliyor. 7 bin yıllık geçmişe sahip Van kentinin turizm konusunda hak ettiği noktaya gelebilmesi için çaba gösteriyoruz. Her geçen gün Van'a gelen turist sayısı artıyor. 2011'de 350 bin olan konaklamalı yerli ve yabancı turist sayısı 2017'de bir milyon 50 binlere dayandı. Bu, Van açısından sevindirici bir rakamdır." ifadelerini kullandı.
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Van Bölgesi Tarih ve Arkeoloji Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erkan Konyar ise Van Kalesi ve çevresindeki yerleşim alanlarında tarihe ışık tutacak önemli yapıların ortaya çıkarıldığını söyledi.
Van Kalesi'nin güneye bakan cephesine açılan 8 kaya mezarının Urartu mimarisinin en görkemli anıtları olarak kabul edildiğini belirten Konyar, kalede günümüze kadar ulaşan surların alt seviyelerindeki iri blokların büyük çoğunluğunun Urartu döneminde yerleştirildiğini, sonrasında da Osmanlı dönemine kadar birçok medeniyetin birçok taş ve kerpiçlerle ekleme yaptığını anlattı.
Konyar, 97 hektarlık alana yayılan Van Kalesi, höyük ve eski Van şehrinde milattan önce 3 bin yılından 20. yüzyılın başına uzanan süreçte bölgede yaşayan toplumlara ilişkin maddi kültür kalıntıların bulunduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Erken transkafkasya toplumları, Urartular, Medler, Persler, Roma, Sasani, Arap, Bizans, Ermeni, Selçuklu, Eyyubi, İlhanlı, Karakoyunlu, Timur, Sefevi ve Osmanlı dönemlerine ilişkin kültür katmanları bu alandan izlenebilmektedir. Bu açıdan bölgenin yaklaşık 5 bin yıllık tarihsel sürecinde yaşam biçiminden, üretim biçimine ve mimariye varıncaya kadar Van insanının ve kentinin gelişim süreci gözlemlenebilmekte. Van Kalesi, yaklaşık 250 yıl Doğu Anadolu Bölgesi'nde egemenlik sürdüren Urartular'ın başkentliğini yapmış. Anadolu'nun çok az yerinde kent merkezi içinde bu kadar eskiye giden arkeolojik maddi kültür kalıntıları modern kentin eski yerleşimcilerinin oturduğu konut kalıntıları, dini yapıları, mezarları, yolları ve kente dair diğer yan birimler vardır."
Anadolu'nun özellikle Osmanlı dönemi orijinal kent dokusunu yansıtması bakımından önemli olan eski Van şehrinin bir açık hava müzesi konumunda olduğunu vurgulayan Konyar, "Urartu mimarlarının şekillendirdiği Van Kalesi ve çevresi kendinden sonra gelen toplumlara da yerleşebilecekleri uygun alanlar yaratmış. Van Kalesi, başkent niteliğiyle Demir Çağ Anadolu'sunun en ünik ve etkileyici kentidir. Eski Van şehri, kale ve höyükteki kazı çalışmaları aslında Van kent tarihinin 7 bin yıllık sürecini yansıtır. Bu açıdan söz konusu alanlar Van turizminin gelişmesi adına oldukça önemlidirler. Söz konusu yapılara işlev kazandırılmasıyla bölge özellikle turistik açıdan önemli bir cazibe merkezi olacaktır." ifadelerini kullandı.