Sanat tarihinin karanlık sayfası: Bitmemiş Senfoni
Hümanist özelliği ile insanları kucaklayan bir müziğin temsilcisiydi Franz Schubert. Melodi zenginliği ile dikkat çeken şaheserlere imza attı; 600'ün üzerinde şarkı, 9 senfoni, çok sayıda oda müziği, opera ve piyano parçaları besteledi. Onun en ilginç eseri ise, "Bitmemiş Senfoni"ydi. Schubert, 6 yıl boyunca bu ünlü yapıtını bitirmemiş ve ölümüne yakın, onu arkadaşına emanet etmişti. Senfoniyi bitirmek için daha sonra yarışmalar düzenlense de, eserin niteliğine uygun görülecek bir yapıta rastlanmamış ve senfoni yarım kalmıştı…
1822 yılı Schubert için felaketin başladığı yıl oldu. Kendisini ölüme götürecek olan Frengi hastalığının ilk belirtileri onda bu yılın sonlarında görüldü.
Birçok tedavi yöntemi uygulanmasına karşın, zaman zaman iyileşmiş görünse de, durumu gittikçe kötüleşti. Ancak hastalığı, çalışmasını etkilemedi ve var gücüyle güzel yapıtlar vermeyi sürdürdü.
Çünkü kendisi için "beste yapmak, yaşamının tek anlamı"ydı.
1827 yılının Mart ayında, Beethoven son günlerini yaşıyordu. Schubert, bu çok sevdiği, hayranlık duyduğu büyük besteciyi ziyarete gitti ve onun 26 Mart 1827 tarihinde düzenlenen cenaze töreninde, çok hasta olmasına karşın, 38 meşale taşıyıcısından biri olarak görev aldı.
Ağustos ayındaa Schubert'in rahatsızlığı iyice artmıştı. Fakat o bundan yılmıyordu. Birbirinden güzel yapıtlarını, tüm hastalığına karşın, birbirinin peşi sıra vermeyi sürdürüyordu. Fakat "inadına yaşamak, inadına birbirinden güzel yapıtlar vermek" amaçlı bu ısrarlı çalışmalarını 19 Kasım 1828 gününden sonra sürdüremedi.
Çünkü o gün Schubert'in, ancak 31 yıl sürebilen yaşamının son günüydü.
Franz Schubert, öğretmeni ünlü müzisyen Antonio Salieri ve o dönemlerin ünlü baritonlarından Johann Michael Vogl ile yakın bir dostluk kurmasına rağmen; yaşamı süresince müziği, hiçbir zaman o denli yaygınlaşıp ünlenmedi.
Maddi açıdan sürekli ailesine ve arkadaşlarına bağımlı kalan Schubert'in, ortaya koyduğu eserler ancak ölümünden sonra ün kazandı.
Schubert denince akla 1822 yılında bestelediği ve "8. Senfoni" olarak da bilinen "Bitmemiş Senfoni" gelir. Schubert'in tamamlayamadığı varsayıldığı için eser, bugün de "bitmemiş" olarak anılır.
1822 yılında Graz kenti "Müzik Birliği Derneği"ne onur üyesi seçilen besteci, bu davranışa karşılık olarak bir senfoni bestelemeyi düşünmüştür.
Schubert, eserin iki bölümünü orkestralamasıyla tamamlamış, üçüncü bölüm "scherzo"nun başlarını belirten bir taslakla derneğin başkanı arkadaşı Anselm Hüttenbrenner'e vermiştir.
Eseri dinlemek için tıklayın.
Schubert'in yapıtın diğer iki bölümünü hayatının geri kalan altı yıllık süresi içinde neden tamamlayamadığı sanat tarihinin karanlık yönlerinden biridir.
Hüttenbrenner, bu tamamlanmamış partisyonu derneğe vermemiş, evinde saklamış; yaşlılığında Viyana Müzik Dostları Derneği yöneticisi Johann Herbeck'e bahsetmiştir. Eser hakkında Herbeck'e şunları söylemiştir:
"Dostum bu eseri dinlerken gözlerinin önünde sağlığı asla düzelmeyecek, parlak ümitlerinden hiçbiri gerçekleşmeyecek ve hayatı yarım kalacak bir insanı canlandırmalısın!"
Herbeck 1865 yılında Graz'a yaptığı bir gezide Hüttenbenner'e partisyonu sormuş; nota yığınları arasından çıkan ve müzik edebiyatının anıtlarından birini saklayan sararmış kâğıtlar, aynı yıl gün yüzüne çıkmış ve tüm insanlığa sunulmuştur.
"Bitmemiş Senfoni" bazı uzmanlara göre, "Schubert dehası"nın en saf, en yüce belirtisidir. Bu senfoninin yanı sıra, beş adet de "Bitmemiş Sonat"ı vardır.