Sanat tarihinin karanlık sayfası: Bitmemiş Senfoni
Hümanist özelliği ile insanları kucaklayan bir müziğin temsilcisiydi Franz Schubert. Melodi zenginliği ile dikkat çeken şaheserlere imza attı; 600'ün üzerinde şarkı, 9 senfoni, çok sayıda oda müziği, opera ve piyano parçaları besteledi. Onun en ilginç eseri ise, "Bitmemiş Senfoni"ydi. Schubert, 6 yıl boyunca bu ünlü yapıtını bitirmemiş ve ölümüne yakın, onu arkadaşına emanet etmişti. Senfoniyi bitirmek için daha sonra yarışmalar düzenlense de, eserin niteliğine uygun görülecek bir yapıta rastlanmamış ve senfoni yarım kalmıştı…
Fikir güzeldi ancak Schubert'in bunu karşılayacak denli maddi gücü yoktu.
Schober, para konusunda endişelenmemesini, tüm giderleri karşılayacağını söyledi. Schubert'e yalnızca beste çalışmaları yapmak kalıyordu.
Bu görüşü her iki gencin aileleri de onaylayınca, kiraladıkları daireye taşındılar.
Yeni yaşamı Schubert'e oldukça iyi geldi.
Arkadaş çevresi genişledi. Kendisinden 30 yaş büyük olan ünlü bariton Johann Michael Vogl ile bu dönemde tanıştı ve kurdukları dostluk, Schubert'in ölümüne dek sürdü.
Schubert'in çok arkadaşı vardı. Viyana'da gerçekleştirdikleri arkadaş toplantıları çok eğlenceli geçerdi. Oyunlar oynanır, dans edilir, konuşmalar yapılır ama en önemlisi ve keyiflisi, Schubert en son bestelerini çalarak arkadaşlarını mest ederdi.
Şairler, filozoflar, ressamlar, politikacılar, saray görevlileri, aktrisler, şarkıcılar, kısaca hemen her kesimden insanın katıldığı bu toplantılar "Schubertiade" adıyla anılırdı.
1818 yazına gelindiğinde Schubert, Viyana'dan ayrılıp Kont Esterhazy'nin davetlisi olarak Macaristan'da bulunan Zeleesz'ye gitti.
Bu daveti kabul etmesinin ana nedeni, maddi açıdan büyük bir sıkıntıda olmasıydı. Esterhazy'ler müzik âşığı bir aileydi. Kont'un güzel bas sesi vardı. Eşi kontes'in ve 13 yaşındaki büyük kızının kontralto, 11 yaşındaki küçük kızının da soprano seslerinin yanı sıra tümü piyano çalmayı biliyordu.
Schubert, Esterhazy'lerin evinde, müzik dolu çok güzel günler geçirdi. Bu arada beste yapmak için de bol zamanı oldu. Fakat Viyana'yı ve arkadaşlarını da özlemişti. Bu nedenle 1819 yılı başlarında Viyana'ya geri döndü.
Birlikte kaldığı Schober'in evinde yer olmadığı için, yakın arkadaşı ozan Mayrhofer ile birlikte bir daire kiraladılar.
1822 yılı Schubert için felaketin başladığı yıl oldu. Kendisini ölüme götürecek olan Frengi hastalığının ilk belirtileri onda bu yılın sonlarında görüldü.
Birçok tedavi yöntemi uygulanmasına karşın, zaman zaman iyileşmiş görünse de, durumu gittikçe kötüleşti. Ancak hastalığı, çalışmasını etkilemedi ve var gücüyle güzel yapıtlar vermeyi sürdürdü.
Çünkü kendisi için "beste yapmak, yaşamının tek anlamı"ydı.
1827 yılının Mart ayında, Beethoven son günlerini yaşıyordu. Schubert, bu çok sevdiği, hayranlık duyduğu büyük besteciyi ziyarete gitti ve onun 26 Mart 1827 tarihinde düzenlenen cenaze töreninde, çok hasta olmasına karşın, 38 meşale taşıyıcısından biri olarak görev aldı.
Ağustos ayındaa Schubert'in rahatsızlığı iyice artmıştı. Fakat o bundan yılmıyordu. Birbirinden güzel yapıtlarını, tüm hastalığına karşın, birbirinin peşi sıra vermeyi sürdürüyordu. Fakat "inadına yaşamak, inadına birbirinden güzel yapıtlar vermek" amaçlı bu ısrarlı çalışmalarını 19 Kasım 1828 gününden sonra sürdüremedi.
Çünkü o gün Schubert'in, ancak 31 yıl sürebilen yaşamının son günüydü.